Güncelleme Tarihi:
AVRUPA Birliği’nin gerek siyasi gerekse ekonomik açıdan en önemli ülkesi konumunda olan Almanya, bu konumunu İngiltere’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğinden ayrılma kararı (Brexit) almasının ardından da sürdürecek. Bu pozisyonda herhangi bir olumsuz değişiklik olmaması için işi şimdiden sıkı tutan Berlin, geniş yelpazede, birçok faktörü göz önünde bulunduran ve dengeleri iyi kuran bir yaklaşım sergileme peşinde. Almanya Başbakanı Angela Merkel, Brexit’in İngiltere için bir ‘hediye’ halini almasına izin vermeyeceğini net şekilde ortaya koydu. Almanya iş dünyası, doğru adımların atılması halinde Brexit sonrası AB’de oluşacak tablonun kendisini dramatik boyutta etkilemeyeceği görüşünde. Siyasi kanatta ise işler biraz daha karmaşık gözüküyor çünkü sadece iç politika söz konusu olmayacak. Almanya bir bakıma AB’yi bir arada tutma rolüne de soyunacak.
İngiltere, üye olduğundan bu yana bir ayağı içeride diğeri dışarıda bir konuma sahip olsa da üç büyük AB ülkesinden biri. Savunma alanındaki deneyimi ve pazar odaklı yaklaşımlarıyla anlaşmalarda önemli bir ağırlığa sahip. Brexit, basit bir ülkenin ayrılması değil AB’nin en önemli ülkelerinden birinin gemiyi terk etmesi anlamı taşıdığından ‘AB’nin patronu’ olarak görülen Almanya’nın da olaya tek boyutla yaklaşması söz konusu olmayacak.
İngiltere henüz Brexit için resmi süreci başlatmamış olsa da Alman Dışişleri Bakanlığı’nda bu konuda bir görev gücü oluşturulmuş durumda. İklim değişikliğinden finans sektörüne kadar uzanan yüz kadar başlıkla ilgili neyin ne zaman ve ne şekilde yapılacağı, hangi opsiyonların devreye sokulabileceği konusunda bir liste hazırlandı.
4 TEMEL ÖZGÜRLÜK
Alman diplomatik kaynaklar Berlin’in kırmızı çizgisinin belli olduğunun ve İngiltere’nin, AB tek pazarına erişim sağlamak istemesi halinde AB’nin dört temel özgülüğüne saygı göstermek zorunda olduğunun altını kalın şekilde çiziyor. Bunlar da malların, kişilerin, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımı.
Almanya’nın İngiltere’ye hizmet ihracatı 41, mal ihracatı ise 89 milyar Euro düzeyinde. İngiltere, Almanya’nın en önemli ticaret ortaklarından biri. Otomobil ve ilaç sektörü de Berlin-Londra hattında çok önemli. Bu tabloya rağmen Almanya, kendi çıkarlarının yanı sıra Avrupa değerlerinin korunmasından yana bir yaklaşım sergileyeceğinin sinyallerini veriyor, diğer AB ülkelerinin de bu çizgiyi benimsemesini istiyor. Dolayısıyla Merkel’in, İngiltere’nin dört özgürlükten işine geleni seçmesine ve ekonomik avantaj elde etmesine izin vermeyeceğini söylemek şimdiden mümkün.