Güncelleme Tarihi:
DÜNYANIN önde gelen finans dergilerinden Euromoney, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ı “2009 Yılının En İyi Merkez Bankası Başkanı” seçti. İstanbul’da devam eden IMF-Dünya Bankası yıllık toplantıları çerçevesinde düzenlenen törende Euromoney Başkanı Padraic Fallon’un elinden ödülünü alan Yılmaz, merkez bankalarının küresel ekonomide büyük sorumluluklar taşıdığını vurguladı. Yılmaz, düşen faizler sonucunda yatırımların ve talebin artmasıyla işsizlerin iş bulmasının kendisi için asıl ödül olacağını da dile getirdi.
Yükseltirken de düşürürken de ödül
Euromoney Başkanı Fallon’un “Sessiz, mütevazi ancak inanılmaz şekilde etkili” diye nitelendirdiği Yılmaz, bu ödülün mevcut kriz ortamındaki önemini dile getirirken, buna benzer bir ödülü daha önce faizleri yükselttiği için, şimdi ise düşürdüğü için aldığına dikkati çekti. Yılmaz, bu durumu “Doğru zamanlarda doğru politikalar uygulamanın başarı getireceğinin önemli bir göstergesi” diye yorumladı. Yılın en iyi maliye bakanı olarak da Kanada Maliye Bakanı Jim Flaherty’in seçildiği törende, Yılmaz mevcut 4 Bin Merkez Bankası çalışanı ve geçmiş çalışanlar adına bu ödülü aldığını belirtti.
İnşallah yatırım ve talep artacak
Eşi Düriye Yılmaz ile birlikte katıldığı törenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Yılmaz, ödülle ilgili duygularının sorulması üzerine Yılmaz, “Yapageldiğimiz işleri yapmaya devam edeceğiz. Allah utandırmasın diyorum, o kadar” dedi. Durmuş Yılmaz, “Türk kamuoyunun bu başarıyı yeterince algılayabildiğini düşünüyor musunuz” sorusu üzerine şunları söyledi: “Türk kamuoyu bu başarıyı şöyle algılayacak; inşallah bizim şu ana kadar aldığımız kararlar çerçevesinde düşen faizlerin sonucunda yatırımlar artacak, toplam talep artacak, işsizler iş bulacak. Biz asıl ödülü o zaman alacağız.”
Kararlarımız oy birliğiyle alındı
Başka bir soruya karşılık Yılmaz, Para Politikası Kurulu’nun görüşmelerini özet halinde yayınladıklarını ancak, hangi üyenin ne söylediği konusunda bir açıklama yapmadıklarını, o noktaya henüz gelmediklerini belirtti. Yılmaz, buna ilişkin soru üzerine şu açıklamayı yaptı: “Ancak şunu söyleyeyim, biz mümkün olduğu kadar kararlarımızı oy birliği ile almaya çalışıyoruz. Eğer bu oy birliği yoksa birinci turu yapıyoruz, ikinci turu yapıyoruz, üçüncü turu yapıyoruz. Bugüne kadar da kararlarımızı hemen hemen oy birliği ile aldık.”
Hazine’nin 3 ihalesine 89.5 milyar TL talep geldi
HAZİNE’nin iki haftadır düzenlediği ihalelere gelen talep, rekor kırmaya devam ediyor. Dün gerçekleşen biri gösterge tahvil olmak üzere 3 ihalede toplam talep 89.5 milyar TL oldu. Hazine, 3 tahvil ihalesinde toplam net 10 milyar 6 milyon lira borçlandı. Hazine dün 22 ay (665 gün) vadeli TL cinsi iskontolu tahvil, 5 yıl (1764 gün) vadeli TL cinsi sabit kuponlu tahvil (yeniden ihraç) ve 7 yıl (2548 gün) vadeli TL cinsi değişken kuponlu tahvil ihalesi olmak üzere 3 ihale birden düzenledi.
22 ay vadeli TL cinsinden iskontolu tahvil ihalesine nominal 1 milyar 750 milyon lira teklif geldi, nominal satış 1 milyar 107 milyon lira, net satış ise 966,7 milyon lira oldu. Bu ihalede basit faiz yüzde 7.97, bileşik faiz ise yüzde 7.72 oldu.
Yeniden ihraç şeklindeki 5 yıl vadeli TL cinsi tahvil ihalesine ise 893 milyon lira nominal teklif geldi. Nominal satış 591 milyon lira, net satış ise 625 milyon lira oldu. İhalede basit faiz yüzde 9.88, bileşik faiz de yüzde 10.12 oldu.
7 yıl vadeli TL cinsi değişken kuponlu tahvil ihalesinde ise 2 milyar 772 milyon liralık teklif alındı. Nominal satış 2 milyar 116 milyon lira, net satış ise 2 milyar 128 milyon lira oldu.
Faizde düşüş için yeterli alanımız var
DURMUŞ Yılmaz, Hazine ihalelerinde yaşanan faiz düşüşünün ‘geleceğe ilişkin sinyal’ olarak algılanıp algılanmayacağının sorulması üzerine, şu değerlendirmeleri yaptı: “Gerek son enflasyon raporumuzda, gerekse en son Para Politikası Kurulu toplantısından sonra yaptığımız kısa duyuruda, arkasından yayınladığımız özetlerde kamuoyu ile şunu paylaştık, dedik ki; Merkez Bankası son dönemde olduğu gibi bu dönemde de veri bağımlısı hale geldik. Yani elimize gelen verileri inceleyeceğiz, analiz edeceğiz onun içine bir anlam yükleyeceğiz. O anlam çerçevesinde para politikası uygulamalarımıza devam edeceğiz. Ve bu çerçevede elimizdeki en son verilere göre de faiz oranlarının düşürülebilmesi için yeterli alanımız var. Ancak, bunun hızı ve düşüş oralarının büyüklüğü tamamen veriye bağlı olacaktır. Bunu da her ay toplandığımızda elimize gelen o verileri değerlendirdiğimizde karar vereceğiz.”
Yılmaz’dan kriz stratejisine Napolyon yanıtı
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, “Türkiye’nin kriz stratejisi nedir?” sorusuna, “Napolyon Moskova’ya girdiğinde buz üzerinde yürürken nasıl çıkacağını da biliyordu” yanıtı verdi.
Türkiye Bankalar Birliği’nin önceki gece IMF-Dünya Bankası yıllık toplantıları kapsamında Ortaköy Feriye Lokantası’nda düzenlediği kokteyle eşi Duriye Yılmaz ile birlikte katılan Merkez Bankası Başkanı, gazetecilerin sorularına esprili yanıtlar verdi.
Sen evli misin
“Türkiye’nin kriz stratejisi nedir” sorusuna, “Napolyon Moskova’ya girdiğinde buz üzerinde yürürken nasıl çıkacağını da biliyordu” yanıtı veren Yılmaz, “Krize karşı B, C planınız var mı?” diye soran gazeteciye dönerek espriyle “Sen evli misin? Eşine sor bakalım. Elektrik, su kesildiğinde ne yapar? Mum nerede, bidon nerede biliyordur. Kafasında en az 2-3 çeşit stratejisi vardır” cevabı verdi.
Farklı düşünmüyoruz
Aynı gece Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de ev sahipliği yaptığı bir başka resepsiyon olması nedeniyle, kokteyle eşi Zeynep Babacan ile birlikte geç gelen Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da gazetecilerle bir süre konuştu. Babacan, Başbakan Tayyip Erdoğan ve IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn’ın arasında IMF konusunda bir çelişki olmadığını söyleyerek, Erdoğan ile farklı düşündüğü şeklindeki algının ise farklı ortamlarda farklı sorular gelmesinden kaynaklandığını belirtti.
G-20 kararları yayılıyor
Babacan, “Hem Dünya Bankası hem de IMF toplantılardan çok memnun olduklarını söyledi. Zamanlama olarak böyle derin bir küresel kriz döneminde yapılmasının da ayrı bir önemi var” dedi. Babacan, toplantının tartışma konularından biri olan G-7 ve G-20’nin önemine ilişkin ise, G-7’nin kendi içinde önemini koruduğunu belirterek, “Ancak önceden G-7’de karar alındığında zenginler karar alıyor deniliyordu. Şimdi ise G-20’de alınan kararların tabana yayılması daha hızlı” diye konuştu.