Güncelleme Tarihi:
Birkaç yıl önce sorsanız, PJ Jenkins muhtemelen "Herkes dolandırılır ama ben dolandırılmam" derdi. Hatta para ve suç dünyasını kendisinden iyi bilen olamayacağını söylerdi. Sonuçta yıllarca polislik yapmış, emekli olduktan sonra da büyük bir kumarhanenin güvenlik birimini yönetmişti. Kasayı boşaltmaya yeltenen karanlık tipleri daha uzaktan görünce tanıyacak kadar keskindi gözleri.
Jenkins bugün dolandırıcılara kaptırdığı 15.000 dolar değerindeki kripto parasının yasını tutuyor. Blok zincirine baktığında parasının dijital dünyada halen bir yerlerde var olduğunu görebiliyor ama parasını geri alabileceğine dair en ufak bir umut bile beslemiyor.
Peki nasıl oldu da 57 yaşındaki bu deneyimli polis, dolandırıcıların kurbanı oldu? Bunun arkasında filmlere konu olacak bir dolandırılma öyküsü yatıyor. Dilerseniz en başından başlayalım...
BAŞINI "ALICE" AŞKI YAKTI
ABD'nin New Jersey eyaletinin Absecon şehrinde yaşayan Jenkins zamanının ve parasının büyük bir bölümünü, 3 yaşındaki yeğeni için harcıyordu. Kripto paralara yatırım yapmak ise aklının ucundan bile geçmiyordu.
Geçtiğimiz yıl Eylül ayında Jenkins, bir tanışma uygulaması üzerinden "Alice" isimli bir kadınla eşleşti. Birkaç kez mesajlaştıktan sonra sohbetlerini WhatsApp'a taşıdılar.
Haftalar boyunca her gün saatlerce yazıştılar. Hayattan, ailelerinden, günlük koşuşturmacalarından bahsediyorlardı. Bir keresinde görüntülü konuşma bile yaptılar. 37 yaşında olduğunu belirten Alice, oldukça iyi bir dinleyiciydi. Jenkins'e tatlı lakaplarla hitap ediyor ve karşısındaki kişiyi daha yakından tanımak için can atıyor gibi görünüyordu.
Bir ayı aşkın süre işler böyle ilerledi. Sonra bir gün Alice kripto yatırımlarından konuşmaya başladı. Özellikle de "likidite madenciliği" diye bir şeyden bahsediyordu. Jenkins'in kullanmadığı kripto parayı "borç vererek" para kazanabileceğini söylüyordu.
"Canım yabanmersinim, kârın ne kadar yüksek olduğunu biliyor musun?" yazmıştı bir mesajında.
TEK YAPMASI GEREKEN 26 DOLARA BİR SERTİFİKA SATIN ALMAKTI
Jenkins sistemin nasıl çalıştığını sordu. Alice'in anlattığı operasyonun hiçbir olumsuz yanı yoktu. "Madencilik, almak ve satmak değil. Tıpkı bir maden gibi, dağlar ETH [Ethereum] dolu, biz de onları çıkarıyoruz" diye özetlemişti Alice yaptıkları şeyi ve eklemişti: "Bence bu en güvenlisi, çünkü paralar onların kendi ellerinde."
Alice'in dediğine göre, Jenkins'in yapması gereken tek şey 26 dolar karşılığında bir "madencilik sertifikası" satın almaktı. Ardından kripto para madenciliği yaparak sürekli bir kazanç elde etmeye başlayabilecekti. Alice bunu da bankaya yatırılan mevduatların getirdiği faiz gelirine benzetmişti.
Alice, Jenkins'e ABD'nin en büyük kripto para borsalarından biri olan Coinbase'in geliştirdiği Coinbase Wallet uygulamasını kullanmasını tavsiye etti. Hatta onu CB-ETH.cc isimli bir siteye yönlendirdi. Her yeri Coinbase'in logosundaki maviye bulanmış olan sitenin, borsaya bağlı çalıştığını söyledi. Dediğine göre, likidite madenciliği işini doğrudan bu site halledecekti.
Jenkins başlangıçta duruma şüpheyle yaklaştı. Nihayetinde yıllarca New Jersey Eyalet Polisi'nde çalışmış, Trenton'daki eyalet meclisini korumuştu. Ardından Queens'teki bir kumarhanenin güvenlik direktörü olarak görev yapmıştı. Her türlü dolandırıcılığa vakıftı ve Alice'in anlattıklarından da dolandırıcılık kokusu alıyordu.
Ancak Google'da yaptığı araştırma sonucu likidite madenciliğinin karmaşık ama meşru bir iş olduğunu öğrendi. Gerçekten de kripto borsaları müşterilerinin taleplerini karşılayabilmek için kripto para borç alıyordu.
PARASINI ÇEKEBİLDİĞİNİ GÖRÜNCE İÇİ RAHATLADI
Jenkins, emekli maaşıyla geçinen bir insan olduğundan tedbiri elden bırakmak istemiyordu. (Washington Post'a yaptığı açıklamada, "Hayatım boyunca kimseye 500 dolardan fazla borç vermişliğim bile yoktur" dedi.) Ama risk çok düşük gibiydi. Zaten onun da çok fazla beklentisi yoktu. Günde 60 dolar kazanıp 2.000 dolarlık aylık mortgage ödemesini karşılamak istiyordu sadece.
Nihayet Ekim sonunda ikna oldu ve 4000 dolar değerinde Tether aldı. ("Stablecoin" yani "istikrarlı para" denen Tether, Ethereum üzerinden tasarlanmış ve değeri 1 dolara sabitlenmiş bir kripto para birimi.) Ardından da aldığı parayı Alice'in kendisini yönlendirdiği üzere CB-ETH likidite madenciliği sitesine yatırdı.
Birkaç gün sonra sırf kontrolün halen kendisinde olup olmadığını denemek için parasını hesabından çekip yeniden yatırdı. Artık içi rahatlamıştı. Ardından yavaş yavaş ilaveler yapmaya başladı. Alice'in dediğine göre yatırımları 15.000 dolara ulaştığında alacağı ikramiyelerle aylık kazancı yüzde 15'i bulacaktı ve 2.000 dolar kazanç hedefini yakalayabilecekti.
Jenkins, "Her şey çok meşru görünüyordu. Yani, parayı çekebiliyordum" derken iki yeğenine ve bir aile dostuna da yatırım yapmaları için tavsiye verdiğini anlattı. (Yeğenlerinin her biri 6.000'er dolarla, aile dostları ise 60.000 dolarla likidite madenciliğine girdi.)
15.000 DOLAR NEREYE GİTTİ?
Dört haftanın sonunda Jenkins madencilik operasyonuna 15.000 dolar yatırmıştı. CB-ETH likidite madenciliği sayfasına baktığında "kârının" hızla artmakta olduğunu görüyordu. Ay sonunda 2.000 dolar hedefini tutturacaktı. Her şey mükemmeldi.
Sonra Aralık ayının başlarında bir gün, yeğeninden bir telefon aldı. Hesabındaki parasının ortadan kaybolduğunu belirtiyor ve "Senin bir şeyden haberin var mı?" diye soruyordu yeğeni. Jenkins'in haberi yoktu. Kendi hesabını kontrol ettiğinde 15.000 dolarının yerinde yeller estiğini gördü.
Anlaşılan o ki Jenkins'in hesabında birikmekte olan kazanç gerçek değildi. CB-ETH sitesindeki gittikçe artan sayı, Jenkins'in ilgisini canlı tutmak için yaratılmış bir illüzyondu. 26 dolar verip satın aldığı "madencilik sertifikası" da gerçek değildi. Hatta böyle bir sertifika yoktu bile. Tek amaç Jenkins'in bir butona tıklamasını sağlamaktı. Alice, Jenkins'e sertifika almasını söylediğinde aslında bir "akıllı kontrat" yapmasını sağlıyordu.
'AKILLI KONTRAT'A KENDİ ELİYLE TIKLADI
Ethereum blok zincirinin bir özelliği olan akıllı kontratlar, kısaca otomatik olarak hayata geçirilebilen komutlar olarak açıklanıyor. Ancak kontrat denince aklınıza bir yasal metin ya da "Okudum, anladım" diyebileceğiniz bir kullanıcı sözleşmesi gelmesin. Bu kontratlar Ethereum blok zincirinin dilinde yazılmış bir satırlık bilgisayar kodlarından ibaret.
Jenkins, yaptığı akıllı kontratla Alice'e parasına istediği gibi erişme izni verdi. O sırada farkında değildi ama aslında dolandırıcılara kendisini soymaları için gereken her şeyi elleriyle teslim etmişti.
Parasının gittiğini gören Jenkins, önce telaş içinde Coinbase'den yardım istedi ama "Yapabileceğimiz bir şey yok" cevabını aldı. Jenkins'in "12 kelimelik kurtarma cümlesini" başkalarıyla paylaştığını söylemişlerdi. (Ama Jenkins böyle bir şey yapmamıştı.) Ardından Tether'e yazdı ama onlardan da aynı cevabı aldı. CB-ETH'e yazdığında ise sitenin meşru olmadığını anlar gibi oldu.
CB-ETH'in online müşteri temsilcileriyle olan konuşmalarında 15.000 dolarının kendi izni olmadan hesabından alındığını söylüyordu. Karşılığında, "Akıllı kontrat yapay zeka kontrolörünün müdahale edemediği bir çeşit kuraldır" gibi absürt yanıtlar alıyordu.
SADECE BİR ŞEBEKENİN VURGUNU 66 MİLYON DOLARDAN FAZLA
Maalesef Jenkins, ne ilk ne de son... ABD'de özellikle Covid-19 pandemisi döneminde hızla artan kripto para yatırımları, dolandırıcılık olaylarını da fazlasıyla artırdı ve sıradan bir suç haline getirdi. Federal Ticaret Komisyonu tahminlerine göre, Amerikalılar sadece 2021'de 750 milyon dolar değerinde kripto parayı dolandırıcılara kaptırdı. Meblağın bu yıl daha da artabileceği belirtildi.
Dolandırıcılığın her gün yeni bir çeşidi ortaya çıkıyor. Jenkins'in maruz kaldığı dolandırıcılık metoduna "pig-butchering" yani "domuz kasaplığı" adı veriliyor. Çünkü kurbanın cüzdanı tabir-i caizse mezbahaya götürülmeden önce güzelce şişmanlatılıyor. İlk kez Çin'de kullanılan bu metot, daha sonra başka ülkelerdeki Çince konuşan insanların hedef alınmasıyla dünyaya yayıldı. Şimdi ise dil ya da vatandaşlık ayrımı gözetilmeden herkes dolandırılabiliyor.
Güvenlik güçleri ise hızla artan suçlarla mücadelede yeterince hızlı davranamıyor. Adalet Bakanlığı'nın yakın zamanda kurduğu görev gücünün ne kadar etkili olabileceği de şüpheli.
Washington Post'un blok zinciri üzerinden yaptığı analize göre, Jenkins'in parasını kaptırdığı dolandırıcılar, Ağustos 2021'den bu yana farklı eyaletlerde 5.000'den fazla kişiyi ağlarına düşürdü ve 66.300.000 dolar değerinde kripto para çaldı. Ancak şu ana kadar herhangi bir kolluk gücü, bu şebekenin peşine düşmüş değil.
Washington Post'un analizi, Jenkins'i dolandıran şebekenin operasyonunun büyüklüğünü de gözler önüne serdi. Jenkins ile dört kurbanın kripto hesaplarını inceleyen gazete, toplam 616 hesapta benzer bir örüntü tespit etti: Hesap sahipleri paralarına erişim izni veriyordu, ardından paraları başka bir yere aktarılıyordu. Ardından paraların aktarıldığı hesapların incelenmesiyle, aynı örüntüye uyan 4.425 hesap daha tespit edildi. Gazete toplamda 5.046 hesaptan ortalama 13.000 dolarla yaklaşık 66.000.000 dolarlık vurgun yapıldığını ortaya koydu. Hesapların adresleri sadece rasgele dizilmiş rakamlar ve harflerden oluşuyor. Jenkins parayı Alice'in cüzdanında görebiliyor ancak bu kişinin gerçek adını, iletişim bilgilerini, hatta hangi ülkede yaşadığını öğrenmek imkânsız.
GÜVENLİK GÜÇLERİNE BAŞVURMAK SONUÇ GETİRMİYOR
Washington Post'a konuşan Jenkins ve diğer kurbanlar, güvenlik güçlerine defalarca başvurduklarını ancak kendilerine bir dönüş yapılmadığını, herhangi bir kurumun araştırmak bir yana bu suçlardan haberdar bile olmadığına inandıklarını söyledi. Güvenlik güçlerinden beklediklerini alamayan kurbanlar Facebook ve Reddit gibi sosyal medya kanalları üzerinden örgütlenip strateji geliştirmeye çalışıyor. Jenkins yerel polise gittiğinde karşısındaki memurların ne anlattığını bile anlamadığını, FBI'a ve Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'na yaptığı başvuruların ise yanıtsız kaldığını söyledi.
EMEKLİ POLİS DOLANDIRICILARA NASIL KANDI?
Peki Jenkins gibi tecrübeli biri bu tuzağa nasıl düştü? ABD'nin dolandırıcılık tarihi üzerine bir kitabı bulunan Duke Üniversitesi tarih profesörü Edward J. Balleisen, "Amerikan tarihi dolandırılmasını beklemediğiniz insanların dolandırıldığı olaylarla doludur" derken Jenkins ise kendini aptal gibi hissettiğini belirterek, "Yavaş yavaş oyuna geldim. Ben hızlı dolandırıcılıklara, vurkaçlara alışkınım ama bu bambaşka bir oyun" dedi. Yaşadıklarının toplumun geri kalanı için bir ders olması gerektiğini de belirten Jenkins, "Güvenlik benim en güçlü olduğum yanımdır. Bu benim başıma geldiyse, herkesin başına gelebilir diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Şebekenin bir diğer kurbanı da Troy Gochenour oldu. 48 yaşındaki Ohio'lu Gochenour, dolandırıcılara 19.000 dolar kredi çekerek toplam 25.000 dolar kaptırdı. O da tıpkı Jenkins gibi, internet üzerinden tanışıp sohbet etmeye başladığı bir kadın aracılığıyla bu işe girdi. Gochenour CB-ETH'e önce 5.000 dolar yatırdı. Ekim ayında para ortadan kayboldu ama kadın paranın gittiğini reddetti. Hatta yatırımını 10.000 dolara çıkarması durumunda Gochenour'ın 3.000 dolar ödül alacağını söyledi. Gochenour, banka kredisiyle bu yatırımı yaptı ama o para da kayboldu. Ardından ikinci ve üçüncü krediler geldi. Sonuç yine aynıydı. Gochenour, "Beni önemsediğini düşündüğüm bir kişinin ihanetine uğradım" dedi. Washington Post'un konuştuğu diğer üç kurban da benzer şeyler anlattı. Kripto dolandırıcılığı kurbanlarının haklarını savunan gruplar ise teknolojiyle arası fena olmayan orta yaşlıların bu tür dolandırıcılık girişimlerinde en fazla hedef alınan grup olduğunu belirtiyor.
The Washington Post'un "An ex-cop fell for Alice. Then he fell for her $66 million crypto scam." başlıklı haberinden derlenmiştir.