Yavuz KUŞDEMİR/UŞAK, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Mart 19, 2010 11:41
Kanadalı Eldorado Gold firmasının Türkiye Distribütörü Tüprag Metal Madencilik Şirketi'nin Uşak'ta işlettiği Kışladağ Altın Madeni'nde, yürüme ve işitme-konuşma engelli 13 kişi, hem çalışarak, hem de madenin ayda bir yayınladığı dergide yazarlık yaparak yaşama tutunuyor.
Kışladağ
Altın Madeni Halkla İlişkiler Müdürü Hakan Ünal, dört yıldır 650 işçiyle üretime devam ettiklerini söyledi. Ünal, 4 yılda 20 ton altın üretildiğini, sadece 2009'un 7.5 tonluk üretim rakamıyla Avrupa'nın en büyük altın üretimini gerçekleştirdiklerini söyledi. Bu başarıda madende çalışan her işçinin alınteri olduğunu ifade eden Ünal, işçiler arasında 13 engelli vatandaşın bulunmasından ayrı bir memnuniyet duyduklarını belirtti. Fiziki engelli işçilerin üretime katkı sağlamak için verdikleri çabayı ve gözlerindeki ışıltıyı görmenin de mutluluk verici olduğunu ifade eden Ünal, “Engelli işçilerimiz içlerindeki enerjiyi üretime yansıtarak katkı sağlamanın da mutluluğu içindeler. Hatta içlerinde bazıları var ki, Kışladağ Dergisi'nde yazarlık yapıyor” dedi.
TEKERLEKLİ SANDALYEDE 37 YIL2 yaşında uygulanan yanlış tedavi ile vurulan bir iğne sonucu 37 yıldır tekerlekli sandalyeye mahkum kalan ve 39 yaşına kadar evinden dışarıya çıkmayan Fatma Baytok, madenin halkla ilişkiler bölümünde çalıştığını söyledi. Engelli insanların kaderinin hep aynı olduğunu ve ‘başlamadan biten hayatlar’ sürdürüldüğünü kaydeden Baytok, “Hayatım boyunca yalnızlığa asla itilmedim. Beni çok iyi anlayan bir aileye sahibim. Okuyup öğrenmek, elişi ve örgü ile bu yaşıma geldim. Özürlü olmanın zorluğunu yaşadım, zaman zaman bunalımlara girdim. Ama yılmadım, bulduğum her kitabı okudum. Derken altın madenine yaptığım iş başvuruma cevap geldi. Özürlüyüm, çalışıyorum, mutluyum. Madenin dergisinde bir köşem var. Büyük firmaların Kışladağ'da olduğu gibi özürlülere iş vererek hayata tutunmalarını sağlamalarını istiyorum” dedi.
TEDAVİLERLE DUYMAYA VE KONUŞMAYA BAŞLADIMadende bir yıldır bahçevan olarak çalışan işitme ve konuşma engelli 31 yaşındaki Mahmut Çakar, işe başlamakla evine ekmek götürmenin sevincini yaşadığını söyledi. Yıllar sonra gördüğü tedavinin ardından işitme cihazı ile duymaya, az da olsa konuşma başladığını kaydeden Çakar, mutlu bir yuva kurduğunu da belirtti. Çakar, “Ben çok mutluyum. İşim çok iyi madendeki görevim yalnızca çevreye katkı sağlamak. İşim çam fidanları yetiştirerek ormanlar oluşturmak. Bir yılda binlerce ağaç diktim ve maden çevresinde bir orman yarattım. İşim ve gelirim sayesinde de evlendim, yakında bir çocuğum olacak çok mutluyum” diye konuştu.
ŞAİR CANSEVER, BOYUNDAN BÜYÜK İŞLER YAPIYORMadende 1 metre 30 santimetre boyuyla, dev kamyonların yanaştığı kantarda yükleri tartan 34 yaşındaki Cansever Can ise yazdığı şiirlerle tanınıyor. Lise yıllarından beri yazdığı şiirlerin sayısının 200'ü bulduğunu kaydeden Can, maden dergisinde şiir köşesi bulunduğunu belirtti. Dört yıl öncesine kadar boğaz tokluğuna bulduğu gündelik işlerde çalıştığını, evine ve iki çocğuna bakmakta sıkıntı yaşadığını anlatan Can, “Madenin faaliyete geçmesi ile sigortalı bir işim oldu. Aileme ve çocuklarıma güvenli bir gelecek yaratıyorum. Bugüne kadar hiçbir sosyal güvencem yoktu. Maden sayesinde sosyal güvencem oldu” dedi.
HAYATA YENİDEN TUTUNDUÇocukluğunda uygulanan yanlış bir tedavinin ardından koltuk değneklerine mahkum olan 37 yaşındaki Ahmet Salar ise hayatını şöyle anlattı:
“Daha iki yaşındayken koltuk değnekleri ayaklarım oldu. Yıllardır kendime uygun bir iş bulamadım. Zor da olsa geçen yıllarda bir okulda geçici hizmetli olarak iş buldum tam ekmek parası kazanıyorum derken, okul taşımalı sisteme geçince boşta kaldım. Asıl mesleğim berberlik onu da seyyar olarak yapıyordum ama düzenli bir yerim olmayınca bu işimde de hayal kırıklığı yaşadım. Hayat çekilmez hale geldiğinde tam çıkmaza girdiğimde ise imdadıma Altın Madeni yetişti. Bir özürlü olarak bana maden sahip çıktı. Madende danışmada görevliyim. Bir yıldır evime ve iki çocuğuma daha iyi bakıyorum.”
GÖRME ÖZÜRLÜ ERKAN RAHATA KAVUŞTUMadende çamaşırhane bölümünde çalışan ve mesai arkadaşlarının iş kıyafetlerini makinelerde yıkadıktan sonra teslim eden 28 yaşındaki Erkan Özdemir ise gözlerinde kayma ve yüzde 10 oranında görme bozukluğu olduğunu söyledi. Özdemir, “Yüzde 10 kusur nedeniyle istediğim hiçbir işi yapamadım. Gözümdeki rahatsızlıktan dolayı birçok kapı yüzüme kapandı. O nedenle yıllarca dericilik sektöründe en ağır işlerde ekmek parası kazanabildim. Bir umut diyerek özürlü kadrosundan madene başvurdum ve bana iş verildi. İşim arkadaşlarımın iş kıyafetlerini yıkayıp katlamak. İşimden çok memnunum” diye konuştu.