Güncelleme Tarihi:
ABDULLAH KİĞILI KİMDİR?
Abdullah Kiğılı 1943 Malatya doğumlu. Köken olarak Bingöl’ün Kiğı ilçesinden olan Abdullah Kiğılı’nın babası kumaş satan bir tüccardı. İşi babasının yanında öğrenen Abdullah Kiğılı, 9 yaşından itibaren ailesiyle İstanbul’a geldi. İstanbul Erkek Lisesi’ni bitiren Kiğılı babasının yanında Sultanhamam’da çalıştı. 1965’te gömlek üretimine başlayarak Kiğılı markasını kurdu. 1973 yılında Osman Boyner’in davetiyle Beymen Beyoğlu mağazasına ortak oldu. 1980’de konfeksiyon fabrikasını kurdu. Almanya ve Hollanda’ya üretim yapmaya başladı. Kiğılı markasıyla mağazalar açmaya başlayan Abdullah Kiğılı aynı zamanda sıkı bir Fenerbahçe taraftarı oldu her zaman. 1997 yılında Futbol Federasyonu Başkanlığı da yapan Kiğılı, Fenerbahçe Spor Kulübü’nde yöneticilik de yaptı. 3 kız çocuk babası olan Kiğılı, Güreş ve Kayak Federasyonları’nda da yöneticilik yaptı.
ABDULLAH Kiğılı Türkiye’de hazır giyim sektörünün duayen isimlerinden. Perakendecilerin ağabeyi, akıl vereni, ombudsmanı, arabulucu ismi. Meslekteki 51 yılını geride bırakan ABDULLAH Kiğılı erkek giyim markası Kiğılı ile ilgili sözcülüğü de bir süredir işlerin başına geçen damadı Kiğılı CEO’su Hilal Suerdem’e bıraktı. Bu kez kendisiyle son dönemde sıkıntılarla gündeme gelen perakende sektörünü konuşmak için buluştuk. Sorunları masaya yatırdık.
AVM’lerdeki durum sıkıntılı. Bazı yabancı markalar Türkiye’den çıktı, bazılarının da çıkacağı söylentisi var. BMD Başkanı Sami Kariyo AVM’lerde yaşanan krizi de neden göstererek istifa etti. Siz sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Bizim gibi yaşlıların yapması gereken tek şey var. Bu işe başladığımdan beri patronum. Patronlar önce kendilerine inanacak, aciz duruma düştüğünü etrafa hissettirmeyecek. Patron her zaman güçlü olacak, etrafa tebessümle bakacak. Bu artık ekip işi. Sektör büyüdü. Biz güçlü olmak zorundayız. Türkiye güçlü ve büyük bir ülke, tüm dünya üzerimize de oynasa bizim hala bu işin altından kalkacak gücümüz var, bir kere Türk halkının enerjisi var. Yavaş yavaş iyiye gidiş başladı. 2017 Haziran ayıyla birlikte yukarı tırmanış başlayacak. Turistler gelecek, çarşılarda hareket başlayacak.
Herkesin dayanma gücü farklı değil mi? Borçla, yatırımla yakalananlar var. Dolar ve Euro ile ödenen kiralar ağır bir yük değil mi?
2001 krizinde hiç unutmuyorum, aradan 40 gün geçmişti, işler durgun, mağazalar boştu. 17 mağaza, 209 çalışanımız vardı. Allahtan fazla ithalat yapan bir şirket değildik, olsaydı batardık. Doların kapanış kuru 680’di, bir anda 1000 oldu, sonra daha artttı. O günlerde Aykut Hamzagil, Kamil Özçoban bir araya geldik ve ‘ne yapacağız?’ diye konuştuk. ‘Sektördeki arkadaşlarla bir araya gelelim’ dedik. Kiraları ödeyemeyecek duruma gelmiştik. Biz oturduk elimize kağıt kalemi aldık, 52 firmayı tespit ettik, bir gün saptadık ve toplandık. Vitali Hakko da Cem Boyner de geldi toplantıya. 76 kişi olmuştuk. Toplantılar yaptık, danışma kurulu kurduk. Kira meselelerini masaya yatırdık, AVM’lerle görüştük. Kiralarda doları 750 liraya fiksledik. Fiyatlarımızı aşağı çektik. Sokak, cadde mağazacılığı ve indirimlerle bu iş Anadolu’ya o dönemde yayıldı. Ve bir yıl sonra krizi atlattık. BMD de o dönemlerde kuruldu. Bugün BMD’nin ciddi bir üye sayısı oldu. Sami Kariyo başkanımızdı, bu meseleler yüzünden ayrılmaya karar verdi. Kendisi iyi, deneyimli bir arkadaşımızdır.
BMD üyeleri arasında anlaşmazlık var. 150 ve daha küçük metrekareli mağazalar indirim istiyor.
AVM’lerin yarıdan fazlasının sahipleri ya da marka karmasını yapanlar yabancı fonlar. Yönetimler onların elinde. Yatırımcı yerli ama sistem ve işleten yabancı. Yanlış yaptık. Anadolu’da yabancı fonun işlettiği bir AVM’de yaşanan olayı söyleyim. AVM’nin sahibi kim diye hiç sormamışız, yabancı fon gelip pazarlıyor, biz yatırım yapıyoruz. Mağazayı dekore ettirdik, ekibi kurduk, bir baktık AVM’nin işletme ruhsatı yok. AVM içinde her dükkanın işletme ruhsatının olması lazım. Bazı markalar AVM içinde işletme ruhsatı alınmadığı için de mağazalar kapanıyor. Muhatap yok. Pazarlayan fon bilmiyorduk diyor. Basit gibi görünüyor ama böyle örnek çok. 4-5 AVM ile bu durumdayız. Bazı AVM’lere kayyum atandı, her şey durdu.
Yıllardır aynı şirketler yapıyor bu işleri, çözüm bulunamıyor mu?
Bu fonlar karşımızda, marka miksi ve kiralamaları onlar yapıyor. Önce işin büyükleriyle anlaşma yapılıyor. 5-10 bin metrekarelik yerler belli oluyor. Gıda marketleri, yapı marketleri, elektronik marketleri ve sonra giyimin büyükleri geliyor. Sonra 200-500 metrekare yer tutanlara sıra geliyor. En son sıra da 50-150 metrekarelik mağazalara geliyor. Bu kesime bakınca yüksek kiralar oluyor. Cirodan ödenen kira, AVM giderleri de etkilenince rakamlar büyüyor. Markasınını büyütmek isteyenlerin kiralarla, ortak giderlerle zaten sorunu vardı bir de böyle krize girilince ne yapacaklar? AVM yöneticileri Türkiye’de yaşıyor, o şirketlerin başlarında arkadaşlarımız var, burada aynı havayı teneffüs ediyorlar. AVM’lerde durum ortada. Yüksek tutuyorlar bazı rakamları. Bugün kriz var, turistler azaldı, oteller boş, en azından 50-150 metrekare arası mağazalara belli kira oranında müşfik davranmak zorundalar.
BİR DAHA ZOR DOLAR
Ortak bir yol bulmak için ne yapılmalı?
AVM denizi bitti Türkiye’de. Bol keyifli, bol işli dönem bitti, gerçek kiralara dönülmeli. Bu AVM’ler boşalırsa bir daha dolması mümkün değil. Yerli AVM yatırımcıları sağduyulu bir şekilde gerekli indirimleri yaptılar. Yabancılardan bir şey göremiyoruz. Sami Kariyo da epey uğraştı. İki camia arasında sıkıştı. Aşağı kısım kaynadı. Yukarısı gerekeni yapmıyor. Bizde de suç var, büyük markalar Sami Kariyo’nun yanında olamadı, olamadık. Bundan sonra herkes bir araya gelip danışma kurulu kurup muhatap bulmalı. 2001’de yapılan yapılmalı, AVM’lerde kiralar sabitlenmeli. Yabancı fonları ve buradaki temsilcilerini anlamakta zorluk çekiyorum. Bir iki yılda markaların büyük çoğunluğunun da yeni AVM’lerde yer alması ve yeni yatırım yapması mümkün değil. Açılmaya yakın tüm AVM’ler ertelendi. Bir taraf sıkıntıda, patlamaya yakın, diğer taraf bir şey yokmuş gibi davranıyor. Bu olmaz.
Hızlı büyümenin de sıkıntıları mı oldu?
Hepimiz hızlı büyümenin sıkıntısını yaşıyoruz. İyi hesap kitap yapamadık. Yabancı fonların koyduğu sözleşmeleri imzaladık. El birliğiyle işi yürütürsek AVM’ler yaşayacak. İsim vermek doğru değil bazı yabancı markalar çıkmak üzere. Hepimizin toparlanması lazım.
Yabancı markaların çıkması Türkiye algısını yaralıyor...
Yabancı markalar gelmeli Türkiye’ye, bu sektörün büyümesinde yabancıların gelmesi önemli. Yerli yabancı marka karması yaşatır AVM’leri.
KREDİ VERMİYORLAR
e-ticaretteki büyümeniz ne durumda?
Mağazalarımızın ilk 20’sinde e-ticaretimiz de var. Bunlar da iyiyiz ama büyük bir durgunluk var. Geçen yılın cirosundan uzağız. Sektörün büyük bölümü geçen senenin cirosunu yakalayamaz, ciroyu yakalayanlar da karlılığı tutturamaz. Herkesin masrafı ciddi, maalesef bankalar da sektöre sıcak bakmıyor, yeni krediler açmıyor, bizim sektörün aktörleri faktoring şirketlerine düşerse yandık. O yüzden de biz elimizden geleni yapıyoruz.
Sizin markanız bu zor günleri nasıl geçiriyor?
Biz şu anda yurtdışında büyümeye çalışıyoruz. Yurtiçinde bir yılda 15 mağaza açtık. İran’ın önemli bir şirketiyle anlaştık geçen hafta. Orada 5 AVM’si olan bir ortağımız var. İran’da kaç tane Orada marka tescilimiz var ama taklidimiz çok. İran’da bilinen bir markayız. Bizim en iyi ciro yapan ilk 5 mağazamızdan biri Van.