Güncelleme Tarihi:
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından hazırlanan 2011 Petrol Piyasası Sektör Raporu verilerinden yapılan derlemeye göre, 2011 yılı sonu itibariyle Türkiye'de 6 adet rafinerici lisansı bulunuyor, bunlardan 2'si ise henüz faaliyette değil.
Rafineri lisansı sahiplerinin yerli üretimden temin ettikleri ham petrol miktarı yıllık olarak yaklaşık 2,5 milyon ton düzeyinde sabitlendiği için, ham petrol ihtiyacındaki artışlar doğal olarak dışa bağımlılığı artıcı yönde etki yaratıyor.
Bu çerçevede geçen sene rafinerici sahiplerinin ham petrol ithalatı 18 milyon 92 bin tonu buldu.
Geçen sene rafinerici lisansı sahipleri tarafından temin edilen ham petrolün sadece yüzde 12'lik kısmı yerli üretimden karşılandı, geri kalan bölümün tamamına yakını önceki yıllarda olduğu gibi İran, Rusya Federasyonu, Suudi Arabistan, Irak ve Kazakistan'dan ithal edildi.
17,5 milyon ton akaryakıt temin edildi
Geçen sene dağıtıcı lisansı sahipleri tarafından yaklaşık toplam 17,5 milyon ton akaryakıt temin edilirken, bu miktarın 10 milyon tonu rafinerilerden, 7,5 milyon tonu ise ithalat yoluyla temin edildi.
Rapora göre, dağıtıcı lisansı sahiplerinin benzin türleri satışları bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 5 azaldı, motorin satışları ise yüzde 6 oranında artış gösterdi. Benzinle güçlü bir ikame ilişkisi bulunan otogaz LPG satışları da yüzde 6 oranında arttı.
33,6 milyar liralık petrol ithalatı
Lisans sahiplerinin 2011 yılında yapmış oldukları 33,6 milyar lira tutarındaki petrol ürünleri (benzin türleri, motorin türleri, fuel oil türleri, havacılık yakıtları, rafineri ara ürünleri, kondensat ve ham petrol) ithalatının 13 milyar lira tutarındaki kısmı motorin, 14,5 milyar lira tutarındaki bölümü ise ham petrolden kaynaklandı.
Geçen sene dağıtıcı ve rafinerici lisans sahipleri tarafından yaklaşık 20,7 milyon metreküp akaryakıt da ulusal marker ile işaretlendi.
Sektörde 48 dağıtıcı
Rapora göre, 2011 yılında akaryakıt dağıtım sektöründe 48 firma yer aldı. En yüksek pazar payına sahip ilk 10 şirketin pazar payları toplamının düşüş eğiliminde olduğu dikkat çekti.
Bu arada geçen sene dağıtıcı lisansları sahipleri arasında toplam 928 bayi geçişi gerçekleşti.
Vergi oransal olarak düştü
Petrol Piyasası Sektör Raporu'nda akaryakıt fiyatlarını oluşturan bileşenler de incelendi.
Buna göre, 2011 yılında pompa fiyatı litre başına ortalama 4,19 lira olan 95 oktan kurşunsuz benzinin 1,28 lirasını vergisiz rafineri fiyatı, 1,8915 lirasını ÖTV, 0,00187 lirasını gelir payı, 0,20 lirasını dağıtıcı payı, 0,18 lirasını bayi payı, 0,64 lirasını da toplam KDV oluşturdu.
Pompa fiyatı litrede 3,64 liradan satılan motorinin rafineri vergisiz fiyatı 1,39 lira, ÖTV 1,3045 lira, gelir payı 0,00187l lira, dağıtıcı payı 0,21 lira, bayi payı 0,19 lira, toplam KDV 0,56 lira oldu.
2005 yılında litre fiyatı ortalama 2,30 lira olan 95 oktan kurşunsuz benzinin yüzde 74,49'unu vergi oluştururken, vergi oranı 2006 yılında yüzde 68,09'a (litre fiyatı 2,58 lira), 2007 yılında yüzde 64,33'e (litre fiyatı 2,78 lira), 2008 yılında yüzde 63,07'ye (litre fiyatı 3,09 lira) indi. Vergi oranı 2009 yılında yüzde 68,77 (litre fiyatı 2,79 lira) çıkarken, 2010 yılında yüzde 65, 94 (litre fiyatı (3,74 lira), 2011 yılında ise yüzde 60,40'a düştü.
Motorin fiyatlarında ise 2010 yılında yüzde 57,38 olan oran, geçen sene yüzde 51,16'ye indi.
39,2 milyar lira vergi geliri
2011 yılında akaryakıt satışlarından 27,6 milyar lirası ÖTV, 11,6 milyar lirası da KDV olmak üzere toplam 39,2 milyar lira dolaylı vergi geliri elde edildi.
Geçen sene toplam 301,7 milyar lira toplam vergi geliri dikkate alındığında akaryakıttan alınan dolaylı vergilerin toplam vergi geliri içerisindeki payı yüzde 13 oldu.
Dünya petrol talebi
Bu arada rapora göre, geçen sene petrol talebi bir önceki yıla göre yüzde 0,8 oranında artarak günlük ortalama 89 milyon varil olarak gerçekleşti.
Petrol tüketimlerinin yıllar itibariyle seyrine bakıldığında, genellikle gelişmiş ülkelerin üyesi olduğu OECD ülkelerinin toplam tüketiminin azalma eğiliminde olduğu, Çin diğer Asya, Ortadoğu, Afrika, Latin Amerika gibi OECD üyesi olmayan ülkelerin taleplerinin ise sürekli arttığı görüldü.
2011 yılında OECD üyesi olmayan ülkelerin talebindeki günlük 1,3 milyon varil artışa karşılık, OECD ülkelerinin talebi günlük 0,6 milyon varil azaldı.