Güncelleme Tarihi:
Cafer Bakırhan, Anel Elektrik'in halka arzıyla ilgili olarak düzenlenen basın toplantısında, haziran ayının ilk haftasında planladıkları halka arzı, mümkün olduğunca hızlı bir süreç olarak gerçekleştireceklerini kaydetti.
Hisselerin yüzde 34'ünün, ek satışlarla birlikte de yüzde 39'unun halka arz edileceğini söyleyen Bakırhan, satışa sunulacak hisselerin minimum yüzde 40'ını yurt dışına tahsis ettiklerini belirtti. Bakırhan, son dönemdeki halka arzlarda piyasalardaki son dakika çalkantıları nedeniyle yabancı taraftaki talebin dikkate değer bir düşüş göstermesi nedeniyle tedbir olarak yurt dışına ayrılan oranın minimum düzeyinin düşük tutulduğunu belirtti.
Belli bir büyüklüğün altındaki halka arzlarda genellikle likidite problemi yaşandığına işaret eden Bakırhan, bu sorunların bertarafına yönelik olarak bir yıl süreyle geçerli olacak bir likidite programı hazırladıklarını bildirdi.
Bakırhan, hisse senetlerinin profesyonellerce izlenmesini içeren bu likidite programının piyasaya ya da arz ve talebin oluşmasına müdahale şeklinde olmayacağını, sadece piyasadaki anomalileri ortadan kaldıracak şekilde ufak tefek müdahaleler içereceğini anlattı. Bakırhan, bunun daha sonraki benzer halka açılma süreçleri için model oluşturabileceğini kaydetti.
Halka arzın ardından, halka arz fiyatının doğru saptanamamasının etkilerinden piyasayı korumayı amaçlayan bir ay süreyle geçerli fiyat istikrarı sağlamaya yönelik uygulamaların bulunduğunu ifade eden Bakırhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim burada getirdiğimiz ve bir yıla yayılacak periyottaki ise tamamen farklı. Sadece gerekli likiditeyi sağlayabilecek, aşırı dalgalanmalar olduğunda da ona müdahale için gerekli uyarıları geliştirebilecek bir sistem olarak düşünüyoruz. Altyapısını ve kurallarını kendi çalışmalarımızla oluşturduk ve bunu bir öneri olarak İMKB ve SPK'ya götürdük. Onlar tarafından şu aşamada inceleniyor. İlk izlenimleri oldukça olumlu. Asıl amacımız şirketlerin hak ettikleri yerlere, piyasadaki birtakım eksiklikler nedeniyle gelememelerinin önüne geçmek. Bunun için bir mevzuat değişikliğine gerek olmayacak.
Piyasa mekanizmasının varlığına müdahil olmayacağız. Hisse senedi alım satımlarında en büyük alıcı ya da satıcı konumunda olmayacağız. Şirketin müdahalesini belli kurallarla sınırlayacağız. Patronun piyasada olması ve kendi belirlediği fiyat doğrultusunda alım ya da satımlar yapması tarzında olmayacak. Daha çok likidite sağlamak... Yani hisse senedini elinde tutan yatırımcının satmak istediğinde belli oranlarda satışı yapabilmesinin imkanını sağlama, almak istediğinde de belli oranlarda hisse senedini ona verebilme fonksiyonumuz olacak. Piyasanın kendi varlığıyla birtakım farklılıklar oluşuyorsa, arz talep yeterince sağlıklı şekilde oluşamıyorsa biz piyasada var olacağız, şirket adına ve belli kurallarla.”
Bakırhan, şirketlerin genellikle halka arz sonrası hisse senetlerinin performansıyla yakından ilgilenmediğini, 1 yıllık izlemeyi içeren ve belli bir mali yük getiren böyle bir uygulamanın gerçekleştirilebilmesi için ise halka arz edilen hisselerin sahibi olan şirketin istekli olmasının büyük önem taşıdığını kaydetti.
Halka arz için 5-6 liralık fiyat bandı belirlendiğini anımsatan Bakırhan, işlem sonucunda 100 milyon lira civarında bir halka arz büyüklüğü oluşmasını hedeflediklerini söyledi.
“DÜNYA ÖLÇEĞİNDE İŞ YAPMAK CİDDİ SERMAYE GEREKTİRİYOR”
Anel Elektrik Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Çelikel de, halka arz ile şeffaf olmayı, büyüyerek dünya ölçeğinde bir firma haline gelmeyi amaçladıklarını söyledi.
Daha önce de halka arz için yola çıktıklarını hatırlatan bir gazetecinin, bu konudaki ısrarlarının nedenine yönelik sorusu üzerine Çelikel, halka açık olmanın şeffaflık ve sürdürülebilirliğe yaptığı katkıya işaret etti.
Çelikel, “Büyümeyi kendi öz kaynaklarınızla tamamlayamıyorsunuz. Dünya ölçeğinde iş yapmak demek ciddi sermaye ve ön finansman gerektiriyor. Bunu da kredilerle sağlamanız çok zor. Ayrıca bazı yatırımlarımız var. Özellikle enerjiyle ilgili. Bu da aynı şekilde sermaye gerektiriyor” dedi.
Daha önceki halka arz girişimlerinde herkes “Duralım” dediğinde bile kendisinin devam etmeleri yönünde ısrar ettiğini belirten Çelikel, “Ben 'Dalgalı suda, fırtınada gemi kullanmakla kaptan olunur. Sığ sularda herkes yapar bu işi' dedim. Türkiye'de bir ilki yapalım, kriz ortamında halka açalım istedik. Son pazartesi günkü olay olmasa biz bunu beceriyorduk. Ama iyi ki olmamış, şimdi çok daha iyi şartlarla sunuyoruz” diye konuştu.
Çelikel, 1986 yılından bu yana faaliyet gösteren şirketin Katar Doha, Mısır Kahire, Gürcistan Tiflis, Atatürk, Esenboğa, Adnan Menderes havalimanlarının elektromekanik altyapılarının projelendirme ve uygulamasını yaptığını anımsatarak, esprili bir şekilde, “Projelerini yaptığımız her yer bizim gibi geliyor. Acı olan, kapıdan girerken bekçinin 'sen kimsin' demesi oluyor. 'Sen yokken ben vardım' demek istiyor insan” ifadesini kullandı.