Güncelleme Tarihi:
ÇELİK Federasyonu'nun Başkanı Namık Ekinci, söz konusu düzenlemenin firmaların yurt dışı bankalar kaynaklı akreditif açımlarında da sıkıntılara neden olabileceğine işaret etti.
Resmi Gazete'de 4 Eylül'de yayımlanan Hazine ve Maliye Bakanlığı tebliği ile Türkiye'de yerleşik kişiler tarafından gerçekleştirilen ihracat işlemlerine ilişkin bedellerin, ithalatçının ödemesi sonrası doğrudan ve gecikmeksizin ihracata aracılık eden bankaya transfer edilmesi şartı getirildi.
Buna göre, söz konusu bedellerin yurda getirilme süresi fiili ihraç tarihinden itibaren 180 günü geçemeyecek. Söz konusu bedellerin en az yüzde 80'inin bir bankaya satılması zorunlu olacak.
Düzenlemenin çelik sektörüne olası etkileri ile ilgili Reuters'a yaptığı açıklamada Ekinci, "Türkiye ekonomisinde sanayi üretimlerinde önemli ölçüde ithalat gereksinimi bulunmakta. Zaten ihracat yoluyla sağlanan döviz girdilerinin bir kısım tutarı ithalat harcamalarında kullanılmakta. Demir çelik sektörü özelinde baktığımız zaman, toplam gelirlerin yüzde 65-90 arası kısmı hammadde ve üretimde kullanılan diğer maddelerin ithalat ödemelerinde kullanılmakta" dedi ve ekledi:
"Kabaca 100 milyon dolar ihracat yapan bir çelik üreticisi, 65 ila 90 milyon dolar ithalat yapmakta. Dolayısıyla ihracat gelirlerinin yüzde 80'inin Türkiye'ye getirilip bozdurulması mantık ölçütlerine uygun bulunmamakta."
Çelik İhracatçıları Birliği verilerine göre, çelik sektörü 2017 yılında 11.5 milyar dolar ihracat gerçekleştirirken; Türkiye'nin toplam ihracatından aldığı yüzde 7.3 payla en büyük dördüncü ihracatçı sektör oldu.
Yeni düzenlemenin itharatçıların yabancı bankalardan finansman kullanımını da zora sokabileceğine dikkat çeken Ekinci, özellikle yurt dışı bankalar kaynaklı akreditif açımlarında sıkıntılar olabileceğini söyledi.
Ekinci, "Bazı durumlarda -özellikle son günlerde bankacılık sektörümüzde görülen bazı arizi durumların da etkisiyle- Türk şirketleri yabancı bankalar üzerinden ithalat kredisi kullanıyor ve ihraç ettikleri ürünler karşılığı kendilerine tevdi edilen akreditifleri, ithalat kredisi kullandıkları yabancı bankalara teminat olarak sunuyor. İhraç edilecek malın üretimi sırasında bazı hammadde, yarımamul vb.'leri de teminat olarak bu bankalara sağlıyor ve ihracat gerçekleşince borçlu oldukları banka ihracat bedeli üzerinden alacağını tahsil ediyor. Yeni getirilen düzenleme bu tür finansman kullanımlarını sıkıntıya sokacak ve sonucunda ihracat gelirlerini sekteye uğratacak olması kuvvetle muhtemel görünmekte" diye konuştu.
Ekinci, yeni düzenleme için "sermaye kontrolü" gibi bir tanımlama yapmanın henüz doğru olmayacağını ifade ederken; "Ancak bu ve bu tür kararların devamında nereye evrileceğine göre üzerinde düşünülmesi gereken bir husus olabilir" dedi.
Ekinci, ihracata dayalı işlerin aksaklığa uğramaması adına, düzenlemenin değiştirilmesinin önemli olduğunu söyledi.