Güncelleme Tarihi:
Almanya’da başkent Berlin başta olmak üzere ülkenin neresine giderseniz gidin bir döner büfesi ile karşılaşma ihtimali çok yüksek. Dönercilik, Avrupa’da yaşayan Türklerin en çok yaptıkları meslekler arasında yer alıyor. Almanya’da yaklaşık 13 bin döner büfesinin olduğu tahmin ediliyor. Yoğunluğun fazla olduğu bölgelerde aynı cadde üzerinde altı-yedi döner büfesi bile olabiliyor. Bu büfelerde yaklaşık 50 bin kişiye istihdam yaratılıyor. Ayrıca, ülkede bulunan 300 döner imalathanesinde de 15 bin civarında kişi çalışıyor. Yani, döner sektörü sadece Almanya’da toplam 65 bin kişiye iş fırsatı yaratıyor. Tüm Avrupa’daki döner satışlarından elde edilen yıllık ciro ise 4.5 milyar Euro’yu aşıyor.
Almanya’nın en büyük döner imalat firmalarından biri olan Kap-lan Dönerproduktion’ın yöneticilerinden Belgin Kaplan, döner ustalığının resmi bir meslek olarak kabul edilmesi gerektiğini düşünüyor. Çünkü, resmi makamların bu işi meslek olarak kabul etmesi, döner ustalığının saygınlık kazanması, ilgili eğitimler açılması ve daha çok kişinin mesleğe yönelmesi anlamına geliyor. Bugün sektördeki döner ustalarının çoğu ‘ithal damatlardan’ yani Almanya’ya evlenerek gelip yerleşen kişilerden oluşuyor. Bu kişiler dil bilmeden öğrenebilecekleri bir iş olan döner ustalığını seçiyorlar. Buna rağmen personel bulmakta çok zorlanan Kap-lan Dönerproduktion’ın döner ustaları yetiştirebilmek amacıyla gelecek yıl bir akademi kurma projesi var. Kendisi de kasaplık eğitimi alan Kaplan, yaptıkları işin ayrıntılarını bilmenin çok önemli olduğunu vurguluyor ve “Bir yönetici olarak, personelimin beni ciddiye alması, etin kalitesini anlayabilmem ve etten ne kadar fire verildiğine dair doğru hesaplar yapabilmem için ürünü çok iyi tanımam lazım” diyor.
BİRLEŞMEDEN SONRA KURULDU
Kap-lan Dönerproduktion, Berlin duvarı yıkıldıktan sonra kurulmuş. Kurucu Remzi Kaplan, daha önce pazarlarda kahvaltılık satıyormuş. Belgin Kaplan da henüz 6 yaşındayken pazarda tezgâhın üzerine çıkıp müşteri çekmeye çalışırmış. Bu onun ticareti daha küçük yaşta öğrenmesine yardımcı olmuş. Remzi Kaplan, duvar yıkıldıktan sonra döneri pek bilmeyen Doğu tarafında büyük bir potansiyel olduğunu fark etmiş ve bir seyyar arabayla bu bölgede döner satmaya başlamış. Ancak, sattığı dönerin kalitesinden memnun kalmayınca imalatı da kendi yapmaya başlamış. Sonradan satıştan çok imalata ağırlık vermiş.
Bugün şirket, Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck tarafından Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda her yıl yapılan etkinliklere davet edilen tek Türk firması konumunda. Bünyesinde imalat dışında 7 adet döner fast food restoranı da bulunuyor. İlk restoranlar daha çok imal edilen ürünün tanıtımı için kurulmuş. Ancak, talep gelince franchise da vermeye başlamışlar. Ayrıca, Dubai, Katar, Umman, Bahreyn ve Pakistan gibi Arap ülkelerine Almanya’da imal ettikleri dönerleri gönderiyorlar. Bu yıl Dubai’de bir üretim tesisi de kurmuşlar.
EMLAKÇILIKLA DÖNERCİLİK BİRARADA
Belgin Kaplan’ın döner sektörü dışındaki bir başka girişimi de emlakçılık. Kaplan, bu iki işi birbirine bağlamış. Şöyle ki, emlak şirketi aracılığıyla döner franchise’ı almak isteyen müşterilere dükkân bulunuyor. Gerekirse, dükkânın içinin inşasını da firma üstlenip, müşteriye o şekilde teslim ediliyor. Yani, dükkânı döner büfesi haline getirip o şekilde kiralıyor. Bunun dışında şirketin farklı projeleri de var. Bunlar arasında süpermarketlere yönelik olarak üretilecek olan kesilmiş ve paketlenmiş döner, farklı gıdalarla kombine edilmiş döner gibi ürünler, dönerin sağlıklı ürünlerle birlikte satılacağı büfeler bulunuyor.
GLOBAL BİR MARKA OLABİLİR
Avrupa Türk Döner İmalatçıları Derneği kurucularından, döner imalathanesi Aydın Döner Produktion’un sahibi Hanifi Aydın, sektörün şu anda hak ettiği yerde olmadığını, oysa dönerin bir dünya lezzeti olma potansiyeline sahip olduğunu düşünüyor. Ancak, bunu yapabilmek için daha profesyonel hareket edilerek markalaşmaya yönelmek ve döneri tüm dünyaya tanıtmak gerekiyor. Aydın, bu konuda Almanya Başbakanı Angela Merkel örneğini veriyor. Orta ölçekli firmalar için düzenlenen bir etkinliğe her yıl kendilerinin de çağırıldığını anlatan Aydın, bu etkinlikte Merkel’in kendi stantlarına gelerek döner kesip yediğini, bu sahnenin medya aracılığıyla tüm dünyaya yayılmasının dönerin tanıtımı açısından çok önemli olduğunu vurguluyor.