Oluşturulma Tarihi: Nisan 15, 2006 00:00
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, cari açığın eski dönemlerde olduğu gibi risk oluşturmadığını belirterek, "Çünkü artık sıcak para değil soğuk para geliyor. Onun da hemen gitmesi düşünülemez. 2005’te 44 milyar dolar yabancı sermaye girmiş; 25 milyar doları doğrudan yatırım veya uzun vadeli kaynak. Bunun adı sıcak değil, ancak soğuk para olur" dedi.
DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, 2006 için 24 milyar
dolar cari açık tahmin edildiğini belirterek, "Cari açık eskisi gibi risk oluşturmuyor. Çünkü artık sıcak para değil soğuk para geliyor. 2005’te 44 milyar dolar yabancı sermaye girmiş; bunun 25 milyar doları doğrudan yatırım ve uzun vadeli giriş. Bu eğilim de artarak sürüyor. Artık herhangi bir risk olduğunda da Türkiye’den para çekilecek ve sorun çıkacak düşüncesi içinde değilim. Çünkü bu paranın artık sıcak para değil, soğuk para olduğuna inanıyorum" dedi.
CARİ AÇIK DEĞİŞTİ: Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) İstanbul Şubesi’nin konuğu olarak Ramada Plaza İstanbul Oteli’nde sorularını yanıtlayan Abdüllatif Şener, Türkiye’de her zaman cari açıktan korkulduğunu çünkü, geçmişteki sorunların hep ondan geldiğini belirtti. Ancak son dönemde cari açık açısından da farklı bir tablonun ortaya çıktığını kaydeden Şener, şöyle devam etti: "20 yılda gelen doğrudan yabancı yatırım kadar 1 yılda girdi. Geçen yıl 44 milyar dolar yabancı sermaye girişi olmuş, bunun 25 milyar doları doğrudan yatırım ve uzun vadeli giriş. Bu yılın ocak, şubat aylarında da 13.2 milyar dolarlık sermaye girişi oldu. Bunun da yüzde 75.2’si doğrudan yatırım ve uzun vadeli para. Türkiye’de cari açıkla ilgili gelişmeler Avrupa Birliği’ne (AB) giren ülkelerle paralellik gösteriyor. Bu ülkelerde de AB süreciyle birlikte cari açığın devam ettiği görüldü. Türkiye’de cari açıkla bağlantılı olarak en fazla konuşulan konu da kur sistemiydi. Şimdi dalgalı kur,
Merkez Bankası’nın ilan ettiği politikalar var. Bu politikalar çerçevesinde kuru yerinden oynatmaya yönelik bir operasyon da yok."
UZUN YILLAR BÜYÜMELİYİZ: Hükümetin ekonomik istikrarı sağlamasıyla ülkede daha önce hiç ortaya çıkmayan bazı potansiyellerin ve ekonomik enstrümanların da ortaya çıktığını anlatan Şener "Türkiye’nin dünya ortalamalarının üzerinde büyümesi şart. Son 4 yılda yüksek büyümeler oldu. Ancak, 4 yıllık dönem yine de kısa dönemdir. Bu hızla çok daha uzun periyodda büyümeliyiz. İstikrarın korunması da belli döneme özgü kalmamalı; iktidar kim olursa olsun sürdürülmeli" dedi.
TEK HEDEF KAYIT DIŞI OLMALI: Abdüllatif Şener, enflasyonun ilk aylarda aşağı inmekte direnç gösteriyor gibi gözüktüğünü belirterek, "Ama şu anki süreçte hedefe aykırı, hedefi bozucu herhangi bir görüntü yok" dedi. Türkiye’de geleceğin en önemli konularından birinin kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması olduğunu ifade eden Şener, bunun en kritik konu olduğunu belirtti.
Merkez Bankası atamasına ’Aşkı ben mi yarattım’ yanıtıBAŞBAKAN Yardımcısı Abdüllatif Şener, Merkez Bankası Başkanlığı atama sürecinde hükümetin başarılı olup olmadığının sorulması üzerine de Orhan Gencebay’a atıfta bulunarak "Aşkı ben mi yarattım" dedi ve bu süreçte hükümetin herhangi bir hatasının olmadığını savundu. Şener, hükümetin bir atama kararnamesi gönderdiğini, bunun kabul görmediğini anımsatarak, şu anda da gönderilen yeni atama kararnamesinin sonucunun beklendiğini söyledi. Şener, Merkez Bankası başkanlığı için adı geçen Adnan Büyükdeniz’in ’faiz haram’ anlayışında olduğu ve böyle bir kişinin atanmasının sistemle inatlaşma olup olmayacağı yönündeki soruya da faizsiz bankacılığın Batı’da birçok uluslararası banka tarafından da hizmet olarak sunulduğunu belirterek yanıtladı. Şener, Merkez Bankası başkanlığı atama sürecinde Erdem Başçı’nın en çok yıpratılan isim olduğuna işaret ederek, eski başkanın devam etmesi yönünde birtakım fikirler geldiğini, ancak yeni isimlerin hiçbir kesiml tarafından önerilmediğini kaydetti.
TMSF satışlarında vergi alacakları öncelikli olmalıTASARRUF Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) bünyesindeki şirketlerin satış gelirleri konusunda da konuşan Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, bünyesindeki şirketlerin satışından gelecek gelirin bütçe hesaplarına aktarılıp aktarılmayacağı sorusu üzerine, tüm şirket ve firmaların devlete karşı yükümlülükleri bulunduğunu, bu yükümlülüklerin başında da verginin geldiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Tartışılan konu şu, TMSF bünyesindeki şirketler satıldığında buradan ortaya çıkan gelir öncelikle bu şirketlerin banka yükümlülükleri nedeniyle doğrudan hakim ortağın borcuna mı mahsup edilsin yoksa, devletin başka alacaklarına mı öncelik tanınsın sorusu var?... Bana kalırsa öncelikle devlet vergi alacağını tahsil etmelidir, devlet vergi alacağını tahsil ettikten sonra kalan miktar diğer borçların karşılığı olabilir. Zaten diğer borçlar kapatıldığında devletin vergi alacağını tahsil etmesi imkansız hale gelir. Vergi alacağını imkansız hale getirmek yerine önceliğin vergi alacağında olması gerektiğini düşünüyorum."
Galataport tabii ki yeniden ihale edilirGALATAPORT ihalesine ilişkin soru üzerine de Bakan Abdüllatif Şener, "Galataport ihalesi yeniden yapılabilir. Bir Galataport ihalesi olmuştur, mahkeme bir karar vermiştir ve o karar doğrultusunda dosya kapatılmıştır. Yeni bir Galataport ihalesinde karar verecek diye zorunluluk yoktur" diye konuştu. Şener, Tüpraş’a ilişkin soru üzerine ise esastan karar verildiğinde, konunun Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından değerlendirileceğini hatırlattı. Yabancı sermayenin daha çok bankacılık sektörüne satın alma yoluyla geldiği görüşüne katılmadığını da söyleyen Bakan Şener, Finansbank’la birlikte Türk bankacılık sektöründeki yabancı payının Borsa’dakiler hariç yüzde 14’ü aştığını kaydetti. Bakan Şener, "Bankacılık sektörüne ilgi olduğu doğru ama Türkiye açısından baktığımızda sermayenin sadece bankacılık sektörüne kaydığını söylememiz doğru olmaz diye düşünüyorum. Öyle bakılırsa Telekom’a geldi de denilebilir" dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde kriz çıkmaz, erken seçim yokBAŞBAKAN Yardımcısı Abdüllatif Şener, Cumhurbaşkanlığı seçiminde ’Eşi Türbanlı bir aday nedeniyle’ kriz çıkıp çıkmayacağının sorulması üzerine, "Ben bu konuda bir risk, bir sorun çıkacağını düşünmüyorum" dedi. Şener, genel seçimlerin erkene alınması ihtimali konusunda da "Benim edindiğim izlenime göre 2006’da
seçim görünmüyor" yanıtını verdi.
Bu program ne IMF’nin ne Derviş’in, bizimAKP’nin Kemal Derviş’in ekonomik istikrar programını sürdürdüğü yönündeki görüşlere katılmadığını söyleyen Şener, uyguladıkları ekonomi politikaların sosyal gücünden örnekler verdi ve bu nedenle programa kendi damgalarını vurduklarını ifade etti. Şener, "Bu program hükümetin programıdır, IMF programı değildir, Derviş programı hiç değildir" dedi.