Güncelleme Tarihi:
Bağdat'ta Bakan Yıldız'ın Irak merkezi hükümeti Petrol Bakanı Şehristani ile görüşmesinde en çok üzerinde durulan konu da bu oldu.
Bağdat yönetiminin en baştaki eğilimi, Kuzey Irak yönetiminin yapacağı sözleşmelerde "onay mercii" olmaktı. Yani Bağdat, "Irak Kürdistan yönetimi ile Türkiye eğer bir konuda anlaşırsa, bunu Irak merkezi hükümetine sunar. Merkezi hükümet de, ya onaylar, ya onaylamaz. Onaylamazsa, sözleşme yürürlüğe girmez" tezini savunuyordu.
Enerji Bakanı Yıldız'ın devreye girmesi ile Bağdat, anlaşma tamamlandıktan sonra "onay vermek" yerine, daha süreç devam ederken içinde olmayı ve süreç içinde "rızasını vermeyi" kabul etti.
Yani Türkiye, "anlaşma sürecinde Irak Kürdistanı, Bağdat ve Ankara'nın hep birlikte yer alması" tezini savundu. Ve sonunda Bağdat yönetimi, bu üçlü mekanizmaya razı oldu.
Enerji Bakanları kaynaklarına göre, Bağdat'ın süreçte fiilen yer alması, sonunun aşılması konusunda çok önemli bir adım.
Bağdat yönetiminin de süreci dahil olmasıyla birlikte, amaçlanan Kerkük-Yumurtalık boru hattını "tam kapasite" ile kullanmak.
Kerkük-Yumurtalık boru hattının şu andaki kapasitesi 70 milyon ton. Oysa bu kapasitenin yaklaşık onda biri kullanılıyor. Amaç, Kuzey Irak'tan çıkarılacak petrolleri de, Kerkük-Yumurtalık'a akıtarak 3 yılda kapasitenin yarısını, yani 35 milyon tonu hattan geçirmek. 5 yıla kadar da Kerkük-Yumurtalık'ı tam kapasite ile kullanmak; yani petrol geçişini 70 milyon tona çıkarmak.
KONTROL NASIL OLACAK? VANANIN BAŞINDA BAĞDAT YETKİLİSİ
Enerji Bakanlığı kaynaklarına göre Bakan Yıldız, Bağdat'ta bu kapasite artırımı için "tamamıyla şeffaf" bir sistem önerdi.
Buna göre, Kuzey Irak'tan çıkarılacak petrol, inşası tamamlanmak üzere olan ve Irak-Türkiye sınırında Kerkük_Yumurtalık'a bağlanacak olan boru hattına akıtılacak. Ancak ne kadar petrol akıtıldığının kontrolü için, hem petrolün yüklendiği Kuzey Irak'ta, hem de ulaştığı Ceyhan'da Bağdat yönetiminin görevlendirdiği bir kişi gerekli, miktar konusundaki kontrolleri yapabilecek.
PARA, HERGÜN HESAPLANIP, TÜRK DEVLET BANKASINA YATIRILACAK
DEKONT, HER GÜN BAĞDAT'A VERİLECEK
Ne kadar yüklendiğinin kontrolü, tüm taraflarca yapılan petrolün bedeli ise gün be gün hesaplanarak, bir Türk bankasında açılan hesaba yatırılacak. Bu hesaba ilişkin dekontlar da, her gün hem Bağdat'a, hem de Kuzey Irak yönetimine iletilecek.
PARA NASIL PAYLAŞILACAK?
Biriken paranın nasıl paylaşılacağına ise Ankara karışmayacak. Şu andaki sistem, Irak'ın petrol gelirlerinin yüzde 83'ünün Bağdat'a, yüzde 17'sinin de Kuzey Irak Kürdistan yönetimine aktarılmasını öngörüyor. Paylaşımın bu oranlarla mı yapılacağına, yoksa farklı oranlar mı olacağına Bağdat yönetimi ile Kürdistan yönetimi karar verecek. Anlaşmazlık halinde, para aktarılmayacak, uzlaşma sağlanana kadar hesapta birikmeye devam edecek. Biriken paraya ilişkin dekont da gün be gün taraflara gönderilecek.
BARZANİ'DEN FLAŞ AÇIKLAMA
Ayrıca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız bugün Kuzey Irak’taki Erbil kentinde düzenlenen ’Kürdistan Doğalgaz ve Petrol Konferansı’na katıldı. Bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani, Irak Anayasası uyarınca kendi doğal kaynaklarını kullanmaya hakları olduğunu, geliri Bağdat’taki merkezi yönetim ile paylaştıklarını, Türkiye ile şeffafiyet politikasına dayalı temaslarda bulunduklarını, petrol ihracatından vazgeçmeyeceklerini bildirdi. Barzani, Irak Anayasası’na bağlı olduklarını ve elde edilen geliri Bağdat yönetimi ile paylaştıklarını vurgularken, "Anayasa’ya göre kendi doğal kaynaklarımızı kullanmaya hakkımız olduğunu da unutmamalıyız" diye konuştu.
"TÜRKİYE İLE GÖRÜŞMELERİMİZ ŞEFFAF"
Başbakan Neçirvan Barzani öte yandan Kuzey Irak’taki doğalgaz ve petrolün dünya pazarına sunulmasına ilişkin Türkiye’yle yaptıkları görüşmelerin şeffaf olduğunu anlatırken, "Kürtler geriye doğru adım atmamak üzere kararını vermiştir; Türkiye’yle yaptığımız anlaşma hiçbir tarafı tehlikeye sokmayacaktır ve bu anlaşmadan vazgeçmeyeceğiz. Türkiye’yle görüşmelerimiz olumluydu; bu yöndeki ilk görüşmelerimiz 2012 yılının Mayıs ayında başlamış ve 2013 Mart ayında bir kez daha görüşmelerimiz olmuştu. Ayrıca temaslarımız şeffafiyet politikasına dayalıydı. Anayasa’ya bağlı olduğumuzu ve Bağdat hükümetiyle geliri paylaşacağımızı da belirtmek isterim. Anayasa’ya göre kendi doğal kaynaklarımızı kullanmaya hakkımız olduğunu da unutmamalıyız." ifadelerini kullandı.