Güncelleme Tarihi:
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, işçi ve patronlara kıdem tazminatı konusunda çağrıda bulunarak, “Kıdem konusunda aranızda anlaşın. Bizim açımızdan hiçbir sorun yok. Siz aranızda anlaşın, biz üzerimize düşeni anında yerine getirmeye hazırız” dedi. Erdoğan, mevsimlik işçilerin kıdem tazminatı almamasını da eleştirerek, “Bir işçi bir gün dahi çalışsa onun kıdem hesabına girmeli” dedi. Erdoğan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 10. çalışma meclisi toplantısında şunları söyledi:
“Adil bir devlete, hükümete düşen, bu bakış açısını savunmak, toplumun tüm kesimleriyle eşit mesafede durabilmektir. Sadece eşit mesafede durmak da değil, adil bir devlet, adil bir hükümet, toplumun tüm kesimleri arasında olduğu gibi çalışma hayatı kesimleri içnide de barışı, diyaloğu, uzlaşmayı sağlayacak mekanizmaları oluşturmak zorunda.
Acaba biz işçi memur ayrımını ne zaman ortadan kaldıracağız? Batı bunu halletti. Türkiye’nin de bunu halletmesi gerekir. Zira işçi, memurun ne aldığına bakıyor, memur işçinin ne aldığına bakıyor. O zaman, gelin oturalım bunu hep birlikte çalışanlar başlığı altında toparlayalım. O zaman bu iki yanlı iki bakış ortadan kalkmış olacaktır. Sadece çalışanda hepsini toplamış olacağız. İşçi olmanın da işveren olmanın da ne olduğunu gayet iyi biliyorum. İşçilermizle, sendikalarımızla aynı masaya oturup toplu iş sözleşmeleri imzaladım. Şu anda TC Başbakanı sıfatıyla 76 milyonun tamamına eşit mesafedeyim ve sorumluluklarım, yetkilerim dahilinde adaleti teslim etmekle mükellefim.”
MEVSİMLİK İŞÇİYE KIDEM
Başbakan Erdoğan uzun bir süredir tartışılan kıdem tazminatı konusunda da uzlaşma istedi. Erdoğan, “Kıdem tazminatı konusunda söyleyeceğim son derece nettir. Ben diyorum ki aranızda anlaşın. Bizim açımızdan hiçbir sorun yok. Siz aranızda anlaşın biz üzerimize düşeni anında yerine getirmeye hazırız. Biz bu konuda başından beri aranızda bir uzlaşma, anlaşma olmasını bekliyoruz. Mevsimlik işçi konusunda biz bunlara taraftar değiliz. Biz hak adamıyız. Diyoruz ki, bir kişi bir gün dahi çalışsa o onun kıdem hesabına girer” dedi.
İşçi işveren ilişkilerini inşa etmek için yurt dışından ideolojiler transfer etmeye ihtiyaç olmadığını belirten Başbakan Erdoğan özellikle ahi teşkilatında olduğu gibi işçi işveren ayrımını, patron emekçi ayrımını bir kenara koyacaklarını söyledi. “Emek, sermaye gibi başlıklar bana biraz da yanlış tanımlanıyor gibi geliyor” diyen Erdoğan emek, sermaye, yatırım, üretim, tüketimin hepsinin insanın birer türevi olduğunu belirtti. Erdoğan, “İnsan varsa emek, sermaye, üretim vardır, tüketim vardır, yatırım vardır. İnsan yoksa bunların hiç biri yoktur. Öyleyse hedef insanı, güçlü kılmaktır” diye konuştu.
Önceliğimiz hak talepleri
“Demokratik haklar kadar çalışma hayatının sorunlarını da özellikle ilk günden çözüme kavuşturmak, çalışma hayatından en ileri hakları teslim etmek elbette en büyük arzumuzdur. Ama takdir edersiniz ki çalışma hayatının sorunlarını çözme konusunda da 11 yıl boyuna önümüzde engeller oldu. Buna rağmen 11 yıl oyunca ekonomideki, demokratikleşmedeki her gelişmeyi çalışma hayatının tüm unsurlarına yansıtma gayretimiz oldu. Özellikle çalışan kesimlerin geçmişten gelen hak taleplerini telafi etmek önceliklerimiz arasında yer aldı.”
İşsizliği aynı oranda tuttuk
“11 yıl içinde 5 milyon kişiye yeni istihdam sağladık. Bir yandan istihdama yeni katılanlara iş verdik, bir yandan işsizlikle mücadele ettik. Artan nüfusa rağmen işsizliği aynı oranda tuttuk, hatta aşağı çektik. Ücretleri enflasyona ezdirmediğimiz gibi geçmişten gelen kayıpları telafi etme çabasında olduk. Müzakere, bir tarafın, diğerine dayatma yapmasıyla olmaz. Müzakere, diyalogla olur, masada kalmakla olur. Müzakere kendi talebini dayatmak değil, karşısındakinin taleplerini de dikkate alarak ortak bir yolu bulmaktır. Bir adım atarsın, karşıdaki de bir adım atar. Sonuçta ortak bir yol bulunur. Müzakere ve diyalog yolunu bugüne kadar başarıyla çalıştırdık.”
Kim ne istiyor?
Türk-İş: Kıdem tazminatı konusunda işçi haklarında geriye gidiş içerecek herhangi bir yasal düzenlemeye kesinlikle karşı.
Hak-İş: Kazanılmış haklar korunmalı. Kıdem tazminatının alınmasında yaşanan sorunların ortadan kaldırılması sağlanmalı.
DİSK: Fon sistemine geçilmesi durumunda fazlasıyla esnek bir işgücü piyasası ortaya çıkacak ve mevcut uygulamada işçilere sağlanan zımni iş güvencesi ortadan kalkacak.
TİSK: Kıdem tazminatı, işsizlik sigortası ve iş güvencesi hükümleri dikkate alınarak ve kazanılmış haklar korunarak tasarlanmalı. OECD ortalaması dikkate alınarak 15 günlük maliyeti geçmeyecek şekilde düzenlenmeli.
TÜSİAD: Kıdem tazminatı işsizlik sigortası ile ilişkilendirilmeli. Mevcut sistemin değiştirilmesi yerine yeni işe girecek olan işçiler için kıdem tazminatı miktarı 30 günden 15 güne indirilmeli.
Fondan çok canlar yandı
TÜRK-İŞ’in yeni Başkanı Ergün Atalay kıdem tazminatında fona karşı çıktı. Atalay, “Bu ülkede çalışanların fonlardan çok canı yandı. Mevcut yapı dursun, ama alamayan kardeşlerimizle ilgili yapıyı genişletelim” dedi. DİSK Başkanı Kani Beko da, “Esneyecek yerimiz kalmadı, bu kayış kopar. Esnemeye kıdeme bin kere hayır” derken; Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan ise kıdem tazminatında yeni sistemin konuşulabileceğini söyledi.
Alkış beklerken
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, sendikalar için yüzde 10 olan barajın işveren-lerin de desteği ile 1’e indiğini söyledi ve, “Alkış beklerken, işçi düşmanı ilan edildik. Çalışma hayatında kırmızı çizgi olmaz” diye konuştu.
‘Nurettin Bey bilmiyor’ dediler
TİSK Başkanı Tuğrul Kudatgobilik de, sözlerine kadınlara yönelik hazırlanan istihdam paketiyle başladı. Paketin kendilerine hiç danışılmadan hazırlandığını söyleyen Kudatgobilik, “Bu izin ABD’de 12 hafta. Portekiz’de 12.5 hafta. Fransa ve İspanya’da 16 hafta. Bak şu kadın düşmanlarına. Nurettin Bey (Özdebir), bir itiraz dile getirdi, bilmeden konuştu dediler. O yüzden ben baktım öyle konuşuyorum” dedi.