Güncelleme Tarihi:
Akaryakıt kaçakçılığına karşı çipli çözüm üzerinde çalıştıklarını belirten Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Vergileri aşağı çekerek akaryakıt tüketimini teşvik edecek adımlar atamayız” açıklamasını yaptı.
PLAN ve Bütçe Komisyonu’nda yapılan görüşmelerde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, özel sektörün borçluluğundaki artışın çok ciddi boyutlara ulaştığını açıkladı. Genel oranda borçluluğun dışarıya göre daha yönetilebilir olduğunu belirten Şimşek, “Bu hususlarda dikkatli olmak lazım” dedi.
130 MİLYAR DOLARIMIZ VAR
Bu konuda daha önce bir tedbir alarak vatandaşın döviz cinsinden borçlanmasını yasakladıklarını söyleyen Şimşek, “Yurt dışında vatandaşların 130 milyar dolarlık kayıtlı bir varlığı olduğunu, 280 milyar dolar civarında da altın stoku olduğuna dair tahminlerimiz var” dedi. Net uluslararası pozisyonda büyük bir açık olduğuna değinen Şimşek, “Reel sektörün önemli bir açığı var ve biz zaten bunu gördüğümüz için böyle bir tedbir aldık. Döviz kurunun yükselmesinin etkileri çok kalıcı olmaz. 2013 yılı tahminlerine göre Varlık Barışı gelirleri şimdiye kadar 111 milyon lira olarak gerçekleşti. Alacakların yeniden yapılandırılması geliri 700 milyon lira, özelleştirme gelirleri 8 milyar 311 milyon lira, 2-B geliri yıl sonu tahmini olarak 3 milyar 39 milyon lira ve toplamı 12 milyar 50 milyon lira” diye konuştu.
POMPALARA ÇİP DÖNEMİ
Akaryakıt tüketimini teşvik edecek adımları atamayacaklarını söyleyen Şimşek, “Vergileri aşağı çekerek, bunun tüketimini teşvik edeceğimize kaçakçılıkla daha güçlü nasıl mücadele ederiz ona bakarız. Karayolları Yüksek Kurulu’nda bir öneri geldi. Bazı benzinliklerde bu kaçak akaryakıtın satış tarzı var. O pompanın ucuna bir okuyucu taksak ve o sadece arabanın benzin girişindeki çipi okuduktan sonra benzin akışı olsa ve bu doğrudan doğruya da bize bilgi olarak aksa. Bunu artık yapabiliyorsunuz” dedi.
İstihdam üzerindeki yükleri aşağı çekmeli
EMEKLİLİK ile ilgili bazı bilgiler veren Mehmet Şimşek, “Emekli olmak için bazı şartlar var. Biri prim gün sayısı, biri yaş, biri de hizmet süresi. Bizimki dünyanın en düşük yaşlarından biri. Ben Hazine’ye ilk geldiğim zaman arkadaşlara şöyle bir şey söylemiştim; ‘bu genç nüfusla biz son 20 yılda sosyal güvenlikte kendi kendimize yeter olsaydık ne kadarlık bir devlet fonumuz olurdu diye bir hesap çıkarın’ demiştim. İnanın o günlerde 600 milyar dolar civarında bir rakam çıkmıştı, şimdi Allah bilir bu rakam kaça çıkmıştır. Önümüzdeki sene biz bütçeyle SGK’ya prim desteği ve açık finansmanı olarak 77 milyar lira para aktaracağız. Türkiye’de yapılacak tüm yatırımlar ise 40 küsür milyar lira. Sosyal güvenlik sisteminde beklentileri, açığı artıracak adımlardan bu gerekçelerle uzak duruyorum. Genel olarak istihdam üzerindeki yükleri aşağı çekmekten yanayım. Sosyal güvenlik sisteminin yükünü, açığını artırırsak, öyle bir gün gelecek ki o yükler artırılmak zorunda kalacak” dedi.