Güncelleme Tarihi:
AYM, ayrıca Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) “olumlu raporu” alınmadan projenin yapılmasını ve Rize İdare Mahkemesi’nin de bu konuda açılan davayı reddetmesini ihlal saydı.
YENİDEN YARGILAMA
Anayasanın 17. maddesindeki “maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının” ihlal edildiğine hükmeden AYM, yeniden yargılama yapılmasına karar verdi. AYM, kararın bir örneğini maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Rize İdare Mahkemesi’ne gönderildi. İdare Mahkemesi, AYM kararı gereği Cevizlik HES Dava dosyasını yeniden açacak. Hizmete giren Cevizlik HES’le ilgili ek ÇED raporu alınarak yeniden yargılama yapılması gerektiği bildirildi.
ÇED RAPORU ALINMADI
Mehmet Kurt adlı vatandaş, “Cevizlik Regülatörü ve Hidroelektrik Santralleri Projesi” kapsamında Rize Kalkandere Soğuksu köyü sınırları içinde, Orman Genel Müdürlüğü’nün verdiği ek karar üzerine inşa edilen şalt sahası hakkında ayrıca ÇED olumlu kararı alınmaması ve bu konuda açılan davanın reddedilmesi nedenleriyle maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiği iddiasıyla AYM’ne bireysel başvuru yaptı. Başvuru AYM Genel Kurulu’nda görüşüldü ve oybirliği ile kabul edildi.
İddialar değerlendirilmedi
ÖRNEK alınabilir karar niteliği taşıyan AYM kararında, çevre hakkına vurgu yapıldı. Danıştay’ın yargılama süreci ve özellikle bilirkişi raporu bağlamındaki değerlendirme eksikliğine işaret etmesine rağmen belirtilen hususun ikmal edilmeyip ilk derece mahkemesinin ret kararını onadığı anımsatılarak, şöyle denildi:“Somut başvuru açısından başvurucunun, söz konusu tesisin çalışması sonucu meydana gelen çevresel rahatsızlığın sağlık ve yaşam kalitesini olumsuz etkilediği ve bu bağlamda idarece yapılan çevresel değerlendirmenin yetersiz olduğu yönündeki temel iddialarının; kamusal makamların, başvurucunun ve kamunun menfaatleri arasında adil bir denge tesis edip etmediklerinin belirlenmesi hususundaki en önemli unsur olduğu anlaşılmaktadır.
Buna rağmen başvurucunun söz konusu talep ve itirazlarının Derece Mahkemelerince değerlendirilmediği görülmektedir. Mahkemenin söz konusu tesis hakkında ÇED raporu alınmaması sonucuna götüren inceleme ve gerekçesinin ise oldukça sınırlı olduğu, bu yönüyle başvurucunun temel iddialarına doğrudan bir cevap verilmediği ve başvurucunun söz konusu çevresel rahatsızlığa ilişkin iddialarının yargı mercileri önünde gerektiği gibi değerlendirilmesi imkânı elde edemediği anlaşılmaktadır. Bu tespitler ışığında, başvurucunun maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının korunması ve etkin kullanımının sağlanması bağlamında kamusal makamların pozitif yükümlülüklerini yerine getirmediği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle başvurucunun Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.”