A.A.
Oluşturulma Tarihi: Ocak 10, 2006 12:50
İstanbul Altın Borsası (İAB), 2005 yılını rekorlarla kapattı. İAB Başkanı Vahdettin Ertaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yılın en çok konuşulan yatırım seçenekleri açısından altının ön plana çıktığını, hem politik hem de ekonomik sebeplerin altını 2005 yılında gözde bir yatırım aracı haline getirdiğini söyledi.
Yılı 513 dolar seviyelerinde kapatan altının bir önceki yıla göre yüzde 18 değer kazandığını vurgulayan Ertaş,
altın fiyatındaki artışta, yatırım amaçlı taleple birlikte fiziki altın talebine büyük ilgi olmasının etkisi bulunduğunu belirtti.
Ertaş, şöyle konuştu: “Dünya Altın Konseyi'nin geçen yılın ilk 9 aylık rakamlarına baktığımızda, mücevher tüketiminin bir önceki yıla göre ton bazında yüzde 12, dolar bazında da yüzde 20 arttığını görüyoruz. Yine külçe, sikke, madalyon, altın ve altına dayalı yatırım fonlarına olan talebe baktığımızda yüzde 62'lik bir talep artışı var.
Toplam altın talebine baktığımızda 2005'in ilk 9 ayı için ton bazında yüzde 16, dolar bazında da 25'lik bir artış gerçekleşti. Dolayısıyla bu talebi karşılayacak arz aynı oranda artırılamadığı için altın fiyatları 2005 yılını rekor bir biçimde tamamladı.”
REKORLAR YILI Ertaş, dünya altın piyasasında olan gelişmelerin İstanbul Altın Borsası'nı çok yakından ilgilendirdiği ifade ederek, borsa üyeleri aracılığıyla gerçekleştirilen altın ithalatının, 2005 yılında yaklaşık 270 tona ulaştığını söyledi.
İAB Başkanı Ertaş, şunları aktardı: “Bu rakam, borsanın açıldığı 1995 yılından bu yana en yüksek değeri ifade etmektedir. İşlem hacmine baktığımızda burada da yine 329 tonluk bir rakama ulaştığını görüyoruz. Bu da bir önceki yıla göre yüzde 17'lik bir artışı ifade etmekte ki bu rakam da son 5 yılın işlem hacmi bakımından en yüksek değerini oluşturuyor. Gümüşte de işlem hacmi bir önceki yıla göre yüzde 14 artarak 363 tona ulaşarak burada da yeni bir rekor kırılmıştır. Tabii sadece ithalat ve işlem hacmimiz artmadı. Altına olan ilgi, sektörün borsamıza olan ilgisini de artırdı. Cumhuriyet altınındaki üretim miktarı yaklaşık 55 tonla kapanarak yeni bir rekora ulaştı. Üye sayımız da 57'ye ulaştı. Yani işlem hacmi, ithalat, üye sayısı bakımından Altın Borsası 2005 yılını rekorlarla kapattı.”
Ertaş, kurulduğu 1995 yılından bu yana spot altın, 1999 yılından bu yana spot gümüş işlemleri yapılan borsada, bu yıl ilk defa platinin de işlem görmeye başladığını bildirdi.
ARTARAK DEVAM EDECEK2006 yılında turist sayısında beklenen artış, ekonomideki iyileşme süreci ve takı üreticilerinin gelişen tasarımlarını 136 ülkeye pazarlama çabalarının artarak devam etmesiyle altın sektörünün önümüzdeki yıl da büyümeye devam edeceği ve bunların borsanın gelişmesine katkı sağlayacağı görüşünü aktaran Ertaş, şöyle dedi: “Bu konuda önümüzdeki en büyük engel, yüksek fiyat düzeylerinin yılın geneline yayılması halinde iş ve dış pazardaki altın takı talebinde ve fiyatlardaki volatilite daha önce altına ilgi duymayan yatırımcıların ilgisini çekerek yatırım amaçlı altın talebini artırırken altın takı talebinde bir daraltma yaratması muhtemeldir.”
ALTINA DAYALI YATIRIM FONU KURULMASI Türkiye'de altına yatırımın sadece fiziki altına yatırım şeklinde gerçekleştirildiğini dile getiren Ertaş, dünyada altına hem türev araçları piyasası vasıtasıyla hem de son yıllarda Dünya Altın Konseyi'nin öncülüğünde oluşturulan altına dayalı yatırım fonları kanalıyla yatırım yapıldığını söyledi.
Ertaş, bu tür gelişmelerden Türkiye'nin uzak kalmasının mümkün olmadığına dikkat çekerek, şunları kaydetti:
“Biz borsa olarak üyelerimizle 2006 yılı içerisinde bir altına dayalı yatırım fonu kurulması konusunda çalışmalar yapıyoruz. Bu konuda mevzuat ve teknik engelleri ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Altına dayalı yatırım fonunun kurulmasıyla birlikte kurulacak şirketin
hisse senedi İMKB'de işlem görecek. Dolayısıyla bir hisseye yatırım yapan yatırımcılar bir gram veya bir
ons şeklinde altına yatırım yapmış olacaklar.”
Fiziki altının saklanması ve taşınmasının sigorta ve güvenlik problemini ön plana çıkarttığına işaret eden Ertaş, “Altının gün içerisinde alınıp taşınması her zaman mümkün olmuyor. Oysa altına dayalı yatırım fonlarında tüm borsa üyeleri kanalıyla, borsanın açık olduğu saatler içerisinde alınıp satılması mümkün olacak ve bir payın fiyatı da altının fiyatına paralel bir şekilde gerçekleşecek. Fiyatlar yukarı çıktığı zaman fiyatlar yükselecek, tersinde hissenin fiyatı düşecek. Dolayısıyla altının fiyatı hisse senedinin fiyatına yansımış olacak” diye konuştu.
Bunun beraberinde likidite getireceğini, sigorta ve taşıma maliyetlerinin ortadan kalkacağını ve daha geniş bir kitleye ulaşımı sağlayacağını anlatan Ertaş, “Ben 2006 yılı içerisinde bu fonun ülkemize faydalı olacağını düşünüyorum. Bununla ilgili teknik çalışmalar sürüyor. Sanıyorum 2006'nın ilk yarısında faaliyete geçmesi mümkün” dedi.
ALTIN BORSASI'NIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ Vahdettin Ertaş, İAB'nin özelleştirilmesi konusunun 2003 yılında gündeme geldiğini, bu konuda Borsa temsilcilerinin de katıldığı bir takım çalışmalar yapıldığını belirterek, çalışmaların sonucunun SPK'ya iletildiğini anımsattı.
Ertaş, “Şu anda oradan gelecek direktif çerçevesinde borsaların özelleştirilmesi süreci devam edecek. Ama yakın geçmişte bu konuda herhangi bir gelişme sağlanamadı” diye konuştu.
Dünyada bu yönde bir trend olduğunu aktaran Ertaş, özellikle borsaların hukuki yapılarının belirginleşmesi anlamında yeniden bir mevzuat çalışması yapılması gerektiğine inandığını, bu konunun SPK, Altın Borsası ve İMKB ile birlikte yürütülmesi gerektiği görüşünü dile getirdi.