Güncelleme Tarihi:
AA Editör Masası'nın konuğu olan Bakan Şimşek, AA Finans Haberleri Terminali'nin de açılışını yaptı.
Şimşek, “Arap ülkelerinde ne tür reformlara gerek var, Arap dünyasına yönelik Türkiye olarak nasıl bir politika izlenecek” şeklindeki soru üzerine, Arap Baharı'nın, Arap uyanmasının çok heyecan verici bir gelişme olduğunu söyledi.
“Bu süreç, ümit ediyoruz ki Arap dünyasına, Arap kardeşlerimize hakikaten daha çok refah, daha çok huzur, daha çok barış ve daha çok sosyal adalet olarak yansır” diyen Şimşek, bu uyanışın temelindeki noktaların da bunlar olduğunu söyledi.
Bakan Şimşek, sürecin başarılı olmasının ülkelerin desteğinin yanında, iktidara gelen hükümetlerin, politikacıların cesur kararlar almasına ve köklü reformlara bağlı olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin de bu ülkelere desteğinin olduğunu ve devam edeceğini belirten Şimşek, “Örneğin Tunus'a destek konusunda gerekli adımları attık. Tunus'a 400-500 milyon dolarlık bir destek söz konusu olacak” dedi.
Bakan Şimşek, Libya'da da Türkiye'nin üstüne düşeni yaptığını ifade ederek, olayın sadece maddi destek olmadığını, olayın diğer boyutunun teknik destek, her alanda işbirliği, deneyimlerin paylaşılması olduğunu söyledi.
“Cesur ekonomik kararlara, reformlara gerek var”
Bu ülkelerde cesur ekonomik kararlara, ekonomik reformlara ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Şimşek, şöyle devam etti:
“Çünkü Arap Baharı'nın başarılı olması, bizler için büyük bir sorumluluk, aynı zamanda büyük bir test. Gerçekten çok önemsediğimiz bir konu. Demokrasi için reform gerekiyor, refah seviyesinin artması için demokrasi gerekiyor. Bu süreç, uzun vadede Türkiye'nin de dünyanın da menfaatine olan bir süreçtir. Çünkü kaynakların ülke insanı için kullanılması, doğru alanlara yönlendirilmesi, kaynakların daha çok eğitime, sağlığa, ülkenin altyapısına, ekonomilerin çeşitlendirilmesine, petrole doğalgaza bağlılığın, daha doğrusu hassasiyetin azaltılmasına kullanılması çok kritik öneme sahip.
Ne türden reformlar gerekiyor? Bir kere Arap Baharı'nın yaşandığı ülkelerin bir kısmı doğal kaynak zengini ülkeler. Mesela Libya. Ama bir kısmı da değil. Bu durumda, kaynak zengini olan ülkeler bu kaynağın çok hızlı bir şekilde ekonominin çeşitlendirilmesine, petrol ve doğalgaz dışındaki sektörlerin gelişmesine, beşeri sermayenin kalitesinin artırılmasına yani insan stoğuna, altyapıya, Ar-Ge'ye harcanması gerekiyor. Bunun rasyonel bir zeminde yapılması gerekiyor ve petrol gelirlerinin bir kısmında tasarruf edilip, gelecek nesillere sadece reformların finansmanına saklanması gerekiyor.”
Nispeten doğal kaynak fakiri ülkelerin de önce yatırım ortamını iyileştirmeleri gerektiğini belirten Şimşek, söz konusu ülkelerde adil bir yarışma ortamı sağlanabilmesi öngörülebilir bir ülke haline gelinmesi, yatırım ikliminin hızlı bir şekilde iyileşmesi gerektiğinin altını çizdi.
“Para, evini düzene koyana gidecek”
Bakan Şimşek, paranın gidecek yer aradığını ifade ederek, sadece devlet fonlarının birikiminin önümüzdeki 3 yıl içerisinde, 1 trilyon dolar artacağını söyledi. Şimşek, şöyle konuştu:
“ABD'ye bakıyorsunuz, İngiltere'ye, Japonya'ya, Avrupa'ya bakıyorsunuz 2 yıla kadar olan faiz neredeyse sıfır. 10 yıllık faiz, getiri yüzde 1,5-2 civarı. Buralara bu enstrümanlara para yatırmak demek, (paramızı buyurun biz size veriyoruz, saklamanız için de biz size ilave ücret de vereceğiz) demek. Bu faizlerle, bu getirilerle Araplarla petrol zengini Arapların paralarını batıda park etmeleri, batıda yatırmaları aslında hakikaten çok anlamlı değil. AB büyük bir borç krizinde, Japonya büyük bir borç batağında. Uzun vadeli büyüme beklentileri zayıf. Geriye bu bölgede bu kaynakların kullanılması gündeme geliyor. Peki bu para nereye gidecek? Tabii ki evini düzene koyan ülkelere gidecek.
Bu ülkelerin, büyük avantajı genç nüfuslarının olması. Reform yapılırsa, bu ülkelerin geleceği çok parlak. Yani hızlı büyüme söz konusu olacak, parayı yatıran da kazanacak, parayı çeken ülke de kazanacak. Türkiye, bu konuda önemli mesafeler katetti. Ben inanıyorum ki Tunus, Ürdün, Mısır diğer ülkeler epey mesafe katetti.”