Oluşturulma Tarihi: Haziran 07, 2012 13:39
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye olarak hem ihracatta hem de finansmanda artık hızla Avrupa'ya olan bağımlılığın azaltılması ve özellikle Asya ve Körfez'e daha çok eğilmek gerektiğini bildirdi.
Blooomberg HT televizyonunda katıldığı bir programda soruları yanıtlayan Babacan,
euro bölgesiyle ilgili gelişmelerin Türkiye ve tüm dünya ülkeleri için önemli bir kaygı kaynağı olmaya devam ettiğini söyledi.
Şu anda euro bölgesinin en önemli sorunlarından birinin siyasi liderlik açığı olduğunu kaydeden Babacan, yılın başında alınan kararların uygulanıp uygulanmayacağı endişesinin oluşmaya başladığını, Yunanistan ve Fransa'daki seçimlerin de kaygıları biraz daha artırdığını dile getirdi.
Düzgün politikalar izlenmezse bankacılık sektörünün tüm ekonomik yapıyı olumsuz etkiyecek bir öneme sahip olduğuna dikkati çeken Babacan, işlerin kötü gittiği zamanlarda bankaları rahatlatmak, işlerin düzelmeye başladığı dönemde de ciddi reformlar yapmak gerektiğini kaydetti.
Oysa şu anda Avrupa'daki siyasetçilerin bankacılık sektörüyle ilgili ciddi bir popülizm yaptıklarını ve siyasetçilerin bankacıları adeta aşağıladığını ifade eden Babacan, “Böyle dönemlerde likidite açısından hiçbir bankayı sıkıntıya sokmamak lazım. Çünkü likidite krizi bütün sorunların anasıdır” dedi.
Herhangi bir Avrupa ülkesinde başlayan bir krizin tüm Avrupa ülkelerine yayılabileceğine dikkati çeken Babacan, bu nedenle en güçlü görünen Almanya dahil tüm ülkelerin çok dikkatli olması ve bütün ülkelerin bir bütünlük içerisinde hareket etmeleri gerektiğini söyledi. Babacan, “Bunlar kendi aralarında daha sık görüşseler, daha sık çay, kahve içseler Avrupa'nın bütünlüğü için ne faydalıysa buna baksalar, çok daha iyi sonuçlar elde edilebilir diye düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Yardımcısı, Avrupa'da şu anda tarihi bir dönem yaşandığını, bölgenin Amerika Birleşik Devletleri gibi Avrupa Birleşik Devletleri olarak yeni bir yapıya gidebileceğini söyledi.
“Türk bankacılık sektöründe şu anda ciddi bir sorun yok”
Babacan, Türk bankacılık sektöründe bu yıl
kredi büyümesini yüzde 15 kadar tahmin ettiklerini ve sektörde şu anda çok ciddi bir sorun görmediklerini ifade etti.
Başbakan yardımcısı, cari açıkla mücadele en önemli konulardan birisinin özellikle tüketici kredilerinin kontrollü artmasını sağlaması olduğunu, bu konuda da BDDK'nın tedbirlerinin çok etkili olduğunu vurguladı.
Finansal İstikrar Komitesi
Geçen yıl kurulan Finansal İstikrar Komitesi'yle finansla ilgili kamu kuruluşlarının periyodik olarak bir araya getirilmesinin amaçlandığını anlatan Ali Babacan, kurumlar arasında koordinasyonun sağlanması açısından komitenin çok önemli olduğunu söyledi.
Türkiye'deki tasarruf oranlarının artırılması, vade yapısının düzeltilmesi, sermayenin borçlanmasındansa sermayenin teşvikiyle gibi yapısal konularda yapılan düzenlemelerin Finansal İstikrar Komitesi'nin bir ürünü olduğunu ifade eden Babacan, “Bu komitenin kurulmasıyla biz çok güzel bir verim aldık, kurumlarımız da memnun. Yani herkesin birbirinden haberi olduğu çok daha öz güvenli hareket ediyorlar” diye konuştu.
Yeni finansal enstrümanlar
Kira sertifikasının önemli bir enstrüman olacağını kaydeden Babacan, dünyada 170 milyar dolara ulaşan bu piyasanın artık Türkiye'de de önemli bir finansal araç olacağını söyledi.
Bu yıl Samuray piyasasında ikinci çıkışın yapıldığını hatırlatan Ali Babacan, “Benim Tokyo ziyaretimden sonra yaptık ve çok yüksek talep geldi. Japon ev hanımları artık Türk kağıdı almak istiyor, Türkiye'nin algısının olumlu olmasının bir sonucu olarak” dedi.
Samuray'ın yanı sıra diğer piyasaların da Türkiye için açık olduğunu ifade eden Babacan, “Avrupa'da sorunlar var, ama biz eğer vakitli bir şekilde ticaret ve finans kanallarını başka coğrafyalarda geliştirecek adımlar atarsak Türkiye bir bakıma riski yaymış olur, yumurtaların hepsini bir sepete koymamış olur” diye konuştu.
Türkiye'nin büyüme hedefi
Merkez Bankası, Hazine Müsteşarlığı ve Kalkınma Bakanlığı'nın bilimsel yöntemlerle analiz ve tahmin çalışması yaptığını, Türkiye'de bu 3 kurumun haricinde kamu kurumunun tahmin çalışması bulunmadığını kaydeden Babacan, söz konusu kurumların teknik çalışmalarına bakıldığı zaman bu yıl için konulan yüzde 4 büyüme hedefinin gerçekçi ve ulaşılabilir bir hedef olduğunun gözüktüğünü bildirdi.
Türkiye'nin büyümesi konusunda OECD, Dünya Bankası, IMF gibi uluslararası kuruluşların farklı tahminleri bulunduğunu belirten Babacan, “Bizim Avrupa'ya olan bağımlılığımızın hızla azalıyor olması bu kuruluşların dikkatinden kaçıyor. Babacan, bu nedenle 2012 büyümesinde revizyon ihtiyacı hissetmediklerini vurguladı.
Türkiye'nin Avrupa'ya olan bağımlılığının hızla azaldığını, Avrupa'ya ihracatın tüm ihracatın yüzde 40'ına kadar gerilediğini kaydeden Babacan, “Bir de şöyle bir önemli varsayım var; yani biraz aklı olan kişilerse bunlar göz göre göre bir çöküşe de izin vermezler herhalde diyoruz. Yani işler çok kötüye giderse otururlar liderler kapanırlar bir odaya, 3 gün geceli gündüzlü, hani Vatikan'da duman çıkar ya o duman çıkana kadar çalışırlar, bitirirler tamam kardeşim anlaştık, diye de bir noktaya varılabilir diye de bekliyoruz” dedi.
Yeni Türk Ticaret Kanunu
Yeni Türk Ticaret Kanunu'nda büyük tahribat oluşturabilecek bazı konular olduğunu kaydeden Babacan, bunlar düzeltilirse kanunun 1 Temmuz'da yürürlüğe gireceğini, düzeltilemezse ertelenmesinin gündeme gelebileceğini bildirdi.