Apple'ın işi 9 canlı mekanik saatlere karşı çok zor

Güncelleme Tarihi:

Appleın işi 9 canlı mekanik saatlere karşı çok zor
Oluşturulma Tarihi: Eylül 13, 2014 11:11

Apple'ın son rakibi İsviçre saat endüstrisi ölümün eşiğinden defalarca dönüp güçlendi. En son 1970’li yılların ortasında “Quartz devrimi” mekanik saat endüstrisi ihracatını alt üst edebilmişti. Ancak İsviçre saat endüstrisi bu devrime karşı 80’lerde ‘moda’ 90’larda ise ‘lüks’ karşı devrimi ile cevap verdi ve güçlü konumunu yeniden sağladı. Samsung ve Apple’ın sürüklediği akıllı saat teknolojisi ise İsviçre saat endüstrisini yıkabilecek bir devrim olmaktan şimdilik uzak duruyor. Akıllı saatlerin ana akım olmaları için akıllı telefonlardan bağımsızlığını ilan edip yeni, geniş bir uygulama ekosistemiyle farklı ihtiyaçlara cevap vermesi gerekiyor.

Haberin Devamı

Appleın işi 9 canlı mekanik saatlere karşı çok zor
9 Eylül’de gerçekleştirilen Apple etkinliğinin en merak edilen ürünlerinden biri de Apple’ın yeni akıllı saatiydi. Apple Watch birçok Apple hayranını heyecanlandırsa da şimdilik sınırlı özellikleri, yeni Phone 6 ile birlikte kullanılma zorunluluğu (yakında iPhone 5 ve üzeri telefonlarla kullanılabilecek) ve 2015 gibi uzak sayılabilecek bir tarihte piyasaya çıkmasıyla ilk anda ancak şüpheleri yükseltebildi. Oysa akıllı saatlerin uzun yıllar sonra başta İsviçre saat endüstrisi olmak üzere tüm dünyada saat sektörünü kökünden değiştirebileceği konuşuluyordu. Apple Watch’un ilk etkisi İsviçreli Swatch’un hisselerini yüzde 4’e yakın düşürmesi oldu. Ancak asıl rekabet bundan sonra başlayacak. Bu rekabette yüzlerce yıldır var olan 1970’lerde ölümün eşiğinden dönen İsviçre saat endüstrisinin çok güçlü silahları mevcut.

Haberin Devamı

Appleın işi 9 canlı mekanik saatlere karşı çok zor

‘QUARTZ DEVRİMİ’ DENEMİŞ AMA YIKAMAMIŞTI
Modern zamanlarda, ünlü iktisatçı Joseph Schumpeter’in “yaratıcı yıkım” kavramına karşı koyabilen ve günümüzde yeniden dirilebilen geleneksel endüstrilerin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Bu sektörlerden biri de Apple’ın uzun vadede gözüne kestirdiği İsviçre saat endüstrisi. Yüzyıllardır süren geleneği devam ettiren bu endüstri 1970’lerde büyük bir “yaratıcı yıkım” testinden geçmişti. 1970’lerin ortasında özellikle Japonya’dan başlayan “Quartz Devrimi” yani çalışma mekanizması pil vasıtasıyla elektronik olan saatler 200 yıllık bir endüstriyi neredeyse silindir gibi ezdi. İsviçre’nin saat ihracat hacmi global çapta 1970’lerden 10 sene sonra yüzde 55’ten yüzde 30’a, üretilen saat adedi payı ise yüzde 45’ten yüzde 10’a kadar düştü. “Quartz Devrimi’nin simge saatlerinden biri olan takvim göstergeli dijital Casiotron neredeyse yüzyıllık endüstriyi sahadan silecekti. Ta ki İsviçre saat endüstrisinin karşı devrimine kadar.

Haberin Devamı

Appleın işi 9 canlı mekanik saatlere karşı çok zor

Elekrtonik saatlerin simgelerinden Casiotron

KARŞI DEVRİM: MODA VE LÜKS İLE YENİDEN DİRİLİŞ
1980’lere gelindiğinde İsviçre saat endüstrisi çıkışı buldu. Harvard Business School’dan Ryan Raffaelli’ye göre İsviçre’nin karşı devrim planı elektronik saatlerin zayıf karnına işaret ediyordu: Moda ve lüks. Elektronik saatler fonksiyonlarıyla çok pratik ve ucuz olmasına rağmen görünüm olarak birçok müşteriyi tatmin edemiyor, bir moda çizgisi oluşturamıyordu. Bu yüzden endüstri 80’lerde Swatch önderliğinde moda devrimini gerçekleştirdi.

Appleın işi 9 canlı mekanik saatlere karşı çok zor

Swatch 80'lerde moda devrimini gerçekleştirmişti

Haberin Devamı

Karşı devrimin ikinci ayağını ise lüks oluşturuyordu. Teknoloji tarafından ölümün eşiğine gelmelerine rağmen İsviçreli saat ustaları geleneksel üretim tekniklerini terk etmedi. 90’lı yıllarda üretici ustaları ise lüks markalaşma destekledi. Lüksün küreselleşip zenginliğin Asya’ya yayılmasıyla birlikte plan mekanik İsviçre saati kusursuzluğunda tıkır tıkır işledi ve İsviçre saatleri küresel güç olmayı başardı. Bugün 60 milyar dolarlık endüstri, İsviçre’nin ilaç ve makineden sonra üçüncü büyük ihracat kalemini oluşturmayı başarıyor.

LÜKS VE MODADA APPLE’IN İŞİ ZOR
Apple’ın bu güçlü endüstriye karşı “yaratıcı yıkım” gerçekleştirme potansiyeline bakmadan önce ise Apple’ın temsil ettiği değerleri de incelemek gerekiyor. Apple bugün teknoloji dünyasında tasarım, statü ve geniş uygulama ekosistemi ile hayatı büyük ölçüde kolaylaştırmayı temsil ediyor. İlk ikisi için İsviçre saat endüstrisinin cevabı güçlü olabilir. Apple her ne kadar tasarımıyla akıllı telefon sektöründe birinci tercih olma sebebi olsa da İsviçre saatleri 80’ler ve 90’lardaki bilgi birikimiyle Apple tasarımına karşı ayakta durabilir. Statü konusunda da Apple’ın işi daha zor gibi görüyor. Lüks tüketicinin cebinde iPhone 6 vazgeçilmez bir cihaz potansiyelinde olsa da kolundaki İsviçre saatinden vazgeçmesi zor gözüküyor.

Haberin Devamı

Appleın işi 9 canlı mekanik saatlere karşı çok zor

AKILLI SAATE ÖZEL ITUNES GEREKİYOR
Geriye ise Apple’ın iTunes ile sağladığı muazzam uygulama ekosistemi kalıyor. Bu gerçekten saat ve dolayısıyla giyilebilir teknolojilerde Apple’ın en büyük silahı. Apple, saat sektöründe Clayton Christensen’in kavramıyla aykırı yenilik (disruptive innovation) sağlayacaksa akıllı saatlerin işlevlerini hayal gücüyle sınırlayacak yeni bir uygulama ekosistemi kurması gerekiyor (iPhone ilk çıktığında donanımsal olarak nasıl aşağılandığını ve sonra iTunes devrimini hatırlayın).

Bunu yaparken de Apple Watch’un iPhone 6 ile rekabet etmemesi gerekiyor. Birçok insan için Apple Watch bu haliyle “iPhone 6’yı bazı durumlarda cebinden çıkarmak istemeyen insanlar için fiyatı 350 dolar” bir ürün olarak görülecek. Dolayısıyla Apple Watch’un uygulama ekosisteminin iPhone’dan bağımsız serpilmesi gerekiyor. Ve tabii ki donanımsal olarak da iPhone’dan ayrılması, hayatın başka ihtiyaçlarına bağımsız şekilde cevap vermesi de şart. Aksi halde iş gurusu Jack Welch’in en kritik uyarısına Apple takılabilir: "Müşteriye aynı marka içinde birbiriyle rekabet eden farklı ürünler sunmak büyük hatadır."

Haberin Devamı

bbalci@hurriyet.com.tr

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!