Cahit AKYOL
Oluşturulma Tarihi: Kasım 20, 2009 00:00
İstanbul Atatürk Havalimanı’nın dış hatlar geliş bölümündeki Gümrüksüz Satış Mağazaları’nın (duty free) yeni free shopları ‘sessiz-sedasız’ açıldı. A-3 olarak tanımlanan bölüm de, dev bir içki kavına dönüştürüldü. Bunun için 7 metre yüksekliğinde duvar yapıldı. Raflara dizilen 15 bin şişe şarap ile viski ve şampanyaların en pahalısı 2490 Euro’luk etiketi ile Chateu Petrus şarabı.
ATATÜRK Havalimanı’ndaki ‘duty-free’ mağazacılığı yeni boyuta taşındı. Bu yeni anlayışın başmimarı Akfen-Tepe-Unifree (ATÜ) Genel Müdürü Ersan Arcan, Dış Hatlar Terminali’ndeki pasaport kontrolünün hemen bitiminde yeni duty-free mağazalarının hizmete açıldığını hatırlatarak “Bu yenilik talebi yolculardan geldi. Alışveriş merkezleri gibi iş yapıyoruz ama mantığımız çok farklı” diyor. Dış hatlar gelişte, A-3 olarak tanımlanan bölüm, dev bir ‘içki kavı’na dönüştürüldü.
En pahalı konyak 2190 EuroFransız, İtalyan, Portekiz, Şili, Güney Afrika, Avusturalya gibi dünya şarapları ile malt ve viskiler konulan bölümde en pahalı şarap, 2490
Euro etiketi ile 2002 Chateau Petrus. Ardından 830 Euro etiketli 2006 Chateau Margaux, 815 Euro etiketli Chateau Lafite Rothschild şarapları geliyor. En pahalı konyaklar ise 2190 Euro’luk Hennesy Richard, 1800 Euro’luk Remy Martin Lois XIII. En pahalı şampanya ise 425 Euro’luk Roederer Cristal Brut Rose. Ersan Arcan “Alışveriş merkezlerinden farklıyız, işimiz çok hareketli ve dinamik” diyor ve şunları kaydediyor:
Yeni yaşam merkezleri“Mağazalarımızın kasaları 365 gün 24 saat açık. İç piyasadaki dinamiklerden çok farklı dinamikler var burada. Müşteri bir haftasonu alışveriş merkezindeki ruh haliyle buralarda dolaşmıyor. Seyahat etmiş ya da edecek, belli bir yorgunluğu var, her ne kadar kabul edilmese de bir stres, bir kaygı hali var, bunları biliyoruz. Böyle durumlarda bizden beklentileri farklı. Konsepti tamamen buna göre oluşturduk. Çünkü yolcular artık güvenlik nedeniyle havalimanlarına erken geliyor, alanda daha fazla vakitleri oluyor. Bunu iyi değerlendirmeyi hedeflendik. Yolcu sayısı da her geçen gün artıyor. Gümrüksüz satış mağazaları giderek yeni yaşam ve alışveriş merkezleri haline geliyor.”
5 duyuya hitap ediyoruzSeyahatlerden en az iki saat önce terminale gelen yolcuların duty-free’lerde zaman geçirdiğini hatırlatan Ersan Arcan, amaçlarının kendini özgür hissetmesi olduğunu vurguluyor. Bunun için limitsiz giriş ve limitsiz çıkış mantığı uyguladıklarını aktaran Ersan Arcan, “Konumlandırmaları yeniden düşündük. Dış hatlar geliş katındaki yenilikler de bu mantıkla yapıldı. Burada kullandığımız renkler, iç tasarım, stantların ve ürünlerin dizilişleri, aydınlatmaları, mağazadaki müzik yayınına kadar her şey 5 duyuya hitap etmek üzere planlandı” diyor.
Krizde Petrus şatışları düştü
HAVALİMANININ en pahalı içkisi unvanlı 2490 Euro’luk Chateau Petrus’lardan geçtiğimiz yıl 11 adet satılmış. Bu yıl ise satışlar ekonomik kriz nedeniyle dibe vurmuş. Free-shop yetkilileri, “2009 yılında sadece 2 Petrus müşterisi bulabildik. Satın alanlardan birisi Türk, diğeri de ABD vatandaşıydı” diyor.
‘İçki duvarı’nın Avrupa’da örneği yokATATÜRK Havalimanı dış hatlar geliş terminalindeki A-3 adı verilen ve sadece lüks tüketim mallarının bulunduğu mağazanın benzerinin Avrupa’da bile olmadığını söyleyen Ersan Arcan, “Burası bizim prestij mağazalarımızdan oldu. Mağaza 66 metrekareden 244 metrekareye genişledi. 4 kasası var. Premium mağaza konsepti ile yapıldı. 16 metre genişliğinde ve 7 metre yüksekliğindeki duvarının içinde 15 bin şişe dünya şarapları, seçkin malt ve yıllanmış viski çeşitleri kondu” diyor. A-3’te puro tutkunlarını da düşündüklerini söyleyen Arcan, şunarı ekledi: “Ülkenin en kapsamlı puro mağazası burada. Bunun için Dominik Cumhuriyeti ve Küba’dan ithal edilen yaklaşık 400 çeşit puro ve cigarillo bulunduruluyor. Özel havalandırmalı bölümde saklanan puroların yanı sıra ayrıca şarap aksesuvarları ve gurme kitaplarının da satıldığı bölüm hizmete girecek. Buradaki lüks kategoride çanta, saat, güneş gözlüğü çeşitleri de pahalı içkileri tamamlayacak.”
Free-shoplarda 1072 kişi çalışıyorATATÜRK Havalimanı’ndaki free-shopları çalıştıran ATÜ, 1072 personeli ile 365 gün hizmet veriyor. Geliş ve gidiş katlarında toplam 10 bin 292 metrekareye ulaşan hizmet alanında 39 mağazası var. Mağazalarda 52 bin 396 ürün var, en çok sigara ve içki satışı yapılıyor. Ciroda en büyük payı ise kozmetik ürünler alıyor. İçindeki butikler Bvlgari, Ermenegildo Zegna, Hermes, Hugo Boss (Shop in Shop), Salvatore Ferragamo, Versace. Alt işletmeciler ise Atasay, D&R, Empire, Mavi Jeans, Samsonite, Vakko Butik.
Yılda 300 ton lokum satıyorlarATATÜRK Havalimanı’nın gidiş katında bulunan Old Bazaar adlı mağaza, Kapalıçarşı’yı ziyaret edemeyen turistler için adeta bir kurtarıcı... Kapalıçarşı’nın mimarisini andıran tonoz ve sütunlarıyla, eski İstanbul alışveriş mekânlarını çağrıştıran atmosferiyle de yolculara bambaşka bir alışveriş deneyimi yaşatan Old Bazaar’da lokum, baharat, geleneksel gıda, zeytinyağı, kuruyemiş, şekerleme, hediyelik eşya, tekstil, otantik takılar, gümüş eşya, porselen, cam, deri satılıyor. Mağazada tabii ki en fazla satılan ürün lokum. Bir yılda 300 tonun üzerinde lokum bu mağazadan satın alınıp yurtdışına götürülüyor. En fazla satılan ikinci ürün ise yılda 8 bin 819 kilogram ile baklava.
Çakma Romanee-Conti ve Petrus şarapları da çıktıPAHALI pek çok lüks eşyada olduğu gibi şarapların da taklit edildiğini belirten bir grup Fransız şarap uzmanı, onlarca ünlü şarap markasının bu yüzden büyük imaj kaybına uğrayabileceğini ifade etti. Bordeaux Uluslararası Şarap Enstitüsü yöneticisi Sylvain Boivert, şarap piyasasında sahteciliğin uzun zamandır var olduğunu ancak, lüks marka fiyatlarının yükselmesiyle birlikte imitasyon ürünlere olan talebin de yakın zamanda büyük artış gösterdiğini kaydetti. 1885 yılında kurulan enstitünün yetkilileri, lüks markalar gibi sahte üretim yapanların peşine düşmediklerini belirtti. Öte yandan bazı üreticilerin bu tip fason üretimden rahatsız olmadığını hatta gizli anlaşmalar imzaladığını da söyleyen Fransız şarap uzmanı Claude Maratier, “Kendi üretimlerinin azalmasından kuşkulandıkları için böyle yollara başvurabiliyorlar” dedi.
Nadir bulunuyorNadir bulunan bu ürünlere dünya genelinde oldukça büyük bir talep olduğu ifade edilirken, bunun da ciddi bir pazar yarattığı vurgulandı. Bordeaux şarabının en kaliteli türlerinden olan ve Romanee-Conti tarafından üretilen Burgundy şaraplarının da dünyanın en nadir bulunan içkilerinden olmasına rağmen taklit edilerek, ciddi fiyatlara alıcı bulduğu ortaya çıktı. 4 şişe Jeraboam şarabının 1945 üretilmemiş olmasına rağmen, açık artırmada o yıla aitmiş gibi satıldığı açıklandı. 2008 yılında, New York’ta düzenlenen bir müzayedede ise 107 şaraptan sadece bir tanesinin gerçek olduğu ortaya çıktı. Müzayede kataloğunda görünen ‘Clos Saint Denis 1945’ isimli şarabın aslında 1982’den önce hiç üretilmediğini belirten yetkililer, “Taklit şaraplar Asyalı değil. Avrupa ve ABD’li bazı üreticiler tarafından hazırlanıyor” ifadesinde bulundu.
600 adet üretildiPahalı şarap meraklısı koleksiyonerlerin, şişe üzerindeki Lüks şaraba olan talebin artış gösterdiği pazarlara özellikle yoğunlaşan taklitçilerin, Rusya gibi ülkelerde büyük gelir sağladığı vurgulandı. Çin gibi gelişmekte olan pazarların, doygun ekonomisi olan ülkelere göre lüks şarap tüketimine daha çok ağırlık verdiği ifade edilirken, taklit ürünlerin üretiminin de bu ülkelerde gerçekleşebildiği kaydedildi. Romanee-Conti 1945 şarabından sadece 600 adet üretildiği bilinmesine rağmen, müzayedelerde bu şaraplardan binlerce satıldığı biliniyor.