Aroma kriz söylentilerinden şikayetçi

Güncelleme Tarihi:

Aroma kriz söylentilerinden şikayetçi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2008 10:32

Türkiye'nin önemli meyve suyu fabrikalarından olan, yılda ortalama 150 bin ton meyve-sebze işleyen Aroma'nın Genel Müdürü Mahmut Atom Duruk, ihracatta yaşanan daralmaya rağmen, genel satışlarda büyük bir düşüş beklemediklerini, ancak kriz söylentilerinin, tüketicileri krizin kendisinden daha fazla etkileyebileceğini söyledi.

Aroma Bursa Meyve Suları ve Gıda Sanayi A.Ş Yönetim Kurulu Başkanvekili ve Genel Müdürü Duruk, Bursa'nın Gürsu ilçesinde 1968 yılında kurulan şirketin, 1991 yılı itibariyle Doruk Grubu'na geçtiğini anımsatarak, meyve suyu, meyve nektarları, meyveli içecekler, gazlı içecekler, çay (Ice Tea) ve su ürettiklerini belirtti.

Duruk, şirketin bugün itibariyle su hariç, yılda 120 milyon litre (600 milyon bardak) rakamına ulaştığına işaret ederek, “Bu şu demektir; bir kişiye yılda ortalama 8 bardak meyve suyu içiriyoruz” dedi.

Türkiye pazarında yüzde 20'lik pay ile ikinci sırada bulunduklarını, ancak birinci firmayla rakamların birbirine çok yakın olduğunu ifade eden Duruk, şunları kaydetti:
“İhracatta en büyük kalemimiz yarı mamul (meyve konsantresi ve püresi). Yarı mamul satışında Türkiye'nin en büyüğüyüz. Geçen sene 27 milyon dolar ihracat yaptık. İç piyasaya yarı mamul satışı yapmıyoruz. Yarı mamul olarak Almanya'ya ihraç ediyoruz, orada bayiler üzerinden dünyanın sayılı meyve suyu fabrikaları, bunları alıp kendi meyve sularında kullanıyor. Mamul ürün, lojistik açıdan çok para tuttuğu için ihracattaki payı 3-3,5 milyon dolar civarında. İhracatta ağırlıklı ham maddeciyiz...”

Duruk, rekolteye göre değişmekle birlikte yılda ortalama 150 bin ton civarında meyve-sebze işlediklerini, ancak 200 bin tonun üzerinde işleme kapasitesine sahip olduklarını ifade etti.

“SATIŞLARIMIZ YÜZDE 10 DÜŞEBİLİR”

Aroma'nın geçen yılki cirosunun 170 milyon YTL (150 milyon dolar civarında) olduğunu belirten Duruk, “Dünyadaki resesyondan dolayı, ham madde ihracatımızın fiyatlandırması biraz düşük gidiyor. Satışlarımız geçen yıla göre yüzde 10 düşebilir. Ancak, ihracat rakamımız yine ortalama 20 milyon dolar olur bu sene” dedi.

Duruk, iç piyasada ise krize bağlı olarak büyük bir kayıp beklemediklerini ifade ederek, şöyle devam etti:
“Meyve suyu artık lüks olmaktan çıktı. Şu anda, meyve suyu 1 kilo meyveden daha ucuz Türkiye'de. Onun için kriz bizim sektörümüzü çok fazla etkilemeyecektir. Gıda sektörü biraz daha şanslı tabi. Bir de bizde ürün mevsiminde, en ucuz olduğu dönemde döküm olarak alındığı için, meyve suyunda fiyat düşük; kalite, tat, vitamin ve aroma ilk hasat edildiği gün gibidir. Belki etkileyecektir, ama ihracatında etkisiyle en fazla yüzde 10 mertebesinde. Ama diğer sektörleri biraz daha fazla etkileyecektir. Burada en önemli sorun şu; kriz söylentilerinin piyasayı yönlendirmesine, tüketicilerin alışveriş alışkanlıklarını olumsuz etkilemesine yol açmamak lazım. Burada en büyük sorumluluk da basına düşüyor. Kriz var tabi, ama söylentilerin krizden fazla zarar vermesine izin vermemek lazım. Olduğundan büyük bir panik havası yaratılmamalı...”

Türkiye'de şu anda yılda kişi başına 10 litre olan meyve suyu tüketiminin, ABD'de 70, Avrupa'da ise 40 litre olduğunu belirten Duruk, “Tabi meyve suyu tüketimi bir nevi gelişmişlik göstergesi. Okuyan toplumlar, meyve suyunu daha çok tüketirler, az okuyan toplumlar daha az tüketirler. Bu bir gerçek. Yani medeniyetin getirdiği bir şeydir meyve suyu tüketimi” değerlendirmesinde bulundu.

“KATKI MADDESİ YOK, TÜKETİCİ TEST EDEBİLİR”

Duruk, üretimini yaptıkları meyve nektarlarında yüzde 50, meyve sularında yüzde 100, meyveli içeceklerde de yüzde 20'nin üzerinde meyve bulunduğunu belirterek, “Türkiye'deki meyve sularının hiçbirinde koruyucu katkı maddesi yoktur. Yüzde 100 meyve suları ve meyve nektarlarının hiçbirinde koruyucu katkı yoktur. Gıda Nizamnamesi buna uygun değildir. Zaten ürünlerin üzerinde, bunu açıkça belirtiyoruz” dedi.

Meyve sularında koruyucu katkı maddesinin olmadığının tüketicilerin de test edebileceğini ifade eden Duruk, şu bilgileri verdi:
“Tüketici bunu nasıl anlayabilir? Tüketici, bir bardak suya meyve suyunu koyup, buz dolabının dışında, oda sıcaklığında bir hafta beklettiği zaman sporlanmayı görür üzerinde. O zaman koruyucu katkı maddesinin kullanılmadığını kendisi de görebilir, test edebilir. Konsantrede bir sene bekletseniz bir şey olmaz. Katkısız ürünler sporlanmaya müsaittir. Hava aldığı anda sporlanır. Meyve suyu kutusunu incecik bir iğneyle deldiğiniz zaman hemen sporlanır. Türkiye'de sütlerde de böyledir.”

UÇAKTA NEDEN DOMATES SUYU İÇİLİR?

Duruk, uçak yolculuklarında domates suyunun, normal zamanlardan daha fazla tüketildiğine de değinerek, şöyle dedi:
“Domates suyunun uçakta tüketilmesi gerçekten enteresan bir konu. İnsan vücudunda tarif edilemeyen olaylar var. Bakıyorsunuz, normal hayatında hiçbir şekilde domates su içmeyen adam, ama uçağa oturuyor, domates suyu istiyor. Bu durum var ve gerçek. Bunun sebebi de bir rivayete göre, içgüdüsel, yani genlerle ilgili talep edilen bir şey.”
Mahmut Duruk, Aroma Bursa ve Karaman'daki tesislerinde 550'si işçi, toplam 700 kişinin çalıştığını sözlerine ekledi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!