Güncelleme Tarihi:
DÜNYA genelinde doğuya gittikçe kıymetli madenlere bireysel ilginin daha da yüksek olduğunun bilindiğini belirten Banka Asya Genel Müdür Yardımcısı Feyzullah Eğriboyun, Türkiye’nin de bir ölçüde bu resmin içinde yer aldığını söyledi. Son yıllarda küresel krizin etkisiyle de altına olan ilginin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de artışından bankacılık sektörünün yararlandığını kaydeden Eğriboyun, “Bankacılık sektörü olarak altın mevduatında bir yılda 5 kattan fazla artış gözlendi. Bank Asya özelinde de benzer bir trend yaşadık. Müşterilerimiz uluslararası piyasalarda Euro ve dolara karşı oluşan güven krizi ve altın fiyatlarının neredeyse hiç düşmeden yükselişinin de etkisiyle yoğun şekilde altın varlıklarını artırdılar. Bankamızın altın mevduatı 1.6 ton civarındayken yıl sonunda 9.5 tona yükseldi” diye konuştu.
Anadolu’dan yoğun ilgi
2012 yılında ise Bank Asya’nın müşterilerine altın konusunda daha geniş yelpazede hizmet vermek amacıyla yeni ürünler geliştirdiğini belirten Eğriboyun şöyle konuştu: “Müşterilerimizin ellerinde veya kiralık kasalarda takı ve benzeri şekilde tuttukları altınlarını bankamızda 24 ayar gram altın olarak tutabilecekleri bir çalışma yaptık. Bu sayede müşterilerimiz altınlarını, saklama masrafı, ayar düşüklüğü ve çalınma riski gibi olumsuzluklardan kurtulmuş olarak güvenli bir şekilde ve uluslararası standartlarda bankada muhafaza etmiş olacak. Bu ürünümüzü yeni başlattık ve özellikle Anadolu’da önemli bir ilgiyle karşılaştık. Bunun yanı sıra kısa süre sonra altın mudilerimiz için kâr payı alabilecekleri altın katılım hesabı ürününü sunmayı planlıyoruz. Merkez bankasının altın mevduatını zorunlu karşılık olarak tutacağını açıklamasından sonra bankaların önümüzdeki dönemde altınla ilgili ürünlerde yoğunlaşmasını bekliyoruz.”
Daha alacak çok yol var
Yatırım bankacılığının uluslararası bankacılıkta önemli bir rol ve pay olduğuna değinen Eğriboyun, şunları anlattı: “Özellikle yatırım danışmanlığı ve vergi danışmanlığı en önemli faaliyet alanları olarak söylenebilir. Yatırım bankacılığı bireysel ürünlerin yanı sıra kurumsal anlamda şirket birleşmeleri, satın almalar ve borçlanma programları gibi hizmetler de veriliyor. Türkiye’de yatırım bankacılığından ziyade daha çok özel bankacılık (private banking) faaliyetlerinden bahsedebiliriz. Bu alanda bankaların dövize dayalı ürünlerden emtiaya dayalı ürünlere kadar oldukça geniş ürün yelpazeleri var. Türkiye’nin halen emtia’yı finansal ürünlere çevirip bunu yatırımcıya çeşitlendirerek sunma noktasında alacak çok yolu var. Borsalarımız bu konuda
gerekli çalışmaları yapıyorlar. Kurumsal bilgi birikimi ve teknolojik yetkinlikler olarak büyük bir gelişme gözlemliyorum.”
Altının yüzde 27’sini internetten aldılar
BANK Asya’nın altına dönük ürünlerinin internet üzerinden de alınıp satılmasının mümkün olduğunu kaydeden Feyzullah Eğriboyun, “Biz Bank Asya olarak altın mevduat ürünümüzü çıkardıktan kısa süre sonra bu ürünü internet şubemize de koyduk ve çok olumlu geri dönüşler aldık. Yıl başından bugüne yapılan altın işlem hacmimizin yaklaşık yüzde 27’si online bankacılıktan yapılan işlemlerden oluşuyor. Bu oldukça iyi bir rakam” şeklinde konuştu.
İsviçre ve Hollanda’da BES’in milli gelire oranı yüzde 100’ü aşıyor
BUGÜN dünyada en büyük kurumsal yatırım ve tasarruf sistemi olarak ön plana çıkan bireysel emeklilik fonlarının büyüklüğü 19 dolar seviyesinde yer alıyor.
Dünyadaki emeklilik fonlarının büyüklüklerine bakıldığında gelişmiş ülkeler ilk sıralarda. 2010 yılı verileri itibariyle bireysel emeklilik sisteminin ülkelerin GSMH’lerine (Gayri Safi Milli Hasıla) oranı ABD’de yüzde 72.
İsviçre’de yüzde 113, Hollanda’da lüzde 128, İngiltere’de yüzde 88 düzeyinde.
Türkiye’de ise, bu oran 2011 sonu itibariyle yüzde 2.3
Türkiye’de BES kuruluşundan bu yana hızlı bir gelişme kaydetti. 2003 sonunda 42 milyon TL seviyesinde olan BES toplam fon büyüklüğü 2011 sonunda 14.1 milyar TL seviyesine geldi.
Katılımcı sayısı ise 41 bin 112 kişiden 2.6 milyon kişiye ulaştı.
BES’in 2023’te 200 milyar TL’ye ulaşması bekleniyor
BİREYSEL Emeklilik Sistemi’yle (BES) yapılacak tasarrufun ülke geleceği ve ülkenin mali yapısının daha sağlıklı bir yapıya kavuşması açısından son derece önemli olduğunu kaydeden Feyzullah Eğriboyun şu değerlendirmeyi yaptı: “BES katılımcılara emeklilik geliri sunma temel işlevinin yanı sıra birçok makroekonomik işlev de üstleiyor. BES’in yaygınlaştığı ülkelerde finans ve sermaye piyasaları derinlik kazanıyor, tasarruf artıyor ve artan bu tasarruflar yatırıma yönlendirildiğinde ekonomik gelişim hızlanıyor. Dolayısıyla bireysel emeklilik mevzuatında yapılacak değişiklikler ve getirilecek yenilikler sisteme katılımı ve sistemde devamlılığı sürdürülebilir bir biçimde artıracak ve sistemin geniş kitleler tarafından kullanılmasına imkan verecek.
Fon büyüklüğünün 2023 yılında 200 milyar TL’ye yükselmesi bekleniyor.”
Bu yıl emtiada potansiyel yüksek
FEYZULLAH Eğriboyun bu yıl hangi ürünlere yatırım yapılması konusunda şu tavsiyede bulundu: “Uluslararası piyasalardaki belirsizlik ve bunun Türkiye’ye yansımaları sebebiyle genel resim sıkça değişebiliyor. Genel bir varlık seçimi tavsiyesi olarak emtia tarafında potansiyel olduğunu söyleyebilirim. Döviz tarafında ise Euro’nun yılın geri kalanında ise ilk çeyrekten çok daha volatil bir döviz cinsi olacağını düşünüyorum.”
Altın ürünlerimiz geçen yıl yüzde 35 getiri sağladı
BANK Asya’nın geçen altın ürününe yatırım yapan yatırımcıların ortalama yüzde 35 getiri sağladıklarını belirten Feyzullah Eğriboyun, “Ancak son dönemde altın da yaşanan gerileme kazançları bir miktar geriletti. Bunun yanı sıra döviz yatırımcıları da ortalama yüzde 19 civarında getiri sağladı. Yine geçen yıl borsa yatırımcıları ise riskten kaçış neticesinde global borsalarda yaşanan satış dalgasından etkilenerek yüzde 20 civarında kayıp yaşadı.”
2010’dan bu yana altına olağanüstü talep geldi
SON dönemin en gözde yatırım aracı altının fiyatındaki değişimi ve beraberinde gelen yatırım alışkanlıklarındaki değişimi Feyzullah Eğriboyun şöyle özetledi: “ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) başta olmak üzere merkez bankalarının tamamı parasal genişlemeye gitti. Bunun neticesinde yatırımcılar likidite artışı ve bunun olası enflasyonist etkilerinden korunmak için borsalara ve özellikle de emtia piyasalarına yöneldi. Yatırımcıların özellikle riskten korunmak için altına ve diğer kıymetli madenlere yönelmesiyle bu emtialarda rekor seviyeleri gördük. Altının ons (31.10 gr) fiyatı uluslararası piyasalarda 1920 dolara kadar yükseldi. Yurt dışında yaşanan bu hareketlilik yurt içine de yansıdı. Özellikle 2010 sonu ve 2011 başından itibaren müşterilerimizden altın alımına yönelik olağanüstü bir talep geldi. Emtia ile birlikte özellikle SPK’nın FX diye tabir ettiğimiz döviz alım satım işlemlerine yönelik getirdiği düzenlemelerle birlikte bu işlemlerin daha güvenli hale gelmesi de bu işlemlere ilgi duyan müşteriler için önemli bir gelişme oldu. Bankalar olarak hali hazırda yoğun şekilde verdiğimiz FX hizmetlerimize devam ediyoruz. TL’nin uluslararası piyasalarda işlem hacminin artmasıyla birlikte fiyatlamanın rekabetçi olması, bu yöndeki bireysel ve kurumsal ilgiyi artırıcı bir etken oldu. Bu anlamda özel bankacılık müşterilerimize altın ve döviz işlemlerinde daha iyi fiyatlamalarla hizmet veriyoruz.”