Amik Ovası'nda umutlar "Yeşeriyor"
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Mart 22, 2009 10:06
Yıllardır bereketli topraklarıyla şiirlere ve şarkılara konu olan ancak, kuraklık nedeniyle eski günlerini gıptayla hatırlamak zorunda kalan Amik Ovası'ndaki üreticiler, bu yıl yağışların bol olması nedeniyle, yeniden “bereketli günlerine” kavuşacaklarına inanıyor.
Ovada, ürünlerini sulamakta sıkıntı yaşayan ve ikinci ürün ekimini gerçekleştiremeyen çiftçiler, yağışlarla bu yıla daha umutlu bakıyor.
Su sıkıntısı, girdi maliyetlerinin yüksekliği ve işçi sorunu nedeniyle “beyaz altın” olarak bilinen pamuk ekiminin çok az miktarda yapıldığı yaklaşık 115 bin hektarlık ovada, üreticiler, son yıllarda buğday ve mısır ekimine yöneldi.
Tarım İl Müdürlüğü kayıtlarına göre, ovada bu yıl 900 dekar buğday ekimi gerçekleştirildi. Geçen yıl yağışların az olması ve barajlardaki suyun ürünleri sulamakta yetersiz kalması nedeniyle buğdayda dönümden 600-650 kilo verim alındığını ifade eden yetkililer, bu yıl su sıkıntısı yaşanmayacağını, buğdaydaki verimin de geçen yıla oranla 700-750 kilolara çıkabileceğini kaydetti.
Antakya Ziraat Odası Başkanı Celal Civelek, konuyla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, Amik Ovası'nda üreticilerin toprağını boş bırakmamak adına buğday ve ikinci ürün olarak da mısıra yöneldiğini söyledi.
Kuraklığın giderek artması nedeniyle, çiftçilerin “bel bağladığı buğdaydan da” beklediği verimi alamadığını ifade eden Civelek, ancak bu kötü kaderin bu yıl bölgeye düşen yağışlarla değişebileceğini vurguladı.
“İKİNCİ ÜRÜNÜN EKİMİNİ GERÇEKLEŞTİREBİLİRİZ"
Amik Ovasındaki çiftçi için suyun, hayati bir önem taşıdığına işaret eden Civelek, şöyle devam etti:
“Bu yıl bölgemize düşen yağışlarla Amik Ovası'nın sulamakta kullanılan Yarseli ve Tahtaköprü Barajları ile Asi Nehri büyük oranda doldu. Ancak bu barajlardaki suyun en çok ihtiyaç duyulduğu temmuz ve ağustos aylarına kadar kalması gerekiyor. Bunun için nisan ayında da bölgemize yeterli miktarda yağış alırsak, sulamayla ilgili hiçbir sıkıntı yaşamayız. Su sorunun ortadan kaldırılmasıyla, buğdayda geçen yıldan daha yüksek bir verim alabiliriz. Ayrıca geçen yıllarda ikinci ürünü gerçekleştiremeyen üreticiler, bu yıl tarlalarını boş bırakmak zorunda kalmaz.”
Antakya Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Sever ise, yağışların buğday ve ikinci ürün olan mısırın yanı sıra zeytinde de verimi yüzde 30 oranında artırmasını beklediklerini söyledi.
Her yıl sulama nedeniyle büyük sıkıntı yaşayan üreticiler için köklü çözümler bulunması gerektiğini vurgulayan Sever, yaklaşık 700 bin dekar araziyi sulayacak olan ve Asi, Afrin ile Karasu nehirlerinden beslenecek Reyhanlı Barajı'nın bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Suyun kıymetini bilerek kullanılması gerektiğini belirten Sever, “Bunun için öncelikle Asi Nehrindeki suyun denize ulaşmasını önlemeliyiz. Nehrin belli noktalarına bentler kurarak yaz aylarında ihtiyaç duyduğumuz suyu elimizde tutabiliriz” diye konuştu.
Sever, Hacı Paşa Beldesi'nde DSİ tarafından projelendirilen ve yapılması düşünülen Türkiye-Suriye Dostluk Barajı'nın da bir an önce yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Su sıkıntısı, girdi maliyetlerinin yüksekliği ve işçi sorunu nedeniyle “beyaz altın” olarak bilinen pamuk ekiminin çok az miktarda yapıldığı yaklaşık 115 bin hektarlık ovada, üreticiler, son yıllarda buğday ve mısır ekimine yöneldi.
Tarım İl Müdürlüğü kayıtlarına göre, ovada bu yıl 900 dekar buğday ekimi gerçekleştirildi. Geçen yıl yağışların az olması ve barajlardaki suyun ürünleri sulamakta yetersiz kalması nedeniyle buğdayda dönümden 600-650 kilo verim alındığını ifade eden yetkililer, bu yıl su sıkıntısı yaşanmayacağını, buğdaydaki verimin de geçen yıla oranla 700-750 kilolara çıkabileceğini kaydetti.
Antakya Ziraat Odası Başkanı Celal Civelek, konuyla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, Amik Ovası'nda üreticilerin toprağını boş bırakmamak adına buğday ve ikinci ürün olarak da mısıra yöneldiğini söyledi.
Kuraklığın giderek artması nedeniyle, çiftçilerin “bel bağladığı buğdaydan da” beklediği verimi alamadığını ifade eden Civelek, ancak bu kötü kaderin bu yıl bölgeye düşen yağışlarla değişebileceğini vurguladı.
“İKİNCİ ÜRÜNÜN EKİMİNİ GERÇEKLEŞTİREBİLİRİZ"
Amik Ovasındaki çiftçi için suyun, hayati bir önem taşıdığına işaret eden Civelek, şöyle devam etti:
“Bu yıl bölgemize düşen yağışlarla Amik Ovası'nın sulamakta kullanılan Yarseli ve Tahtaköprü Barajları ile Asi Nehri büyük oranda doldu. Ancak bu barajlardaki suyun en çok ihtiyaç duyulduğu temmuz ve ağustos aylarına kadar kalması gerekiyor. Bunun için nisan ayında da bölgemize yeterli miktarda yağış alırsak, sulamayla ilgili hiçbir sıkıntı yaşamayız. Su sorunun ortadan kaldırılmasıyla, buğdayda geçen yıldan daha yüksek bir verim alabiliriz. Ayrıca geçen yıllarda ikinci ürünü gerçekleştiremeyen üreticiler, bu yıl tarlalarını boş bırakmak zorunda kalmaz.”
Antakya Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Sever ise, yağışların buğday ve ikinci ürün olan mısırın yanı sıra zeytinde de verimi yüzde 30 oranında artırmasını beklediklerini söyledi.
Her yıl sulama nedeniyle büyük sıkıntı yaşayan üreticiler için köklü çözümler bulunması gerektiğini vurgulayan Sever, yaklaşık 700 bin dekar araziyi sulayacak olan ve Asi, Afrin ile Karasu nehirlerinden beslenecek Reyhanlı Barajı'nın bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Suyun kıymetini bilerek kullanılması gerektiğini belirten Sever, “Bunun için öncelikle Asi Nehrindeki suyun denize ulaşmasını önlemeliyiz. Nehrin belli noktalarına bentler kurarak yaz aylarında ihtiyaç duyduğumuz suyu elimizde tutabiliriz” diye konuştu.
Sever, Hacı Paşa Beldesi'nde DSİ tarafından projelendirilen ve yapılması düşünülen Türkiye-Suriye Dostluk Barajı'nın da bir an önce yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.