Güncelleme Tarihi:
ÖZYAZICI İnşaat’ın sahibi Ahmet Özyazıcı’nın, 2010’da başladığı, Ataköy’de 72 dönümlük arsa üzerindeki inşaat, aleyhine açılan davalarla defalarca durduruldu. 6 yılda tamamlanabilen ve iskanı alındıktan sonra satışa çıkarılan Yalı Ataköy projesinde yaşadıkları yüzünden psikolojisinin ve sağlığının bozulduğunu anlatan Özyazıcı, “Psikolojim bozuldu ve psikolog tavsiyesiyle 2012’de golf oynamaya başladım. Psikolojim düzeldi, kolesterol, şeker, kilo sorunlarım bitti. Benim bir ayağım protezdir. Türkiye Engelliler Golf Milli Takımı’na da yükseldim. Fransa’daki son turnuvada Avrupa şampiyonu oldum” diyor. Özyazıcı şöyle anlatıyor hikayesini:
İMAR PLANI HİÇ DEĞİŞMEDİ
“Burada (Ataköy Sahili) meşhur ‘C Motel’ vardı. Yafes Öztürk işletiyordu. Arsayı Emlak Bankası’ndan kiralamıştı. Arsa TOKİ’ye geçince dönemin TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, ‘kira geliri emlak vergisini bile karşılamayan’ kontrata son vermek istedi. Kiracının tahliyesi 2008’de mümkün oldu. Arsa ile ilgili İmar Planı 1991’de yapılmış ve 2 emsal yapılaşma olarak kesinleşmiş. Biz inşaata başlayınca ‘Ak Parti sahili imara açtı ve yapılaşma o yüzden oluyor’ diye kara propaganda başladı. TOKİ, 2009’da ilk ihaleyi arsa satışı olarak yaptı, katılım olmadı. 2010’da hasılat paylaşım ihalesi yapıldı. TOKİ’ye yüzde 36 pay taahhüdü (447 milyon TL) ile biz kazandık. 27 adet tescilli 2 emsale göre ruhsatımızı alıp başladık. 90 milyon lira peşinatı da hemen ödedik. ‘Erdoğan Bayraktar’ın ‘çuvalla para aldık adamlardan, inşaatları durdu, bir şey yapamadık’ mealinde sözünü ettiği para var ya; o para işte bu 450 milyon liralık TOKİ payının 90 milyon liralık peşinatıydı. Para çuvalla gitti bankaya ve TOKİ hesabına yattı. Biz parayı yatırdığımız halde 8 ayda aldığımız ruhsat bir anda iptal oldu, başlamış inşaat durdu. Ruhsatı iptal eden ise Erdoğan Bayraktar idi ve bu defa Bakanlık koltuğunda oturuyordu.
EMSAL 2 AMA SEN DAHA AZ YAP
Erdoğan Bayraktar, ruhsat iptalinin nedenini bana, ‘Tamam emsal 2 ama kamuoyu çok tepkili, bu kadar yoğunluk olacağını tahmin edemedim. Siz daha az ve daha düşük katlı bina yapın. Ancak, ihaleyi ilk aldığınızda taahhüt ettiğiniz TOKİ payı 447 milyon lirayı da eksiksiz idareye ödeyeceksiniz. İşinize gelirse’ diye açıkladı. Biz de ‘devlet her daim haklıdır’ dedik ve emsali 2’den 1.35’e, 157 bin metrekare inşaat hakkımızı 125 bin metrekareye, 7 bloku 5 bloka ve 25 katı 17 kata indirip yeniden ruhsata başvurduk. Bu arada inşaat yürümüyor daire satamıyoruz ama TOKİ’ye taksitleri ödüyoruz. KDV (72 milyon TL), toplam satış geliri üzerinden gelir vergisi (30 milyon TL) ödedik. 2013 Mayıs’ında tekrar inşaata başlayabildik. Projenin imajı ‘sorunlu’ olmuştu.
BAŞKA PROJE İÇİN BİZE GELEN BİLİRKİŞİ...
AHMET Özyazıcı, Yalı Ataköy projesinde başka bir mühürlemeye neden olan ‘yanlış adres’ olayını da şöyle anlatıyor: “Harp Okulundan, Galleria’ya kadar aynı imar var ya, bir başka arsa ile ilgili bir dava için bir bilir kişi gelip o projenin arsasında değil yanlışlıkla ya da kasıtlı olarak bizim arsada ‘tespit’ yapmış ve mahkeme o tespite dayanıp bizi bir kez daha durdurdu. Bakırköy Belediyesi de doğal olarak mahkeme kararına göre bizi mühürledi. İtiraz edip durumu mahkemeye aktarınca, ‘incelemeksizin davanın reddine ve o bilirkişi hakkında suç duyurusuna’ karar verildi ama inşaat 1.5 ay daha durdu. Biz bütün bu nedenlerle 2010’da başladığımız inşaatı 2016’da tamamlayabildik. 6 yıl içinde sadece 2 yıl inşaat yapabildik. Devam eden bir İhale İptal Davası vardı o da Danıştay’da lehimize kesinleşti. Şu anda bir dava yok ama herkes herkese istediği davayı açabiliyor. 583 bağımsız bölümden 285’i satıldı. TOKİ’ye sadece 23 milyon lira son taksit borcumuz var. Onu da 9’uncu ayda ödeyeceğiz.”
300 YILLIK ÇINAR VARSA DOLGU OLABİLİR Mİ?
YALI Ataköy projesi, sahil kısmının kamuya açık bandı ile proje arasında bazıları 300 yıllık 27 adet çınar bulunduğunu belirten Ahmet Özyazıcı, “Bu ağaçların hepsini koruma altına aldık. Kimlikleri belirlendi, bakımları ve takipleri tarafımızdan yapılıyor. Ancak, inşaat sürerken bizim için ‘sahili doldurdular’ veya ‘dolgu alana inşaat yapıyorlar’ gibi iddialar uyduruldu. Aslında soru da cevap da çok basit; 300 yıllık ağaçların olduğu sahili ben ne zaman nasıl doldurmuş olabilirim” diye konuştu.