Güncelleme Tarihi:
BAŞKENTTE dün tamamlanan B20 toplantılarında, iş dünyası en büyük 20 ülkenin ekonomi bakanlarını adeta ablukaya aldı. İş dünyası temsilcileri, G20 Hazine Bakanları ve Merkez Bankası başkanlarıyla önceki gün yemekte biraraya geldi ve 2 saat boyunca ekonomide yaşanan sorunlara yaklaşımlarını ve bu sorunların giderilmesi için gündeme taşıdıkları 19 taleplerini anlattı. Uzun süren müzakerelerden, iş dünyasının önerilerine destek kararı çıktı.
40 BAKANLA VİP YEMEK
B20’nin liderler kadrosu, G20 Hazine Bakanları ve Merkez Bankası Başkanlarıyla; Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın ev sahipliğindeki çalışma yemeğinde bir araya geldi. Yemeğe üç gün önce başbakan yardımcılığı görevini devreden Ali Babacan da katıldı. 40 bakan ve merkez bankası başkanının konuk olduğu yemeğin katılımcı listesinde, IMF Başkanı Christine Lagarde, Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim ve OECD Genel Sekreteri Angel Gurria da yer aldı. Yemeğin ilk bölümünde B20 başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu B20’nin talep listesini detaylı anlattı.
12 MASADA TARTIŞILDI
Edinilen bilgilere göre Hisarcıklıoğlu’nun sunumunun ardından da, tartışma sürecine geçildi.12 masalık yemekte, her masada 5 işadamı yer aldı. B20 Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun yanı sıra Muhtar Kent, Ali Koç, Hüsnü Özyeğin, Ferit Şahenk gibi isimlerin de aralarında bulunduğu B20 üyesi işadamları, masalarında bulunan bakanları ve Merkez Bankası başkanlarını ikna etme yarışına girdi. Her masada moderatörlerin gözetiminde yapılan müzakerelerin sonucunda, taleplerin bakanlar tarafından da olumlu bulunması; iş dünyasının yüzünü güldürdü. Özellikle, ticaretin serbestleştirilmesi, altyapı yatırım hedeflerinin belirlenmesi, kadın ve gençlerin eğitimi için mesleki eğitim konularında B20 temsilcilerinin önerileri masada büyük destek gören konular oldu.
Masada tartışılan bazı talepler
DTÖ Ticareti Kolaylaştırma Anlaşmasının onaylanması ve yürürlüğe koyulması
İşgücü piyasalarını daha dinamik ve kapsayıcı yapacak kapsamlı yapısal reformların uygulanması
KOBİ’lere kredi sağlama konusundaki riskleri azaltacak finansal araçların daha etkin kullanılabilmesinin sağlanması
KOBİ’lerin alternatif finansmana ve uluslararası pazarlara erişimlerinin teknik yardım programlarıyla iyileştirilmesi
Korumacılığın askıya alınması konusundaki taahhütlerin yeniden vurgulanması, tarife dışı engelleri barındıran mevcut korumacı önlemlerin geriye çekilmesi
Beş yıl içinde kamu-özel işbirliği aracılığıyla tüm G20 ülkelerinde gümrük prosedürleri ve sınırlar arası geçiş sistemleri için kapsamlı dijital ortamın geliştirilmesi.
Katılımcılara yerli tablet
G20’in iş dünyası ayağını temsil eden “B20 toplantıları”, renkli anlara sahne oldu. Ankara’nın ev sahipliği yaptığı dev organizasyon nedeniyle, oteller yüzde 100 doluluğa ulaşırken; katılımcılara da yerli tabletler hediye edildi. 61 ülkeden gelen iş dünyası ve akademinin önde gelen bin 100 katılımcısı, kongre merkezine geldiğinde; Vestel tablet bilgisayarlarla karşılandı. Hediye seçiminde B20 ve TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun, “Türkiye’nin teknolojide de iddiası ve markalarının bulunduğu göstermek gerek” şeklindeki düşüncesi etkili oldu.
RUSYA VE TÜRKİYE ‘TAM’ MERKEZDE
TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, 21’inci yüzyılın global seviyede yeni dengelerin ortaya çıktığı, dünya ekonomik ekseninin batıdan doğuya kaydığı bir yüzyıl olduğunu ifade ederek, yeni dengenin tam merkezinde Rusya ve Türkiye’nin bulunduğunu söyledi. Hisarcıklıoğlu ve Rusya Federasyonu Sanayiciler ve Girişimciler Birliği (RSPP) Başkanı Alexander Shokhin arasında 2016 yılının sonuna kadar uygulanacak bir eylem planı imzalandı. B-20 toplantılarında TOBB olarak sadece Rusya ile ikili iş birliği toplantısı yaptıklarına dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, Rusya ve Türkiye’nin güçlü yapılarıyla Avrasya coğrafyasının parlayan iki yıldızı konumunda bulunduğunu vurguladı. Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu:
“Türkiye ve Rusya birbirlerini tamamlayan ekonomileri ile coğrafi yakınlıkları, insanlarımız arasındaki kültürel ve kişisel yakınlıklar nedeniyle tam ideal iş ortağıyız. Son dönemde iki ülkenin liderlerinde güçlü bir siyasi irade var. Türk şirketlerinin Rusya’daki yatırımları 10 milyar doların üzerinde. Türk firmalarının Rusya’da başarı ile tamamlanan inşaat proje bedelleri 60 milyar doların üzerinde. Çeşitli alanlarda bine yakın Türk firması Rusya’da aktif. Her yıl 4.5 milyon Rus vatandaşı Türkiye’yi ziyaret ediyor. Firmalarımız arasında ortaklıklar kurulmasını, üçüncü ülkelere yönelik birlikte çalışma imkanları üzerinde sizlerle iş birliği yapmayı arzu ederiz. Üçüncü dünya ülkelerinde müthiş potansiyeller var.”
HEDEF 100 MİLYAR DOLAR
Rusya Federasyonu Sanayiciler ve Girişimciler Birliği (RSPP) Başkanı Alexander Shokhin de 2020 yılına kadar ticaret hacmini 100 milyar dolara yükseltme hedefi koyulduğunu hatırlattı. Shokhin, şöyle konuştu: “Rusya, Belarus, Kazakistan Gümrük Birliği kurdu. Vietnam ile de Serbest Bölge Anlaşması yaptık. Vietnam tecrübesi Türkiye ile yapılacak Serbest Ticaret Anlaşması’na da örnek olacak.”
DAVUTOĞLU: Önemli olan nitelikli istihdam
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, artık sadece istihdam yaratmanın değil nitelikli istihdam oluşturmanın önemli olduğunu söyledi. G-20 Ekonomi Bakanları ve Merkez Bankaları Başkanları toplantısında konuşan Davutoğlu şunları söyledi: “Krizlerin ekonomik sonuçları var. Burada hükümetlerin müdahaleleri artıyor, küresel ticarette korumacı politikalar güçleniyor, daha fazla korumacılık ortaya çıkıyor, küresel ticarette daha az büyüme meydana geliyor, daha az üretim, daha az yatırım. Bu bir kısır döngü. Kriz dönemlerinde eğer küresel olarak durumu yönetemiyorsak, bir şekilde uluslara güven verebilmek için psikolojik olarak bunu yönetemiyorsak, her bir ulus kendi milliyetçi korumacı politikalarını ortaya koymaya başlıyor ki bu da birçok sorunun ortaya çıkmasını neden oluyor.
GENÇ İŞSİZLİĞİ
Kadınların ve gençlerin istihdamı kapsayıcı büyüme için çok önemli. Çünkü gençler, siyasi ve sosyal istikrarın kilididir. Bizim ülkelerimizde genç işsizliği kabul edilemeyecek kadar yüksek. Bunun için kapsamlı bir strateji lazım. Bugün birçok Avrupa ülkesinde, Avrupa’da meydana gelen krizden sonra birtakım travmalar görebiliyoruz. Mültecilere karşı birtakım tavırlar olarak bazen ekonomik krizin psikolojik sonuçları kendini gösterebiliyor. Ekonomi hızla büyüyorsa yeni zorlukların absorbe edilmesi kolay ama ekonomideki gidişat kötüye doğruysa, o zaman bunlar çok daha zor hale gelir. Bu gibi durumlar birçok ulus için, birçok millet için psikolojik şok haline dönüşebilir. Sosyal sonuçlara baktığımız zaman sosyal huzursuzluklar ortaya çıkabiliyor.”