OluÅŸturulma Tarihi: Mart 11, 2004 00:00
Ankara Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı'nca Ä°mar Bankası'nın izinsiz hazine bonosu ve devlet tahvili satışıyla ilgili açtığı davanın iddianamesinde, eski BDDK BaÅŸkanı Engin Akçakoca'nın ekonomide önemli zararlar doÄŸuran iÅŸlemlerin sürmesine ''seyirci kaldığı'' öne sürüldü.Ankara Cumhuriyet Savcısı Abdullah Ayhan Åžan'ın, Ä°mar Bankası'nın izinsiz hazine bonosu ve devlet tahvili satışıyla ilgili olarak eski BDDK yöneticileri hakkında açtığı davanın 5 sayfalık iddianamesinde, Ä°mar Bankası'nın borsa üyelik ve aracılık faaliyeti yapma yetkisinin Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) 25.10.1990 tarihli kararıyla kaldırıldığı, bu kararın, idari yargı süreci sonunda 1997 yılında bankanın devlet iç borçlanma senedi satış yetkisinin bulunmadığı yönünde kesinleÅŸtiÄŸi belirtildi. Ä°mar Bankası'nın, görsel ve yazılı medya araçlarını kullanmak suretiyle yürüttüğü reklam kampanyası eÅŸliÄŸinde 21 Ekim 2002 tarihinden itibaren yoÄŸunlaÅŸan ve 2003 yılında devam eden hazine bonosu ve devlet tahvili satışına aracılık ettiÄŸi ifade edilen iddianamede, birincil piyasadan 410 trilyon 233 milyar 113 milyon 440 bin liralık hazine bonosu satın aldığı halde, müşterilerine önemli bir kısmı açığa olmak kaydıyla 1 katrilyon liranın üzerinde satış yaptığı belirtildi.   İddianamede, 30 Haziran 2003 ile 3 Temmuz 2003 tarihlerini kapsayan dönemde sadece 15 milyar liralık devlet iç borçlanma senedi olan bankanın, bu miktarın çok üzerinde açığa satış yaparak, kanunsuz gelir saÄŸladığı kaydedildi. Ä°ddianamede, BDDK yetkililerinin, Ä°mar Bankası tarafından hazine bonosu ve devlet tahvili satışı yapıldığından haberdar olmalarına raÄŸmen herhangi bir müdahalede bulunmadıkları, tasarruf sahiplerinin korunmasına yönelik önlem almaya teÅŸebbüs etmedikleri ifade edildi.Ä°ddianamede, özetle şöyle denildi: "Kurul BaÅŸkanı Engin Akçakoca'nın, tasarruf sahiplerinin haklarının zayi olması sonucunu doÄŸuran, izinsiz hazine bonosu satışının tespiti ve engellenmesi için SPK ve Hazine yetkilileriyle iÅŸbirliÄŸi imkanlarını araÅŸtırmayarak, ekonomide önemli zarar doÄŸuracak iÅŸlemlerin sürmesine seyirci kaldığı, mevzuatın kendisine yüklediÄŸi görevleri yerine getirmediÄŸi, eyleminin görevi ihmal suçunu oluÅŸturduÄŸu anlaşılmıştır.''   Bankanın yoÄŸun biçimde hazine bonosu satışı yaptığı tarihlerde denetim ve teftiÅŸ görevi yapan Bankalar Yeminli BaÅŸmurakıbı Veysel OÄŸuz ile Bankalar Yeminli Murakıbı Nazım DemirtaÅŸ'ın, hazine bonosu satışı iÅŸlemleri üzerinde durmadıkları, kanunsuzluÄŸu tespitte yetersiz kaldıklarına yer verilen iddianamede, eski BDDK BaÅŸkan Yardımcısı Teoman Kerman, DeÄŸerlendirme ve Uygulama Dairesi BaÅŸkanı Niyazi Çakır ile yardımcıları Levent Deveci ve Erhan Batur'un da ihbar niteliÄŸindeki yazıları yanlış yönlere kanalize ettikleri öne sürüldü.  İddianamede, Akçakoca, OÄŸuz ve DemirtaÅŸ hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ''görevi ihmal'' suçunu düzenleyen 230. maddesine göre 3'er aydan 1'er yıla kadar, Kerman, Çakır, Deveci ve Batur hakkında da TCK'nın ''görevi kötüye kullanma'' fiilini düzenleyen 240.maddesi uyarınca 1'er yıldan 3'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları istendi.     AKÇAKOCA'DAN SPK'YA SUÇLAMAEngin Akçakoca, yazılı savunmasında, bankanın, sermaye piyasalarında iÅŸlem yapma yetkisinin 1990 yılında kaldırıldığını, bu konuyla ilgili yazının SPK tarafından Hazine MüsteÅŸarlığı'na gönderildiÄŸini, ancak BDDK kurulduktan sonra bu yazının kendilerine ulaÅŸmadığını ileri sürdü. Akçakoca, savunmasında, özetle ÅŸunları kaydetti: ''Bankanın yönetiminde bulunan, ancak böyle bir karardan bilgisi olmayan gerek temsilcilerimizden gerek devamlı olarak denetimde görevlendirdiÄŸimiz murakıplardan ve bağımsız denetim firmalarından konuyla ilgili hiçbir bilgi tarafıma ve kurula intikal etmemiÅŸtir. Görev yaptığım süre içerisinde bankanın yetkisiz olduÄŸu ve açığa hazine bonosu, devlet tahvili sattığına dair ÅŸahsıma intikal eden herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.    Yetkiyi iptal eden SPK, baÅŸlıca görevlerinden olmasına raÄŸmen, bankanın hazine bonosu, devlet tahvili sattığı gazete ve televizyon ilanlarıyla açıkça belirtildiÄŸi halde, ne BDDK'ya bankanın yetkisiz iÅŸlem yaptığını bildirmiÅŸ ne bu yayınları durdurmuÅŸ ne de cezai soruÅŸturma baÅŸlatmıştır. Daha açık bir deyiÅŸle soruÅŸturma konusu olayda, SPK ne yapmıştır, devamında kurumumuzun ve BaÅŸkanı sıfatıyla benim ne yaptığımız önem arz etmektedir. Her türlü teftiÅŸin yapıldığı, ancak inceleme yapanların da uÄŸramış oldukları yanılgıdan dolayı hukuka aykırı iÅŸlemlerin saptanamadığı bir durumda, yine de ilgili diÄŸer kurumlarla iÅŸbirliÄŸi yapmamaktan ve yasal olmayan iÅŸlemleri ortaya çıkarabilecek bir sistemi kurmamaktan dolayı suçlanmam zorlama bir iddiadan öte bir ÅŸey deÄŸildir."Â
button