Güncelleme Tarihi:
Türkiye’de moda ve perakende sektörünün önde gelen markaları arasında yer alan Koton’un Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz’la konuştuk. Sağlık kriziyle başlayan ve ekonomik krize yol açan koronavirüs pandemisinin etkisiyle dünyanın önde gelen moda devleri de stratejilerini değiştirirken Koton da yeni dünyanın markaları arasında yer almak için kolları sıvadı. İstanbul Kuzguncuk’ta 1988 yılında temeli atılan, Türkiye’nin örnek girişimci öykülerinden birine imza atan Yılmaz Yılmaz ve Gülden Yılmaz çiftinin kurucusu olduğu Koton, 2001 ekonomik krizinden sonra büyümüş, 2010’lu yıllardan sonra da yurtdışı hedeflerini de büyütmüştü. Pandemiyle birlikte gelen değişimi, yaşanılan zorlukları sektörün deneyimli oyuncularından Yılmaz Yılmaz anlattı.
HERKESİN GÖZÜ AŞIDA
Kısıtlamaların yaşandığı şu günlerde markalar nasıl ayakta kalacak?
Pandemi değişimi hızlandırdı. Mart ayından bu yana her sektörü etkiledi. Etkilemeye de devam ediyor. Son dönemde aşıyla ilgili gelen haberler de önümüzdeki aylar için belirleyici olacak. Şunu biliyoruz; aşıya erken ulaşan ülkeler hasarı daha erken atlatacaklar. Ülkeler arasında da bu konuda bir bayrak yarışı var. Türkiye de bu yarışta yer almaya çalışıyor. Önümüzde daha aylar olduğunu biz de biliyoruz. Sektöre etkisini de tüm veriler gösteriyor.
E-TİCARET DÖNÜŞÜMÜ
Çoğu markanın da hazırlıksız olduğunu söyleyebilir miyiz?
Sektörümüzde markaların online alışverişe ne kadar açık olduğu ve online ile ilgili yapılan yatırımların hızlı yanıt vermesi belirleyici oldu. Online alışveriş deneyimi olan markalar daha az hasar gördüler. Burada önemli üç nokta var. Bunlardan biri insan faktörü. Markanın insan alt yapısı yerleşik ve kuvvetli mi? İkincisi de markanın finansal gücü. Finansal gücü iyi olanların avantajlı olduğu net. Üçüncüsü de marka gücü ve bu markanın e-ticaret dünyasına dönüşebilme kabiliyeti oldu.
RAHATLIK BULAŞICIDIR
Milyonlarca insanın evden çalışma modeline geçtiği bir dönemde sizin koleksiyonlarda nasıl bir değişim oldu?
Bariz bir değişim var. İnsanlar kalıplara girmek istemiyorlar. Evden çalışma da bunu destekledi. Rahat kıyafetlere ilgi arttı. Bir yöneticimiz söyledi, “rahatlık bulaşıcıdır, bir kere gelirse zor gider” diye. Doğru. “İşe eşofmanla gidilir mi?” bizim kampanya sloganlarımızdan oldu. Çok şık eşofmanlar var artık. Rahatlık kavramı hayatımıza girdi. Artık daha rahat kıyafetler gireceğiz. Bu uzun süre devam edecek. Şık ve rahat kıyafetler giyilecek.
RUSYA VE FAS’TA İYİYİZ
Hangi ülkelerde toparlanma daha hızlı oldu?
Rusya Türkiye’den sonra Koton için en iyi iş yaptığımız yer. Perakende pazarımız orada çok iyi. Orada da e-ticaretimize de çok ilgi oldu. Fas’ta çok iyiyiz. Orada 5 mağazamız var ama orada e-ticaretle hızla büyüyoruz. Ukrayna’da yeni başladık. Çok iyi gidiyor. 2 mağazamız var Ukrayna’da ancak e-ticarette çok iyi bir çıkış yaptık. Bu dönemde Nijerya ve Endonezya gibi uzak coğrafyalardan da talep aldık. Varolduğumuz ülkeler dışında e-ticaretle büyüyeceğimiz ülkeler oldu. 2023 vizyonumuz Koton olarak 5 kıtada olmaktı. Bunu e-ticaretle başaracağız.
BAZI MAĞAZALAR KAPANDI
Dünya devleri mağaza kapatıyor. Siz kaç mağaza kapattınız?
Pandemi öncesi toplam 507 mağazamız vardı. Şu anda 483 mağazamız var. Zarar eden mağazaları kapattık. Bazı yerlerde kapattık, bazı yerlerde yeni mağaza açtık. Sanırım bu yıl bu sayı stabil kalır, daha sonra bakacağız.
KRİZİ FIRSATA DÖNÜŞTÜRMEYE ÇALIŞIYORUZ
Siz bu dönemde neler yaşadınız?
Türkiye’de e-ticaret ciromuz ikiye katlandı. Yurtdışında ise 3.5 ile çarpıldı bizim operasyonumuz. Evlerinden çıkamayanlar ihtiyaçlarını aldılar. Yaz aylarında ise hareketlilik arttı. Bizim yurtdışında da tanınırlığımız var. Bulunmadığımız ülkelerden de talep aldık. Birçok ülkeden birçok pazar yeri Koton’u kendi ülkelerinde satabilmek için bizimle görüşüyor. Biz bu krizi de fırsata dönüştürmeye çalışıyoruz. Tüm perakendecilerin de zaten bu operasyona ihtiyacı var.
Online tarafta hareket nasıl oldu?
Biz şu anda e-ticarette 18 ülkedeyiz. 30 ülkedeyiz normalde. 18 ülkede ise e-ticaretle de varız. Hem mağazacılıkla hem de e-ticaretle yurtdışına açılmış durumdayız. Önümüzdeki yıl e-ticarette 39 ülkede olacağız. 2021’in sonuna kadar e-ticaretle dünyada birçok ülkeye açılmayı planlıyoruz. Türkiye’de cironun yüzde 25’i e-ticaretten geliyor, önümüzdeki yıl yüzde 30 olur. İleride yüzde 40 gibi bir yerde olacağımızı düşünüyorum. Dijital satışlarda yeni teknolojiler söz konusu.
5 YILDA DAHA ÇEVRECİ OLACAĞIZ
İklim krizi konusunda ne yapıyorsunuz?
Önemli bir inisiyatif var. Birleşmiş Milletler’in (UN Better Cotton Initiative) iyi pamuk üretimi ve kullanımıyla ilgili. Koton, üretimini çevreci yapmayı hedefleyen, dünyanın sürdürülebilirliğine katkısı olan bir marka olarak konumlandırıyor kendini. 5 yıl içinde kullanacağımız pamuğun daha iyi olacağını taahhüt ettik. Eşim Gülden Yılmaz bu konuya çok odaklı. Yeni bir yol planımız var. Müşteri değişti biz de değiştik. Marka algımızı biz de yeniden şekillendiriyoruz.
BİR ÜLKE MARKALARI KADAR ZENGİNDİR
Tedarikçilerin ayakta kalması da çok önemli oldu bu dönemde...
Tedarikçiler 2 yönden zorlanıyor. Hammadde, iplik ve kumaş pahalı. Bunlar dolarla geliyor. Malzemenin fiyatı devamlı artıyor. Vadeli alabildikleri kumaşı peşin almak zorunda kaldılar. Biz de onları desteklemek zorunda olduk.
BİZ DE ZORLANDIK
Biz siparişlerimizi durdurduğumuzda onların çarkı duruyor. Siparişleri azalttığımız dönemler oldu ama hiç kesmedik. Tedarikçileri yaşatmayı hedefledik. Zorlandığımız oldu.
ŞİRKET ETKİSİ
BMD’nin mottosu vardır; ‘Bir ülke markaları kadar zengindir’ diye. Ben ise ‘Bir ülke markaları ve şirketleri kadar zengindir’ diyorum.