ATO: Türk tarımı zor durumda

Milli gelirin yüzde 11.3’ünü üreten, istihdamın yüzde 33’ünü saÄŸlayan Türk tarımı, uygulanan yanlış politikalar nedeniyle ecel terleri döküyor. 2003 yılında yüzde 2.5 küçülen sektör, 2005 yılının ilk çeyreÄŸinde sıfır olan büyüme hızıyla yerinde saymak zorunda bırakıldı.Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) Tarım Raporu’na göre tarımda üretim girdilerindeki maliyet artışlarının yüzde 100’ü bulduÄŸu son 2.5 yıllık dönemde, ürün fiyatları yüzde 30’la yüzde 80 arasında geriledi. Tarım ürünlerinin girdilerinden olan mazotta 2002 yılından bu yana yüzde 61.8 artış yaÅŸandı. 2002 yılı Kasım ayında 1 milyon 242 bin lira olan mazotun fiyatı 14 Temmuz 2005’de 2 milyon 10 bin liraya yükseldi. Söz konusu süre içerisinde mazotun dolar bazında fiyat artışı yüzde 100’ü buldu. Gübre fiyatlarındaki artış ise 2002 yılına göre yüzde 100’leri aÅŸtı. Kasım 2002’de 250 bin lira olan üre gübresi, bu yılın temmuz ayında 530 bin liradan satıldı. Ãœredeki artış oranı yüzde 112 oldu. Aynı süre içerisinde amonyum sülfattaki fiyat artışı yüzde 94.7, DAP gübresinde de yüzde 74 olarak gerçekleÅŸti. 2002 Kasım ayı ile 2005 Temmuz ayı arasındaki sürede, tohumluk tohumluk, tarım ilacı ve yem fiyatlarıyla sulama ücretleri yüzde 36 ile yüzde 233 arasındaki deÄŸiÅŸen oranlarda artış gösterdi. Sözkonusu dönemde, sulama fiyatlarındaki artış ise yüzde 100’ü aÅŸtı. Son iki buçuk yıllık dönemde, girdi fiyatlarındaki yüksek artışlara raÄŸmen, ürün fiyatlarındaki artışın düşük olması çiftçinin maÄŸdur olmasına yol açtı. PAMUK TARLADA KALDIDünyanın 6’ncı pamuk üreticisi olmasına raÄŸmen, 2002- 2004 döneminde 648 bin tonla dünyanın en fazla pamuk ithal eden ülkesi olan Türkiye’de tekstil sektörünün ihtiyacı olan pamuÄŸu yurtdışından ithal etmesi nedeniyle pamuk tarlada kalırken, üretici borçlarını ödeyemez hale geldi. Pamuk ithalatı, bu yılın ocak-mayıs döneminde 917 milyon dolara ulaÅŸarak, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 9.5 arttı. ATO’ya göre girdi fiyatlarındaki aşırı artış ve ürünlerin piyasa fiyatlarının üretici aleyhine iÅŸlemesi, üreticinin satın alma gücünde büyük düşüşlere yol açtı. BuÄŸday üreten bir çiftçi 2002 yılında bir litre mazot alabilmek için 4.43 kilo buÄŸday satarken, bugün bu oran 6.93 kiloya çıktı. Aynı ÅŸekilde, bir traktör alabilmek 2002 yılında 55 ton olan satılması gereken buÄŸday miktarı bugün 92 tona çıktı.SÃœT ÃœRETÄ°CÄ°LERÄ°Süt konusunda da sıkıntılar yaÅŸanıyor. 2002’den bu yana süt üretimi için kullanılan yem fiyatlarına yüzde 89.1 zam gelmiÅŸ olmasına karşın, süt fiyatları 2002 seviyesinde kaldı. Birkaç ay öncesine kadar 450 bin liraya satılabilen sütün fiyatı 300 bin liraya kadar geriledi. Süt fiyatlarının düşmesindeki en önemli etkenin Türkiye’ye kaçak yollardan sokulan süt tozu olduÄŸu belirtiliyor. "KAÇAK ET YÄ°YORUZ"ATO’nun raporuna göre, tarım sektörünün en önemli alt sektörü olan hayvancılık da kriz sinyalleri veriyor. Türkiye’de et fiyatlarındaki gerilemenin en önemli nedeni kaçak et giriÅŸi olarak gösterildi. Türkiye’nin 6-7 milyar dolar zarar ettiÄŸi kaçak et tüketiminde Ä°stanbul’un yüzde 60’la ilk sırada yer aldığı belirtiliyor. Türkiye genelinde ise kaçak et tüketimi yaklaşık yüzde 50 seviyesinde olduÄŸu kaydediliyor. 2005 yılının Ocak-Mayıs dönemini kapsayan 5 aylık sürede tarım ve hayvancılık sektöründe 17.6 milyon dolarlık dış ticaret açığı gerçekleÅŸti. Tarım sektörünün önemsenmemesi ve döviz kuru politikası nedeniyle üretmek yerine dışardan satın almanın tercih edildiÄŸi savunuldu. TARIMA VERÄ°LEN DESTEK DÜŞTÃœTürk çiftçisine verilen önem bütçe rakamlarıyla da kendini gösterdi. 2004 yılında bütçeden tarıma ayrılan 3 katrilyon 215 trilyon liranın 2005 yılında 3 katrilyon 462 trilyona çıktığı ancak, yüzde 7.6’lık bu artışın, yüzde 100’ü bulan tarım enflasyonunun gerisinde kaldığı belirtildi. DGD YARAYA MERHEM OLMADI2001 yılında destekleme alımlarından vazgeçilmesinin ardından baÅŸlatılan DoÄŸrudan Gelir DesteÄŸi (DGD) uygulaması da çiftçinin yarasına merhem olamadı. 2004 yılında çiftçiye 2.8 katrilyon lira DGD verecek olan hükümet, bu paranın 900 trilyonunu da 2006 yılında ödeyeceÄŸini açıkladı. 2005 yılı bütçesinde de 2.7 katrilyon lira olarak belirlenen DGD, 1.9 katrilyon olarak düşürüldü. Bu düşme, 2003-2004 yıllarında dönüme 16 milyon lira olarak ödenen DGD’nin 10 milyon lira olarak ödenmesine yol açıyor. AYGÃœN: "AB’NÄ°N GÖZÃœNDE ÇİFTÇİ ÖCÃœ"ATO BaÅŸkanı Sinan Aygün, AB’nin Türk tarımını "uyum" adı altında kıskaca aldığını belirterek, "AB, tarımı, Türkiye’nin sırtında kambur olarak gösteriyor. Ä°stihdamda yüzde 33 payı olan bu kesim AB’nin gözünde öcü" dedi. Tarım sektöründe saÄŸlıklı tarım politikaları uygulanmazsa, Türkiye’nin bundan sonra üreten deÄŸil sadece satın alıp tüketen bir ülke haline geleceÄŸini ifade eden Aygün, tarım sektörünün Türkiye’de göç sorununun kriz haline gelmesini engellediÄŸine iÅŸaret etti. Aygün, "Hükümet sadece üretmek için deÄŸil, toplumsal huzur için de tarıma sahip çıkmalıdır" dedi. Aygün, "Hükümet at gözlüğünü takmış, üstelik de miyop. Ä°leriyi göremiyor. AB uÄŸruna Türk tarımını feda ediyor. Türkiye’ye tarıma verdiÄŸiniz desteÄŸi azaltın diyen AB, bütçesinin yüzde 40’ını tarımı desteklemek için harcıyor" diye konuÅŸtu. Â