Oluşturulma Tarihi: Temmuz 15, 2005 02:02
Fransa’nın ünlü dergisi L’Express, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı’yla geniş bir röportaj yaptı. Dergi, ‘Güler Sabancı, kendini Türkiye’nin en güçlü kadını olarak kanıtlayacak’ yorumu yaptı. Sabancı, strateji ve yönetim becerisini amcasından, sanayicilik aşkını dedesinden aldığını söyledi.
FRANSA’nın dünyaca ünlü dergilerinden L’Express, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı’yla yapılan geniş bir röportajı yayınladı. Amcasının yerini alan Güler Sabancı’nın 64 kuruluştan oluşan büyük bir imparatorluğu uluslararası arenaya kabul ettirmek istediğini yazan L’ Express, Sabancı Holding’in 2004 yılında 12 milyar
dolar ciro yaptığını ve Türkiye’de ulusal ekonominin devlerinden olduğunu belirtti.
BİR İLK SORGULANIYOR:
Güler Sabancı L’Express’e, strateji ve yönetim becerisini amcasından sanayicilik aşkını dedesinden aldığını söyledi. L’Express’teki yazıda şöyle denildi: ‘Sekiz ayrı dalda organize olmuş, bazıları yabancı ortaklarla işbirliği yapmış 64 kuruluşuyla, Toyota, IBM, Akbank, Philip Morris gibi şirketleri ve tekstil, otomobil lastiği, kimya sektörlerindeki iddialı konumuyla Türkler’in gündelik hayatını belirliyen ve üç nesilde inşa edilen bu imparatorluğa, elli yaşını henüz geçmiş, boğuk sesli, güler gözlü, dinç, her zaman acelesi olan bir kadın başkanlık ediyor. Türk dünyasında bir ilk sorgulanıyor.’
ERKEK ADAYLAR ARASINDAN:
L’Express’teki yazıda; Güler Sabancı’nın ‘Karizmatik Sakıp Sabancı’nın yeğeni’ olduğu belirtildi ve 27 yıl boyunca amcasıyla birlikte şirketlerin gelişimini adım adım izlediği anlatıldı. Yazıda şöyle devam edildi: ‘Güler Sabancı kendini Türkiye’nin en güçlü kadını olarak kanıtlayabilecek mi? Şüphesiz, Güler bu göreve tesadüfen gelmedi. Amcasını şirketlerde 27 yıl boyunca adım adım izledi. Uluslararası ortaklıklarda uzmanlaştı. Kuzenleri arasında koltuğu devralmaya aday erkekler de bulunuyordu. Ama amcası, sonuca ulaşmadaki kararlılığı ve makul düzeyde risk alabilen, mutlak ayakta kalma içgüdüsü olan bu kadını tercih etmişti.’
DEDESİ BAKTI:
L’Express Dergisi’ne ‘Sakıp Amcam bana stratejik düşünmeyi ve yönetmeyi öğretti’ diyen Güler Sabancı için dergi şu yorumda bulundu: ‘Gerisini de hayat öğretir ona. Çocukluğu bir peri masalı sayılmaz. Gencecikken ayrılan ailesi tarafından terk edilir, ardından da babasını kaybeder. Sabancı efsanesini başlatan dedesi Hacı Ömer Sabancı’nın bakımına bırakılır. Adana’da pamuk ipliği fabrikasına ilk kez 3 yaşındayken adım atan Sabancı ‘dedem bana üretime olan aşkını miras bıraktı’ der. Ama o günden sonra dünya ve Türkiye değişti. Önceki nesiller gümrük bariyerleri ardında servetlerini inşa ettilerse de bu sınırlar globalleşmeyle birlikte ortadan kalktı. Güler, bir yıl önce ‘Kimse ikinci Sakıp Sabancı olmamı beklemesin’ dedi.’
DuPont fabrikalarını aldı Gima’yı Koç’a rağmen kaptı
SABANCI Holding’te Güler Sabancı’yla başlayan yeni dönemdeki bazı operasyonlar L’Express’te şöyle yorumlandı: ‘Sabancı’nın yeni çağı başladı. Bazı aile üyelerinin ayrılması, yönetim kadrolarının yeniden yapılandırılması, Güler Sabancı’nın yalnızca mirası devralmakla yetinmeyeceğini kanıtladı. Amerikan DuPont sentetik lif fabrikalarının satın alınması grubun ulusal pazarla yetinmeyeceğini gösterdi. Carrefour ile Türk perakende pazarında 4 numara Gima’yı ezeli rakibi Koç’a rağmen satın alarak ani fırsatları değerlendirmeyi bildiğini kanıtladı.’
Sanata ve şaraba tutkun
L’EXPRESS haberinde ‘ABD’nde eğitim gören, gerçek bir sanat ve yarattığı Gülor şarap markasıyla kaliteli bir şarap tutkunu olan, her zaman işbaşındaki bu kadın yeni uluslararası elitin değerlerini ve yaşam stilini paylaşıyor. Tabii ki Türkiye’nin Avrupa’ya entegrasyonunu savunuyor. Buna hazırlanmak üzere Avrupa Birliği’ne entegrasyon evresinin Sabancı Grubu için doğuracağı sonuçları ve fırsatları incelemekle görevli Türk ve yabancı danışmanlardan oluşan bir birim de kurdu’ deniliyor.
Hiç evlenmedi feminist değil L’EXPRESS Güler Sabancı’nın hiç evlenmediğini ancak feminist de olmadığını belirtti. Dergideki yazı şöyle devam etti: ‘Hiç evlenmemiş olmasına rağmen, 6 yaşında bir ‘bebeği’ Sabancı Üniversitesi var. Bu kurumda 2 bin öğrenci, Amerikan modeliyle aldıkları eğitim esnasında, etkinliklerinde eksiksiz bir özgürlükten faydalanıyor. Üniversite Rektörü Prof. Tosun Terzioğlu’na göre, Güler Sabancı ‘üniversitenin bir şirket gibi yönetilemeyeceğini biliyor’. Grup şirketlerinin birçoğunda olduğu gibi üniversitede de yönetici görevlerinden bir çoğu kadınlar tarafından sağlanıyorsa da Güler Sabancı kesinlikle feminist değil. Örneğin her türlü siyasi kota düşüncesine karşı çıkıyor. İş hayatında zirveye ulaştıktan sonra, kadınların yalnızca başarıları ölçüsünde değerlendirilmesini istiyor.’