Güncelleme Tarihi:
Savaştan yeni çıkmış bir ülkenin gözünün içine baktığı bir liderdi o. Arka arkaya yaptığı devrimler kadar etkili bir şey daha vardı; yaşam biçimi. Çağdaş bir toplum, bir ülke için her hareketi ile örnek olmaya çalışıyordu. Anadolu’da gittiği her kasabada sadece sözleriyle değil kıyafetleri, şapkası, kahvesini içtiği fincanı, kalemi, tabağı çanağıyla da ilgi çekiyordu. İşte Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamında iz bırakan o eşyalar, tıpkı o yıllarda olduğu gibi bugün de yakından izlendi. Tüm seyahatlerinin izi sürüldü. Onlarca kasaba gezildi, kaldığı otellere gidildi, müzeler incelendi, onunla anısı olan kişilerin yakınlarıyla görüşüldü, İlber Ortaylı gibi tarihçilerden destek alındı ve yaşamından işaretler, örnekler, anılar toplandı. Bir koleksiyon hazırlandı.
İki yıl süren bu detaylı Mustafa Kemal takibinin amacı Cumhuriyetin 100. yılında onu ülkesiyle yeniden buluşturmaktı. Fikrin sahibi ise Karaca ekibiydi. Geçtiğimiz günlerde Karaca’nın CEO’su Fatih Karaca ile bir araya geldik. Meğer şirketin 50’nci yılıymış. Bir yandan Karaca’nın 50’nci yaşını, bir yandan da Cumhuriyet’in 100’üncü yaşını kutlayan özel bir işe imza atmak istemişler. Fatih Karaca’nın İstanbul Bomonti’deki ofisinden şöyle bir bakınca Karaca’nın 1973’te bir cam atölyesi olarak kurulduğu Süleymaniye, şaşırtıcı detaylarıyla seçilebiliyordu. “Bu süreçte yedi şirket satın aldık. Ben 2006’da yurtdışından geldiğimde 26 yaşındaydım. 50 kişiydik. Bugün 4 bin kişiyiz. Karaca ailesi Türkiye’den çıkan bir markanın dünyada ilk üçe girmesine başkoydu. Bunu yaparken de Türkiye’nin değerlerini çok önemsiyoruz. Şimdi buradan Süleymaniye’ye bakmak beni duygulandırıyor” diye özetledi hissettiklerini.
32 PARÇALIK KOLEKSİYON
Fatih Karaca, koyduğu hedeflerde Cumhuriyet değerlerinin önemli bir yeri olduğunun da altını çizdi. İşte adını “Cumhuriyet Yüzyılı” koydukları koleksiyon da bu yaklaşımın bir ürünü. Atatürk’ün yaşamından izler sürülerek üretilen 32 parçalık koleksiyonun hikâyesini şöyle anlattı Karaca: “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün değerleri, vizyonu ve bizlere emanet ettiği mirastan yola çıkarak, iki yıllık bir araştırma gerçekleştirdik. Birçok ili dolaştık, Atatürk’ün sofra tercihlerindeki rutinlerini araştırdık; kahvesini hangi fincandan içermiş, yemek takımlarını nasıl tercih edermiş sorularına yanıt bulduk. Bu araştırma sürecinde, Atatürk için tasarlanan GMK (Gazi Mustafa Kemal) inisiyaline sahip kahve fincanı, kumaş peçete, yüzük, sabahlık gibi ikonik ürünlere denk geldik. Cumhuriyetin ilk yıllarının önemli kararlarına şahitlik eden sofralarda kullanılan ürünlerden ilham alarak bu koleksiyonunu hazırladık. Cumhuriyetin kuruluşuna tanıklık eden bu koleksiyonla Atatürk’ten ilham alanların sofralarında unutulmaz anılara eşlik edeceğimize inanıyoruz.”
PERA PALAS’TA SERGİLENECEK
Karaca ve ekibi şimdi bu koleksiyonu yine Atatürk’ün hayatında önemli yeri olan İstanbul Beyoğlu’ndaki Pera Palas’ta gerçekleştireceği bir Cumhuriyet balosunda sergileyecek. Gecede İlber Ortaylı gibi önemli isimlerle Atatürk’ün yaşamıyla ilgili sohbetler de yapılacak.
MALATYA’DA YENİ PROJE BAŞLAYACAK
Karaca’nın “Paylaşacağımız Bir Gelecek Var” mottosuyla 2010’da UNICEF ile birlikte hayata geçirdiği ve kârın tamamının UNICEF’e bağışlandığı benim de yakından takip ettiğim bir projesi var. Ara Güler, Betül Mardin, Rahmi M. Koç, Haldun Dormen, İdil Biret, Prof. Dr. İlber Ortaylı gibi değerli isimlerin yaşamından ikonlar bulunuyor ve fincanlara yansıtılıyor. Fatih Karaca şimdi bu projenin yeni isimlerle devam edeceğini söyledi. Yeni planlarını ise, “Önümüzdeki dönemde de depremden etkilenen iller arasındaki Malatya’da, kültür mirasına sahip çıkan yeni bir projeyi hayata geçirmeye hazırlanıyoruz” diye özetledi.
‘HARVARD’DA YÖNETİCİ YETİŞTİREN TAHTAKALE ESNAFIYIZ’
Karaca’nın 50 yıllık hikâyesine bakıldığında son 20 yılın çok hızlı yaşandığı görülüyor. Satın alınan yedi şirket ile daha da büyüdüklerini anlatan CEO Fatih Karaca ailenin koyduğu; 2030’a kadar alanında dünyanın ilk üç markasından biri olma hedefiyle ilgili iddialı. Hedefe yedi yıl kala Karaca’nın henüz alanında ilk 10-15 aralığında yer aldığını söylerken, “700 milyon dolarlara yaklaştık. 20 milyon dolardan kısa sürede bugünlere geldik. 2028’e kadar Almanya, İngiltere pazarlarında ilk üçe gireceğiz. Rakipler 300 yıllık firmalar. 2026-2027’de ABD pazarına gireceğiz. Şu anda satın alma fırsatlarına bakıyoruz. Ama asıl önemlisi insan kaynağımız. Yönetici adaylarımızı müthiş bir eğitimden geçiriyoruz. Harvard’a yönetici adayı gönderen bir Tahtakale esnafıyız biz. Esnaf ruhunu da kaybetmemeye özen gösteriyoruz” diye anlattı planlarını.