Almanya’da kazandı Kuala Lumpur’a fabrika Altınoluk’a otel yaptı

BABASI Sivaslı, annesi Tokatlı Şeref Menteşe, 10 yaşındayken Almanya’da işçi olan babasının yanına giderek başladığı gurbetçilikte işçilikten patronluğa yükselmeyi başardı. Babası Necati Menteşe’nin disiplinli hayat anlayışına göre yetişen Şeref, çocuk yaşta üç branşta sporcu oldu ve Almanya adına güreşte ve halterde Avrupa şampiyonluğu da kazandı. Üniversitede okurken babasının vefatı üzerine eğitimin yarıda bırakıp iki kardeşi ve annesine bakmaya başlayan Şeref Menteşe, kısa süreli bir işçilik hayatından sonra girişimci olmayı başardı. Önce ev tekstili alanında ’evde üretim organizasyonu’ ve atölye kuran Şeref Menteşe bu işte kazandığı paralarla bir Türk alışveriş merkezi kurdu. Bu yatırımını kısa süre sonra iyi kárla satmayı başaran Menteşe, 1996’da Alman Telekom’dan ’ucuz konuşma lisansı’ alarak telekom sektöründe büyüdü. 2002 yılında da bu işini küçülterek sermayesini Türkiye’ye getirme kararı alan Menteşe’nin şu anda Altınoluk’ta 250 yataklı bir oteli, Kuala Lumpur’da da besin takviyesi ürünleri üreten bir fabrikası var.

Milliyetçi baba disiplini

Şeref Menteşe şöyle başlıyor öyküsünü anlatmaya: "Önce babam Almanya’ya işçi gitti. 1979’da da ben 10 yaşındayken beni yanına aldı ama hemen bana kurallar koydu. Babam çok milliyetçi bir insandı, vatanını, devletini ve kültürünü çok severdi. Bu yüzden ’okul, spor ve cami serbest, geri kalan her şey yasak’ dedi. Kendisi bir sondaj firmasında formen olarak çalışıyordu. Okuma yazmayı bile askerde öğrenmişti. O yüzden de bizi okutmak için çok çaba harcadı. Ben okurken bir taraftan da spora başladım. Futbol, halter, hentbol ve güreşe aynı anda gidiyordum. Bavyera eyaleti adına halterde, futbolda müsabakalara katıldım. Halter ve güreşte Avrupa şampiyonu da oldum."

Baba ölünce, iş başa düştü

Şeref Menteşe babasının desteği ile üniversiteye de başlar. Bu arada iki erkek kardeşi de okumaya başlarlar. Menteşe şöyle devam ediyor: "Babamın işçi maaşıyla geçiniyorduk. Kendisi bizler büyüyünce ticarete atılmayı düşünüyordu. ’Rızkın onda dokuzu ticarettedir ama helal olursa’ derdi. Ben Köln Üniversitesi’nde uluslararası ilişkilerde okumaya başladım. 1991’de okulumu bitirmeye 4 ay kala babam vefat etti. Kardeşlerim küçüktü, okulu bıraktım ve evin büyük çocuğu olarak bir fabrikaya girdim. Sonra bir başka fabrikada da çalıştım. Biraz durumumuzu düzelttik ve bir tekstil şirketinin perde imalatından ’evde yapılacak’ işler aldım. Annemle bu işi geliştirdik ve 8 ay sonra 57 kişi çalıştıran bir organizasyon olduk. Evlere biz mal veriyorduk, aylık ciromuz bir anda 250 bin marka çıktı."

Yeni işimiz azgın teke otu çoban çökerten, Japon eriği

HOTEL Beyza’nın yüzde 100 doluluk oranıyla sorunsuz işleyen bir işletme yapısına kavuştuğunu anlatan Albatros Projelendirme Gıda Pazarlama Ltd. Genel Müdürü Şeref Menteşe, bu defa da Uzakdoğu ülkelerinin iddialı olduğu bir alanda yatırım kararı alır. Menteşe şöyle anlatıyor: "Son yıllarda bütün eczanelerde bitkisel ürünler satılıyor. Besin takviyesi pazarı da hızla büyüyor. Bu konuda bir Türk markası yaratmak için yola çıktım. Önce Türkiye’de bu alanda en çok hangi rahatsızlıklar için besin takviyesi alındığını araştırdım. Sonra Hong Kong, Japonya, Çin, Endonezya ve Malezya’ya gidip araştırdım. En yetkin kurumlarla ve bilim adamlarıyla konuştum. Bir formülü satın aldım ve Kuala Lumpur’da üretim yatırım yaptım. Albatros markasıyla 2008 nisan ayında pazara çıktık. İlk ürünümüz cinsel destek için çay ve kahve oldu. Bu üründe azgın teke otu, Amerikan ginsengi, Japon eriği, testere palmiyesi ve çoban çökerten otu var ve yüzde yüz doğal enerji kaynağı. Farklı ürünlerimiz de yakında çıkacak. Avrupa’ya ihracata da başlıyoruz. Şu anda Malezya, Türkiye ve Almanya’daki işlerimizde 280 kişi çalışıyor."

Tekstilde 4 yıl iyi kazandık

ŞEREF Menteşe, ev tekstili işinde 4 yıllık bir faaliyetten sonra 700 bin marklık birikim elde ettiklerini anlatıyor. Menteşe şöyle konuşuyor: "1995’te 300 bin mark borçlanıp 11.700 metrekarelik bir Türk alışveriş merkezi kurduk. Bu iş merkezini sonra çok iyi kárla sattık. Sonra Alman Telekom’dan ’ucuz telefon lisansı’ aldık ve dükkánlar açtık. Çok yüksek cirolar yakaladık. 2002’den itibaren de Türkiye’de yatırım arayışına girdik. Alternatif turizme, Altınoluk’ta 5.5 milyon dolarlık yatırımla 250 yataklı Hotel Beyza’yı açtık."