Arthur Andersen suçlu çıktı

Güncelleme Tarihi:

Arthur Andersen suçlu çıktı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 16, 2002 01:46

Enerji devi Enron'un iflasından sonra şirket hakkındaki gerçekleri gizlediği iddiasıyla aleyhine dava açılan dünyanın en büyük mali müşavirlik şirketlerinden Arthur Andersen suçlu bulundu.

Dava sonucuna göre, Arthur Andersen'in ticari şirketlerin hesaplarını kontrol edemeyeceği de belirtildi.

ABD'nin ve dünyanın en büyük iflaslarından biri olan ve Beyaz Saray'a kadar çok çeşitli kesimler karıştığı için ‘Enrongate’ olarak anılan ‘enerji devi’ Enron'un iflası sonrasında açılan davalardan biri sonuçlandı ve mali müşavirlik şirketleri arasında dünyada ilk beşte yer alan Arthur Andersen suçlu bulundu. Davanın sonuçlanmasıyla birlikte Arthur Andersen'in ticari şirketlerin hesaplarını kontrol etmesinin de yasaklanacağı bildirildi.

Houston Bölge Mahkemesi'nde görülen davada, jüri, muhasebe firması Arthur Andersen'i, Enron şirketine karşı açılan davada ‘adaleti yanıltmaktan’ suçlu buldu.

Beş hafta boyunca ifadeleri dinleyen ve belgeleri inceleyen 12 kişilik jüri, Andersen'in müşterisi bulunan Enron'un hesaplarına ilişkin bilgileri Amerikan Güvenlik ve Ticaret Komisyonu'ndan (SEC) gizlediği, böylece adaleti yanılttığı kararına vardı.

DAVAYI ‘SEC’ AÇTI

SEC'in açtığı davada alınan karar uyarınca, Arthur Andersen, bundan böyle ticari şirketlerin hesaplarını kontrol edemeyecek. Ayrıca, neden olduğu zararın iki katına kadar tazminat ödeyecek. Tazminatın tam miktarını mahkeme yargıcı Melinda Harmon belirleyecek.

Merkezi Chicago'da bulunan Arthur Andersen'in, geçen 23 Ekim'de Enron hakkında soruşturma başlatıldıktan sonraki iki hafta içinde, Enron'un hesaplarına ilişkin binlerce belgeyi imha ettiği ortaya çıkmıştı. İmha edilen belgeler, Enron'un milyarlarca dolar borcunu gizliyordu.

Arthur Andersen'in avukatları, bu konuyla ilgili açıklamalarında, binlerce Enron dosyasının yok edildiğini kabul etmiş ancak, Arthur Andersen'in dosyaları soruşturmayı yürütenleri engellemek için değil normal iş politikasının bir parçası olarak yok ettiklerini söylemişlerdi.

Enron ile ilgili olarak ABD Kongresi, ABD Adalet Bakanlığı, FBI, ABD Çalışma Bakanlığı ve ABD Sermaye Piyasası Kurulu (SEC) çeşitli açılardan soruşturmalar gerçekleştiriyor.

Enron skandalı patladıktan sonra şirketin üst yöneticileri arasında boşanmaların bulaşıcı olduğu, iş saatleri sonrası şirket odalarında seksin çok yaygın olduğu ve lüks düşkünlüğünün bir yaşam tarzı haline geldiği iddiaları ABD basınında yer almıştı.

Başkan George W. Bush'un seçim kampanyasına bağışta bulunanların başında gelen ve ABD'nin yedinci büyük firması olan Enron'un eski bir çalışanı, Telegraph Gazetesi'nde yer alan demecinde, ‘‘İnsanların kişisel yaşamında bile kural yoktu. Yaşam hep şirketin etrafında dönerdi ve her şey bıçağın sırtında yapılmak zorundaydı: Seks, para...’’ demişti.

Uluslararası üne sahip mali denetim şirketi Arthur Andersen'de Enron'un durumunu bütün çıplaklığı ile bilmesine rağmen, gerçekleri açıklamamak ve denetim evraklarını yok etmekle suçlanmıştı.

Cheney ve Charles’ın adı da karışmıştı

ABD Kongresi'ne bağlı denetimle görevli Genel Muhasebe Hizmetleri (GAO), batan Enron şirketi yöneticilerinin ilişkileriyle ilgili belgeleri vermeyen Başkan Yardımcısı Dick Cheney'in peşine düşmüştü. Ayrıca, İngiltere Veliaht Prensi Charles kurduğu gençlik vakfı için Enron'dan 1.4 milyon dolar bağış kabul edip, şirketin yöneticilerini evinde ağırladığı iddaları İngiliz basınında yer almıştı. Enron'un skandala dönüşen iflasına İngiltere Veliaht Prensi Charles'ın adı da karışmış ve İngiliz basınında yer alan haberlere göre Enron şirketi, Charles'ın kurduğu ‘The Prince’s Trust' adlı vakfa sekiz yıl içinde toplam 1.4 milyon dolarlık bağışta bulunduğu, Charles'ın şirket yöneticileriyle üç kez buluştuğu konu olmuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!