Güncelleme Tarihi:
Toplam 6 milyondan fazla çalışanı ilgilendiren asgari ücrette sona gelindi. Önümüzdeki günlerde bakanlıkta yapılacak karar toplantısıyla rakam netleştirilecek. İşçi ve işveren kesimi temsilcileri ise, “SGK işçi primlerinin 5 puan olarak revize edilip, yüzde 14’ün yüzde 9 olarak düzenlenmesi, birinci vergi diliminin yıllık brüt asgari ücret miktarına çekilmesi. 5 yıldır uygulanan asgari ücret işveren desteğinin toplu iş sözleşmeli yerlerde yüzde 6 olarak uygulanması toplu sözleşme olmayan yerlerde yüzde 3 olarak uygulanması” konusunda uzlaştı.
UZUN YILLARDIR GÖRÜLMEDİ
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 3’üncü toplantısını Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) evsahipliğinde yaptı. Toplantı öncesi açıklamalarda bulunan TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol, bu yıl 3’lü imza istediklerini belirtirken, “Böyle bir mutabakat uzun yıllardır görülmedi. Bu mutabakatı bu sene yapmak istiyoruz. Kamu destek versin, çalışanların da rızasıyla üçlü imza arayışındayız. Son yıllarda işveren kesimiyle, ondan önce işçi kesimiyle kamunun birlikte imzaladığı yıllar var. Bu yıl hep birlikte imzalamak istiyoruz” dedi. Toplantı sonrasında ise Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder, asgari ücret belirlenirken dikkate alınan kriterlerden biri olan asgari geçim tutarının Türk-İş tarafından 3 bin 579 TL olarak, TİSK tarafından 3 bin 161 olarak hesaplandığını söyledi.
BÖYLE BİR TEKLİF YOK
TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç ise yaptığı açıklamada, “Bizim ekim ayının başından bu yana yaptığımız açıklama; asgari ücretli ile çalışan arkadaşlarımız başta olmak üzere onların enflasyona karşı korunacağını çok net ifade ettik. Yani bahsedilen 3 bin 161 lira gibi önerilmiş bir rakam olmadı. Bizim tavrımız hala devam ediyor. Enflasyona karşı çalışanlarımızı koruyacağız. TÜİK’in açıkladığı bütün rakamlar bizim için geçerlidir” dedi. Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat ise zor süreç yaşandığına dikkat çekerek, “Bulunduğumuz şartlarda tüm ücretli çalışanların sıkıntılarının giderilebileceği bir asgari ücret olsun istedik. Geldiğimiz nokta itibarıyla maalesef aynı durumda değiliz. İş veren kesimi ile uzlaşmazlıklarımızı maalesef gideremedik, dolayısıyla komisyonun şu anda sağlıklı bir karar vermesi söz konusu olamadı. TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı ile bizim gerçek hayatta yaşadığımız enflasyon arasında büyük farklar var. Döviz kurlarının yıl başından bu yana yüzde 85 arttığını dolayısıyla milli paramızın da bu oranda değer yitirdiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.