Antika yatırımcısının yüzünü güldürüyor

Güncelleme Tarihi:

Antika yatırımcısının yüzünü güldürüyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 17, 2006 11:18

Alternatif yatırım araçlarında nitelikli ankita ilk sırada yer alıyor. Antika bir eser iki yılda yüzde 600 getiri sağlayabiliyor. Konut fiyatlarındaki yükseliş eğilimi ise yatırımcıları konut alımına yönlendiriyor.

Finansal yatırım araçlarının yanı sıra alternatif yatırımlara yönelen yatırımcıların yüzünü en çok, nitelikli antika güldürüyor.

Hisse senedi, döviz, yatırım fonları, tahvil, bono, Eurobond, altın, repo ve mevduat gibi yatırım araçlarının yanı sıra birikimlerini değerlendirmek isteyen kişiler, farklı yöntemlerle de kazanç sağlamaya çalışıyor.

Yatırımcılar son yıllarda özellikle, yatırımlarını, getirisi nedeniyle antika ve gayrimenkule yönlendirirken, bir dönem gözde olan otomobil ise düşen fiyatlar nedeniyle yatırım aracı olarak görülmekten uzaklaştı.

Yatırım araçlarının günümüzdeki seyri ve riskleri dolayısıyla birikimini antikaya yönlendiren kimseler, 2 yıl gibi bir sürenin ardından hatırı sayılır bir kazanç elde edebiliyor.

25 YILDIR HİÇ DEĞER YİTİRMEDİ

Antik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Artam'a göre, antika satın alanların yüzde 45'i antika eserleri yatırım amaçlı ediniyor.  25 yıldır, nitelikli antikanın değerinin hiç aşağı inmediğini ifade eden Artam, aksine sürekli yukarı çıkan bir trend izlediğini anlattı.

Müzayedelerin bir bakıma antikanın borsası niteliğinde olduğunu, bir eserin yüksek fiyata satılması halinde ertesi gün piyasada fiyatların yukarı doğru çıktığını belirten Artam, şu bilgileri verdi: “25 yıl içinde faizler yüzde 85'lere çıktı, savaşlar yaşandı. Bunların hiçbirinden antika ve sanat piyasası etkilenmedi. Trend hep yukarı doğru gitti. Antika ve sanat eserlerine yatırım yapmanın şöyle bir avantajı da var. Örneğin hisse senetleriniz olsa, bir bankada veya bir aracı kurumda saklayacaksınız. Oysa antikalarınızı evinizde veya işyerinizde sergiliyorsunuz. Hem kendiniz hem de misafirleriniz bundan haz duyuyor. Bugün dünyada artık kurumlar ve işadamları, ancak koleksiyonlarıyla öne çıkma imkanı buluyor.”

Özellikle sigorta şirketleri ve bankaların antika satın almalarının, müşterilerde güven yarattığını dile getiren Artam, “30 milyon dolara bir tablo satılıyor. Bir bakıyorsunuz kim almış diye, Japonya'da bir sigorta şirketi almış. Onu yatırım amacıyla gördüğü için alıyor. İnsanlar da daha güvenli gördüğü için o sigorta şirketine gidiyor” diye konuştu.

“BUGÜN AL, YARIN SAT OLMUYOR”

Antika yatırımın olumlu yanlarının yanı sıra, olumsuz bir özelliğine de dikkati çeken Artam, (bugün al, yarın sat) gibi bir durumun olmadığını anlattı.

Artam, “En az iki yıl gibi bekletme süresi var. Ondan sonra yüzde 400 ile yüzde 600 gibi çok yüksek bir getirisi var” dedi. Pahalı eserlerin fiyatlarının daha çok katlandığını belirten Artam, “Nedeni de şu, yüksek değerli şeyler daha zenginlerin eline geçiyor. Bunlardan tekrar geri dönüp satılması güçleşiyor” diye konuştu. Artam, antika piyasasında en çok artanların, klasik Türk ressamlarına ait tablolar, sultan tuğrası taşıyan gümüşler, Beykozlar ve tophane seramikleri olduğunu bildirdi. Son 25 yıldır antika fiyatlarında inanılmaz artış olduğunu belirten Artam, koleksiyoncu sayısının da yükseldiğini anlattı.

GAYRİMENKULDE DE TREND YUKARI DOĞRU

Türkiye'deki ekonomik canlanmayla birlikte yeni konut projeleri, Mortgage sistemi, bankaların önceki dönemlere göre düşük faiz ve uzun vadelerle kredi imkanları sunması da birikmiş konut talebini harekete geçirdi.
Taleple birlikte konut fiyatlarında da önemli ölçüde yükselme görülürken, özellikle büyük şehirlerdeki gayrimenkullerin değeri daha da arttı.

Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Haluk Sur, ekonomik kriz döneminde uzun süre askıda kalan konut talebinde faiz ve enflasyon oranlarındaki düşüşle birlikte canlanma hissedildiğini söyledi. Uzun yıllardır gerçekleştirilemeyen projelerin ve talebi karşılayamayan arzın harekete geçtiğini belirten Sur, faiz, repo ve döviz gibi yatırım araçlarının getirilerinde yaşanan düşüşün de, yatırımcıları gayrimenkule yönlendirdiğini ifade etti.
Maliyetlerin düşmesi ve bankaların teşvikleriyle birlikte, faiz oranlarının yüzde 1'lerin altına düştüğü konut kredisi piyasasının hızla canlandığını ifade eden Sur, 2001 krizinde döviz bazında yüzde 45-50 oranında değer kaybeden gayrimenkulun bu dönemde gerçek değerlerine ulaştığı yorumunu yaptı.

YARIŞ ATI

Hem hobi olarak hem de yatırım aracı olarak düşünülen yarış atında ise durum biraz daha farklı. Türkiye Yarış Atı Yetiştiricileri ve Sahipleri Derneği 2. Başkanı Bahadır Gödek, safkan yarış atları pazarının yıllık bazda 3,5 ile 5 milyar dolarlık bir pasta olduğunu söyledi. Bu pastadan Türkiye'nin 2004 yılında 1 milyon dolar, 2005 yılında 900 bin dolar pay alabildiğini bildiren Gödek, dünyada koşan atların yarış portföyünün ise 930 milyar dolar olduğunu kaydetti.

Gödek, Türkiye'de Arap atlarının özel sektör tarafından da yetiştirilmeye başlanmasıyla, sektörün halka doğru açıldığını, asıl ivmenin 1995'lerden sonra yükselme trendine girdiğini anlattı. Gödek, şu bilgileri verdi: “Bu dönemde Türkiye'de rant ekonomisi vardı. Faizler yüksekti. Herkes bundan nemalanıyordu. Bizim atçılığımızın da gelişme süreci bu nemalanmaya paralel gitti. Bu dönemde bizim atlarımız para kazandığı için sayıları arttı ancak kaliteleri artmadı. 2000 yılında orta sınıf bir İngiliz atı, yetiştiricisine 50 milyar lira, Arap atı da 110 milyar lira ortalama bir para getiriyordu.”

OTOMOBİLDE ARZ FAZLASI

Birkaç yıl öncesine kadar alternatif yatırımların başında gelen otomobil, artık getirisi olan bir yatırım aracı olarak görülmüyor. Otomotiv Sanayii Derneği Genel Sekreteri Ercan Tezer, Türkiye'de enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde otomobilin fiyatının durdukça arttığını anımsatarak, bugün böyle bir durum olmadığını aktardı.

İkinci el otomobil fiyatlarının çok düştüğünü anlatan Tezer, şöyle devam etti: “Şu anda piyasada her türlü mal var. Piyasada arz fazlası var. Arz fazlası olduğu için yoğun bir rekabet yaşanıyor. Kampanyalarla müşteri lehine birçok satış politikaları izleniyor. Dolayısıyla (bugün araba alayım bekleteyim, 6 ay sonra satayım, kar edeyim) diye bir şey söz konusu değil. Makro dengeler kurulduğundan bu yana yani 2004 yılından bu yana bu böyle... Ancak ekonomik dengelerin bozulması durumunda otomobil fiyatları artar. Bunu da kimse istemez.”

YATIRIM ARAÇLARINDA DURUM

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Mart ayı itibariyle son bir yıla bakıldığında borsa endeksi, mevduat faizi ve külçe altına yatırım yapanlar reel bazda kazanırken, euro ve dolara yatırım yapanlar zarar etti. Bir yılda, TÜFE bazında enflasyondan arındırıldığında, reel olarak borsa endeksi yüzde 55,23, mevduat faizi (brüt) yüzde 8,17, külçe altın yüzde 21,49 getiri sağlarken, euro yatırımcısına yüzde 14,20, dolar yüzde 5,97 kaybettirdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!