Alternatifler gelişiyor ama benzin 2050’ye kadar tahtını bırakmıyor
Güncelleme Tarihi:
Alper YOLDAŞ
Oluşturulma Tarihi: Ocak 09, 2008 00:00
Otomotiv devleri son yıllarda petrolün bir gün tükenecek olması ve çevrenin korunması amacıyla alternatif yakıtlar üzerine yaptıkları çalışmaları hızlandırdı. Bunun için hükümetlerin de desteğiyle çok büyük yatırımlar yapan firmalar, doğal gaz kullanımından geliştirilmiş temiz dizel teknolojisine, hibrid (melez) sistemlerden hidrojenle çalışan yakıt hücreli araçlara kadar birçok alternatifi araştırıyor.
Ancak otomotiv üreticilerinin bütün bu çabalarına rağmen benzinin tahtını 2050 yılına kadar bırakmayacağı belirtiliyor. Günlük petrol tüketimi 21 milyon varili aşan ABD’deki otomotiv pazarı için yapılan bir projeksiyona göre, 2027 yılında satılan araçların yüzde 35’i benzinli motorlara sahip olurken, hibrid araçlar payını yüzde 30’a çıkartacak. 20 yıl sonra araçlarda dizelin payı yüzde 20 olurken, etanol yüzde 6, biyodizel yüzde 4, doğalgaz yüzde 3, hidrojenin payı ise sadece yüzde 2 olacak.
SON yıllarda rekor seviyelere ulaşan ham petrol fiyatları, otomotiv sektörünün alternatif yakıt sistemleri ve düşük tüketim değerlerine sahip modellerin geliştirilmesine yönelik yatırımların önemini artırdı. Petrolün bir gün tükenecek olması ve çevrenin korunması amacıyla alternatif yakıtlar üzerine çalışmalar yapılırken, bu alternatif yakıtları kullanan motor teknolojilerini geliştirmek için de önemli yatırımlar gerçekleştiriliyor. Doğal gaz kullanımından geliştirilmiş temiz dizel teknolojisine, hibrid (melez) sistemlerden hidrojenle çalışan yakıt hücreli araçlara kadar birçok alternatif araştırılıyor. Ancak otomotiv üreticilerinin bütün bu çabalarına rağmen benzinin tahtını 2050 yılına kadar bırakmayacağı belirtiliyor.
Kaliforniya Üniversitesi’nde ’Sürdürülebilir Ulaştırma Enerjileri Programı’ Müdürü Joshua Cunningham, otomotiv sektörünün birçok alternatif enerjiye birden Ar-Ge yatırımı yaptığına işaret ederek, "Global ısınma ve enerji güvenliğiyle ilgili olarak şu anda tek bir çözüm bulunmuyor" diyor. Benzinin özellikle ABD pazarı için 2050 yılına kadar en dominant yakıt olmayı sürdüreceğini belirten Cunningham, "Ancak bu süreç içerisinde diğer alternatifler de pazardan aldıkları payı arttıracak. Önemli olan bu alternatif enerji kaynakların ne kadar çabuk benzinin liderliğini ele geçirecek olması" şeklinde konuşuyor. Günlük petrol tüketimi 21 milyon varili aşan ABD’deki otomotiv pazarı için yapılan bir projeksiyona göre, 2027 yılında satılan araçların yüzde 35’i benzinli motorlara sahip olacak. Bu çalışma, Japonya ve Avrupa’nın yanı sıra ekonomisi petrole bağımlı ülkelerin başında gelen ABD, önümüzdeki 10 yılda petrole bağımlılığını yüzde 20 azaltmayı planlamasına ve alternatif yakıtların kullanımında 5 katlık bir artış hedeflemesine rağmen benzinin uzun bir süre daha en fazla kullanılan yakıt olacağı gerçeğini ortaya koyuyor.
HİBRİD YÜZDE 30 İLE EN ŞANSLISI
Teknolojik gelişmeler, enerji politikası, tüketici talebi ve uluslararası politikalardaki gelişmeler göz önünde bulundurularak yapılan projeksiyon, aynı zamanda hangi alternatif enerjilerin önümüzdeki 20 yılda daha şanslı olduğu hakkında bilgi veriyor. Japon otomotiv devi Toyota’nın 1997 yılında dünyanın ilk seri üretim hibrid modeli olan Prius’u pazara sunmasıyla tanıştığımız hibrid teknolojisi gelecekte benzinin yerini alması en muhtemel aday olarak gösteriliyor. 2027 yılında hem elektrikli hem de benzinli veya dizel bir motora sahip olan hibrid araçların ABD’deki pazar payının yüzde 30’u bulacağı belirtiliyor.
2010’lu yıllarla birlikte ise ana enerji kaynağı elektrik olan seri üretim araçları da yollarda görmeye başlayacağız. Bu noktada, General Motors (GM) tarafından geliştirilen ve geçen yılki Detroit Otomobil Fuarı’nda sergilenen Chevy Volt konsept otomobili önemli bir gelişme olarak gösteriliyor. ABD’de sürücülerin yüzde 78’inin işlerine gidip gelirken toplamda 65 kilometre ve altında yol kat etmelerinden hareketle geliştirilen Chevy Volt, bu mesafeyi sadece elektrikli motoru kullanarak alabiliyor. Günde yaklaşık 100 kilometre yapan bir sürücü, Chevy Volt ile ortalama 1.5 litre yakıtla bu mesafeyi kat edebiliyor. Sadece elektrikli motorla çalışması üzerine tasarlanan Chery Volt, dışarıdan bir kaynakla ya da sahip olduğu bir benzinli motor sayesinde şarj edilebiliyor. Volt da 1 litre hacmindeki 3 silindirli benzinli motor, sadece lithium-ion bataryaları şarj etmek için kullanılıyor. 2010 yılında piyasaya sunulması beklenen araçta görev yapan elektrikli motor 160 beygir güç üretiyor.
Hibrid teknoloji açısından dünyanın en önemli pazarı konumundaki ABD ile ilgili veriler, bu teknolojinin geleceği hakkında öngörüde bulunabilmek açısından büyük önem taşıyor. Bütün hibrid araç üreticileri de ABD pazarında mutlaka yer alıyor. Bugün ABD pazarında sunulan hibrid modeller ise şöyle sırlanıyor: Chevy Malibu, Ford Escape, Honda Civic, Lexus RX 400h, Lexus GS 450h, Lexus LS 600H L, Saturn Aura Green Line, Nissan Altima, Mercury Mariner, Saturn Vue Green Line, Toyota Camry, Toyota Prius, Toyota Highlander. 2010 yılına kadar ise GMC Yukon, Mercedes ML 450, Honda Subcompact, Hyundai Accent, Cadillac Escalade, Chevrolet Tahoe, Chrysler Aspen, Dodge Durango, Porsche Cayenne, Toyota Sienna, Chevrolet Silverado, GMC Sierra hibrid modellerinin ABD pazarında yer alması bekleniyor.
5 araçtan birinde ’temiz dizel’ olacak
Eskiden ’gürültülü ve kirli’ olarak tanımlanan dizel motor teknolojisi, son yıllarda büyük gelişme göstererek hem çevreci hem de ekonomik olmayı başardı. Mercedes tarafından geliştirilen ’Bluetec’ gibi ’temiz dizel’ teknolojilerinin ise 2027 yılında ABD otomotiv pazarından yüzde 20 gibi önemli bir pay almayı başaracağı kaydediliyor. Mercedes piyasaya sunmayı planladığı yeni Bluetec motorlara sahip araçlar, zararlı nitrojen oksidi zararsız nitrojen ve suya dönüştürdükten sonra egzoz atığı haline getirecek. Volkswagen, Audi ve Chrysler gibi markalarda Mercedes’in bu teknolojisini adapte etmeye çalışıyor. Bu dizel teknolojisi çevreci olmasının yanı sıra benzinli araçlara oranla yüzde 40’lara varan yakıt tasarrufu sağlamayı başarıyor.
Alkollü otomobiller yüzde 6 pay alacak
Rekor seviyelere ulaşan ham petrol fiyatlarının dünya gündemine soktuğu bir başka alternatif yakıt ise etil alkol. İçkilerde de kullanılan etil alkol, arpa, mısır, şeker kamışı ve üzüm gibi tahıl ve meyvelerin doğal yapısında bulunan şekerlerin fermantasyonundan elde ediliyor. ABD’de özellikle mısırdan elde edilen etil alkol benzinle karıştırılarak kullanılıyor. ’E85’ isimli yakıt karışımı yüzde 85 etil alkol ve yüzde 15 benzinden oluşuyor. Etil alkol kullanan araçların sera etkisi yaratan gaz emisyonları yüzde 15’lere varan oranlarda düşüyor. Ancak çevreci olan etil alkol seçeneğinin gelecekte çok da şanlı olmadığı belirtiliyor. Çünkü benzinle oranla enerji yoğunlu düşük olan bu alternatif ile araçlar benzine kıyasla 3’te bir oranında daha az mesafe kat edebiliyor. ABD otomotiv pazarından 2027 yılında etil alkol karışımıyla çalışan araçların alacağı payın ise sadece yüzde 6 olacağı belirtiliyor.
Hidrojen sadece bir seçenek olarak kalacak
Gelecekte hidrojenle çalışan yakıt hücreli araçlar sadece bir seçenek olarak kalacak. 2027 yılında ABD’de hidrojenle çalışan araçların pazar payı yüzde 2 olacak. Hidrojen ile oksijenin biraraya getirilmesiyle elektrik enerjisi üreten bu teknoloji, atık olarak ise sadece ısı ve su ortaya çıkarıyor. Otomotiv firmaları diğer alternatiflere olduğu gibi yakıt hücresi teknolojisine de yatırım yapıyor. Örneğin; Honda’nın 430 kilometreden fazla bir menzile sahip olan FCX modeli, özel müşteriler ve filo sahipleri için pazarda yer alıyor. Ford, BMW, GM ve Chrysler de bugünkü fiyatlarla yüzde 50 daha ekonomik olan hidrojen teknolojisine sahip modellerini test ediyor. Önümüzdeki 20 yılda biyodizel ve doğal gaz gibi alternatif yakıtlar da küçük oranda olsa da varlığını devam ettirecek. 2027 yılında ABD’de biyodizel ile çalışan araçların pazar payı yüzde 4 olurken, doğal gazlı araç satışları yüzde 3 ile sınırlı kalacak.
20 yıl sonra otomobiller hangi yakıtı kullanacak
YAKIT TÜRÜPAZAR PAYI (%)
Benzin35
Hibrid30
Dizel20
Etanol6
Biyodizel4
Hidrojen2
Doğal gaz3
SON yıllarda rekor seviyelere ulaşan ham petrol fiyatları, otomotiv sektörünün alternatif yakıt sistemleri ve düşük tüketim değerlerine sahip modellerin geliştirilmesine yönelik yatırımların önemini artırdı. Petrolün bir gün tükenecek olması ve çevrenin korunması amacıyla alternatif yakıtlar üzerine çalışmalar yapılırken, bu alternatif yakıtları kullanan motor teknolojilerini geliştirmek için de önemli yatırımlar gerçekleştiriliyor. Doğal gaz kullanımından geliştirilmiş temiz dizel teknolojisine, hibrid (melez) sistemlerden hidrojenle çalışan yakıt hücreli araçlara kadar birçok alternatif araştırılıyor. Ancak otomotiv üreticilerinin bütün bu çabalarına rağmen benzinin tahtını 2050 yılına kadar bırakmayacağı belirtiliyor.
Kaliforniya Üniversitesi’nde ’Sürdürülebilir Ulaştırma Enerjileri Programı’ Müdürü Joshua Cunningham, otomotiv sektörünün birçok alternatif enerjiye birden Ar-Ge yatırımı yaptığına işaret ederek, "Global ısınma ve enerji güvenliğiyle ilgili olarak şu anda tek bir çözüm bulunmuyor" diyor. Benzinin özellikle ABD pazarı için 2050 yılına kadar en dominant yakıt olmayı sürdüreceğini belirten Cunningham, "Ancak bu süreç içerisinde diğer alternatifler de pazardan aldıkları payı arttıracak. Önemli olan bu alternatif enerji kaynakların ne kadar çabuk benzinin liderliğini ele geçirecek olması" şeklinde konuşuyor. Günlük petrol tüketimi 21 milyon varili aşan ABD’deki otomotiv pazarı için yapılan bir projeksiyona göre, 2027 yılında satılan araçların yüzde 35’i benzinli motorlara sahip olacak. Bu çalışma, Japonya ve Avrupa’nın yanı sıra ekonomisi petrole bağımlı ülkelerin başında gelen ABD, önümüzdeki 10 yılda petrole bağımlılığını yüzde 20 azaltmayı planlamasına ve alternatif yakıtların kullanımında 5 katlık bir artış hedeflemesine rağmen benzinin uzun bir süre daha en fazla kullanılan yakıt olacağı gerçeğini ortaya koyuyor.
HİBRİD YÜZDE 30 İLE EN ŞANSLISI
Teknolojik gelişmeler, enerji politikası, tüketici talebi ve uluslararası politikalardaki gelişmeler göz önünde bulundurularak yapılan projeksiyon, aynı zamanda hangi alternatif enerjilerin önümüzdeki 20 yılda daha şanslı olduğu hakkında bilgi veriyor. Japon otomotiv devi Toyota’nın 1997 yılında dünyanın ilk seri üretim hibrid modeli olan Prius’u pazara sunmasıyla tanıştığımız hibrid teknolojisi gelecekte benzinin yerini alması en muhtemel aday olarak gösteriliyor. 2027 yılında hem elektrikli hem de benzinli veya dizel bir motora sahip olan hibrid araçların ABD’deki pazar payının yüzde 30’u bulacağı belirtiliyor.
2010’lu yıllarla birlikte ise ana enerji kaynağı elektrik olan seri üretim araçları da yollarda görmeye başlayacağız. Bu noktada, General Motors (GM) tarafından geliştirilen ve geçen yılki Detroit Otomobil Fuarı’nda sergilenen Chevy Volt konsept otomobili önemli bir gelişme olarak gösteriliyor. ABD’de sürücülerin yüzde 78’inin işlerine gidip gelirken toplamda 65 kilometre ve altında yol kat etmelerinden hareketle geliştirilen Chevy Volt, bu mesafeyi sadece elektrikli motoru kullanarak alabiliyor. Günde yaklaşık 100 kilometre yapan bir sürücü, Chevy Volt ile ortalama 1.5 litre yakıtla bu mesafeyi kat edebiliyor. Sadece elektrikli motorla çalışması üzerine tasarlanan Chery Volt, dışarıdan bir kaynakla ya da sahip olduğu bir benzinli motor sayesinde şarj edilebiliyor. Volt da 1 litre hacmindeki 3 silindirli benzinli motor, sadece lithium-ion bataryaları şarj etmek için kullanılıyor. 2010 yılında piyasaya sunulması beklenen araçta görev yapan elektrikli motor 160 beygir güç üretiyor.
Hibrid teknoloji açısından dünyanın en önemli pazarı konumundaki ABD ile ilgili veriler, bu teknolojinin geleceği hakkında öngörüde bulunabilmek açısından büyük önem taşıyor. Bütün hibrid araç üreticileri de ABD pazarında mutlaka yer alıyor. Bugün ABD pazarında sunulan hibrid modeller ise şöyle sırlanıyor: Chevy Malibu, Ford Escape, Honda Civic, Lexus RX 400h, Lexus GS 450h, Lexus LS 600H L, Saturn Aura Green Line, Nissan Altima, Mercury Mariner, Saturn Vue Green Line, Toyota Camry, Toyota Prius, Toyota Highlander. 2010 yılına kadar ise GMC Yukon, Mercedes ML 450, Honda Subcompact, Hyundai Accent, Cadillac Escalade, Chevrolet Tahoe, Chrysler Aspen, Dodge Durango, Porsche Cayenne, Toyota Sienna, Chevrolet Silverado, GMC Sierra hibrid modellerinin ABD pazarında yer alması bekleniyor.
5 araçtan birinde ’temiz dizel’ olacak
Eskiden ’gürültülü ve kirli’ olarak tanımlanan dizel motor teknolojisi, son yıllarda büyük gelişme göstererek hem çevreci hem de ekonomik olmayı başardı. Mercedes tarafından geliştirilen ’Bluetec’ gibi ’temiz dizel’ teknolojilerinin ise 2027 yılında ABD otomotiv pazarından yüzde 20 gibi önemli bir pay almayı başaracağı kaydediliyor. Mercedes piyasaya sunmayı planladığı yeni Bluetec motorlara sahip araçlar, zararlı nitrojen oksidi zararsız nitrojen ve suya dönüştürdükten sonra egzoz atığı haline getirecek. Volkswagen, Audi ve Chrysler gibi markalarda Mercedes’in bu teknolojisini adapte etmeye çalışıyor. Bu dizel teknolojisi çevreci olmasının yanı sıra benzinli araçlara oranla yüzde 40’lara varan yakıt tasarrufu sağlamayı başarıyor.
Alkollü otomobiller yüzde 6 pay alacak
Rekor seviyelere ulaşan ham petrol fiyatlarının dünya gündemine soktuğu bir başka alternatif yakıt ise etil alkol. İçkilerde de kullanılan etil alkol, arpa, mısır, şeker kamışı ve üzüm gibi tahıl ve meyvelerin doğal yapısında bulunan şekerlerin fermantasyonundan elde ediliyor. ABD’de özellikle mısırdan elde edilen etil alkol benzinle karıştırılarak kullanılıyor. ’E85’ isimli yakıt karışımı yüzde 85 etil alkol ve yüzde 15 benzinden oluşuyor. Etil alkol kullanan araçların sera etkisi yaratan gaz emisyonları yüzde 15’lere varan oranlarda düşüyor. Ancak çevreci olan etil alkol seçeneğinin gelecekte çok da şanlı olmadığı belirtiliyor. Çünkü benzinle oranla enerji yoğunlu düşük olan bu alternatif ile araçlar benzine kıyasla 3’te bir oranında daha az mesafe kat edebiliyor. ABD otomotiv pazarından 2027 yılında etil alkol karışımıyla çalışan araçların alacağı payın ise sadece yüzde 6 olacağı belirtiliyor.
Hidrojen sadece bir seçenek olarak kalacak
Gelecekte hidrojenle çalışan yakıt hücreli araçlar sadece bir seçenek olarak kalacak. 2027 yılında ABD’de hidrojenle çalışan araçların pazar payı yüzde 2 olacak. Hidrojen ile oksijenin biraraya getirilmesiyle elektrik enerjisi üreten bu teknoloji, atık olarak ise sadece ısı ve su ortaya çıkarıyor. Otomotiv firmaları diğer alternatiflere olduğu gibi yakıt hücresi teknolojisine de yatırım yapıyor. Örneğin; Honda’nın 430 kilometreden fazla bir menzile sahip olan FCX modeli, özel müşteriler ve filo sahipleri için pazarda yer alıyor. Ford, BMW, GM ve Chrysler de bugünkü fiyatlarla yüzde 50 daha ekonomik olan hidrojen teknolojisine sahip modellerini test ediyor. Önümüzdeki 20 yılda biyodizel ve doğal gaz gibi alternatif yakıtlar da küçük oranda olsa da varlığını devam ettirecek. 2027 yılında ABD’de biyodizel ile çalışan araçların pazar payı yüzde 4 olurken, doğal gazlı araç satışları yüzde 3 ile sınırlı kalacak.
20 yıl sonra otomobiller hangi yakıtı kullanacak
YAKIT TÜRÜPAZAR PAYI (%)
Benzin35
Hibrid30
Dizel20
Etanol6
Biyodizel4
Hidrojen2
Doğal gaz3