Arap katil cinsiyete göre para ödüyor, Türkiye’yi ‘adalet terazisi’ koruyor

Güncelleme Tarihi:

Arap katil cinsiyete göre para ödüyor, Türkiye’yi ‘adalet terazisi’ koruyor
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 06, 2009 00:00

Her yıl yüzlerce töre cinayetinin işlendiği Türkiye’de kan davasının önüne geçmek isteyen aileler kan parasıyla ‘helalleşme’ arıyor. Kasten öldürmede sadece tazminat ve kan davasının önünü kesebilen bu para kamu davası ve hapisten kurtarmıyor. Türkiye’de ortalama 10 bin TL’den başlayan bu ücret Arap ülkelerinde ölenin dini ve cinsiyetine göre değişiyor.

NAMUS davası, aşiret husumeti gibi nedenlerle her yıl yüzlerce töre cinayetinin işlendiği Türkiye’de bu cinayetlerin yarasını sarmak ve olası bir kan davasının önüne geçmek isteyen aileler birbirlerine kan parası ödeyerek ‘helalleşme’ yoluna gidiyor. ‘Adaleti hukuka bırakma ve yeni bir cinayet işlememe’ sözü verilerek yapılan bu ödemeler Türkiye’de 10 bin TL’den başlayıp 250 bin TL’ye kadar çıkabiliyor. Suudi Arabistan gibi şeriat kurallarının işlediği ülkelerde parayı veren affedilebiliyor. Ancak, Türkiye’de kasten öldürmede adalet böyle işlemiyor. Aileye verilen parayla kan davası ve tazminat davası önlense bile, savcılar mutlaka olaya el koyuyor ve kamu davası açıyor.

Kamu davasından kaçış yok

Türkiye’de katil, kasten öldürdüğü kişinin ailesine ne kadar para öderse ödesin, adam öldürme suçundan hakkında açılan kamu davasından asla kaçamıyor.
En iyi ihtimalle ailenin şikayetçi olup ‘tazminat davası’ açmasından kaçabiliyor.
Ancak, yine de yaptığına karşın devletin açtığı davadan dolayı mutlaka hapis cezası alıyor.
Yani aile affetse bile devlet affetmiyor.
Ancak taksirle (ihmal, tedbirsizlik) meydana gelen ölümlerde ise ailenin şikayetçi olmaması ya da uzlaşması durumunda kamu davası düşebiliyor.

Kadında yarıya düşüyor
/images/100/0x0/55eacc5af018fbb8f89761bd


Arap ülkelerinde Diyyat gibi isimlerle de anılan kan parası, cinayetin öcünün ‘Dişe diş, Kana kan’ (Qissas) yoluyla giderilmesini engellemek için ilk olarak Arabistan’da ortaya çıktı. İlk çıktığı dönemlerde Şeriat Kanunları’na göre bir Müslüman, başka bir Müslüman’ı kaza ile öldürdüğü taktirde aldığı can karşılığında birkaç hayvan vererek özür dilerdi. Ancak sonradan uygulama değişti. Bugün Suudi Arabistan’da bir Müslüman erkek için 100 bin riyal olan kan parası Müslüman kadın ve Hıristiyan erkek için 50 bin riyale düşüyor. Erkeğin Hindu olması durumunda ise bedel bir anda 6 bin 666 riyale kadar geriliyor.

Bir başka anlamı da kiralık katil parası

SÖZLÜKTEKİ anlamına bakıldığında kiralık katile adam öldürmesi karşılığında verilen bedele de “kan parası” deniliyor. Bu uygulamanın daha batılı ülkelere kayışı ise genellikle göç yoluyla oluyor. Danimarka bile bir Müslüman’ın ölümünün ardından bir imamın verdiği ‘kan parası ödenecek’ kararı sonucunda ‘Kan parası’ kavramıyla tanışmış ve bu konuyu tartışmış ülkeler arasında bulunuyor. ABD de Afganistan’da bir baskında ölen 15 kişi için ödediği 40 bin dolarlık kan parası ile gündeme gelmişti.

1 insanın canını alan 100 deve parası ödüyor

Kan parasının ilk uygulandığı dönemlerde hesap 100 devenin fiyatı üzerinden yapılıyordu. Kan parasının gelişimi şöyle:
Bir ayak veya göz kaybının bedeli olarak 50 dişi deve ücreti ödeniyor.
Kırık bir diş ve kemik bedeli 5 deve oluyor.
Uluslararası işkence için 25 deve alınıyor
Bedelin gümüş veya altınla ödenmesi takdir topluyor.
Katilin bedeli ödeyemeyecek olması halinde süre uzatılabiliyor.

Türkiye’de kim ne kadara helalleşti

Harran’da yanlışlıkla vurulan biri yüzünden birbirine düşen iki aile, 16 milyar liralık kan parası ödenince el sıkışıp barıştı
İstanbul’da eşini ve kızını trafik canavarına kurban veren Şükrü Giresun, arabanın sürücüsünden 20 milyar lira kan parası alarak şikayetinden vazgeçti.
Esenyurt’taki Baha Ok’un sünnet mevlidinden dönen Akören köyünün sakinlerini taşıyan minibüs TEM Otoyolu’nun Silivri mevkiinde karşı yönden gelen TIR’ın altında parçalandı. Minibüste 26 kişiden 17’si yaşamını yitirdi. TIR firması 17 kişinin mirasçılarına 460 bin TL verdi. Böylece tazminat davası açılmadı.
Tecavüz ettiği akrabası intihar eden Aslan Çakan öldürüldü. Çakan’ın yakınlarına 65 bin lira kan parası ödemesi kararlaştırdı. Kan parasının ödenmesinden bir süre sonra katil cinayete kurban gitti.
Küçükçekmece’de kavga eden bir kişinin silahından çıkan kurşunla yaşamını yitiren dört yaşındaki Ahmet Kaya’nın babası kan parası alacaklarını belirterek, sanıktan şikâyetçi olmadı.
2005’de İstanbulspor’dan Ankaraspor’a transfer olan Musa Büyük, peşin aldığı 240 bin YTL’yi 7 yıl önce trafik kazasında ölümüne yol açtığı bir çocuğun ailesine verdi.

Rekor 2.7 milyar dolarla Kaddafi’de

İRAN’da da benzer şekilde Müslüman-gayrimüslim, erkek-kadın arasında tarifeler genellikle yarı yarıya fark ediyor. Kan parası sadece cinayetler için değil, neden olunan yangınlardan trafik kazalarına kadar birçok olayda yansıtılıyor. Etik açıdan sorgulanan ve kökü şeriat kanunlarına dayanan kan parası uygulaması sadece Türkiye’nin sorunu değil. Dünyada da sıkça başvurulan bu yöntem aracılığıyla helalleşen devletler arasında ABD bile bulunuyor. Libya lideri Muammer Kaddafi, Lokerby uçak kazası mağdurlarının yakınlarına ödediği 2.7 milyar dolarlık kan parasıyla bugüne kadar dünyanın terör eylemlerinde ödediği en yüksek para rekorunu elinde bulunduruyor.

Kan parasıyla silah satın aldı

MISIR’da Kemal Fatih, 1998’de evinin yan girişine yapmak istediği 3 basamak nedeniyle bitişikteki komşusuyla kavga etti. Kavga sonunda komşu öldürüldü. Bunun üzerine iki aile arasında kan davası çıkmasını önlemek için köyde bir arabulucu heyet kuruldu. Fatih, 12 bin dolar ‘kan parası’ ödedi ve taraflar arasında barış sağlandı. Ancak öldürülen kişinin kuzenleri, verilen kan parasıyla 3 adet otomatik silah satın aldı. Kurdukları pusuda Fatih’i 30 kurşunla öldürdü.

Savunucuları batıda da var

DÜNYADA kan parası uygulamasının etik olmadığı konusunda yüksek sesler çıkmıyor değil. Ancak, bazı batılı ülkelerde sola yakın gazeteler bile şaşırtıcı şekilde konuyu savunabiliyor. Örneğin Danimarkalı Politiken gazetesi “Doğuda kan parası, batıda tazminat. Arada hiçbir fark yok” diyerek kan parası uygulamasına arka çıkmıştı. Ancak, gazete ertesi gün kapısının önünde toplanan öfkeli bir okur kitlesiyle karşı karşıya kalmıştı.

Türkler Libya’da dul eşe 55 bin dinar ödedi

TÜRKİYE’den Libya’ya un götüren MV Alisa gemisi yükünü Trablus Limanı’nda boşaltırken, vinç telinin kopması sonucu Çad’lı bir işçi öldü. Bu ölümden sorumlu tutulan geminin kaptanları 68 yaşındaki Ümit Korkmaz ile 43 yaşındaki Kurtuluş Alper gözaltına alındı. Kaptanlar Libyalı avukatının önerisiyle Çadlı işçinin dul kalan eşine 55 bin dinar kan parası ödedi. Çadlı kadın davadan vazgeçtiğine dair belgeye parmak bastı ancak davanın savcısı, kağıtta, ‘kan parası’ yerine sadece ‘para’ aldığının yazdığı gerekçesiyle ülkeden ayrılmalarına izin vermedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!