Güncelleme Tarihi:
Sedefçi, gazetecilere yaptığı açıklamada, 653. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri Güreş Ağası Süleyman Mecek'in “İsmimin böyle şaibeli bir ortamda anılmasını istemiyorum. Sedefçi, Gürbüz'e verdiği 30 bin lirayı geri istediyse ben de ağalık kemerini iade ediyorum ve yatırdığım ağalık bedelinin hesabıma geri yatırılmasını istiyorum” açıklamasını medya aracılığıyla duyduğunu ancak bu durumun mümkün olamayacağını söyledi.
Mecek'in ihalaye girerek 807 bin lira bedelle güreş ağalık ihalesini kazandığını hatırlatan Sedefçi, Mecek'in ağalık bedelinin bir kısmını ödediğini geri kalan kısmını da ödemek zorunda olduğunu belirtti.
Ayrıca ağanın bazı sözlerinin Kırkpınar efsanesine yakışmadığını vurgulayan Sedefçi, şunları kaydetti:
"Kırkpınar ağalığı ihale yapılarak veriliyor. Her sene kamuoyunun, seyircilerin huzurunda Kırkpınar sahasında ilan edilerek ihale yapılıyor. Açık artırmada en fazla fiyat veren kişi de Kırkpınar ağası oluyor. Bu yasal bir süreçtir. Ağalık unvanını kazanan kişi de Edirne Belediyesi’ne borç senedi imzalıyor. Bu da parayı güvence altına almak için yaptığımız bir işlem ve şu andaki son ağamız da 807 bin liraya aldı ağalığı. Paranın bir kısmını da (400 bin) ödedi. Geri kalanını da şartnamede olan sürede ödemesi gerekiyor. Yasal süresinde ödemezse takibatını yapacağız. Ağamız üzüntülü sanırım şu an. Ben de üzüntülüyüm. Hiç beklemediğimiz, istemediğimiz bir olay gündeme geldi. Edirne Belediye Başkanlığı yalnızca güreşi organize eden, güreşe para harcayan, ödülleri ve altın kemeri veren bir kuruldur. Doping tespitini Güreş Federasyonu yapmaktadır. Bu federasyonun yaptığı inceleme sonucunda ilgili kurumdan gelen resmi yazıda Ali Gürbüz’ün maalesef dopingli olduğu tespit edildi. Benim de yasal olarak yapacağım tek şey, ödülü ve kemeri geri istemektir. Ali Gürbüz çok beyefendi, kaliteli, düzgün bir insan ve iyi bir güreşçi. Doping maddesini bilmeden aldığını düşünüyorum. Bizim yapacağımız tek şey yasal boyutta ikinci pehlivanda doping çıkmazsa ödülü ona vermektir. Ağalık kurumu devam ediyor. Burada bir kişinin yaptığı olay ve hata, Kırkpınar’ın onuruna, şerefine, şanına leke düşürülemez. Şaibe karıştırılamaz, şaibe kişiye bulaşır en fazla. Kırkpınar’da şaibe var demek doğru değil. Bunu düzelmesini bekliyorum ağa kardeşimizden. Kırkpınar’da aslanlar gibi güreşler oldu. Şaibesiz güreşler yapılarak ödüller verildi. UNESCO’nun dünya kültür mirasına giren bir Kırkpınar için şaibeli demek kimseye, hele ağamıza hiç yakışmaz. Ağamız bunu sanırım heyecanla, tepkisel bir şekilde üzüntüyle söylediğini düşünüyorum. Bunu düzelteceğini umuyorum. Kırkpınar şaibesiz olarak yüz yıllar boyunca yapıldı ve yapılmaya devam edecektir. Şaibe karıştıran güreşçiler varsa, bunlar hesabı verilecektir. Bütün mesele budur. Bu da federasyonun görevidir. Ceza ne verileceğini federasyon karar verecektir."
"Ağalık bedelinin iadesi söz konusu değil"
Sedefçi, ağalık bedelinin tamamını yönetmelikte belirtilen tarihe kadar Mecek'in ödemesi gerektiğine vurgu yaparak, "Ağanın ağalık bedelini istemesi mümkün değil, ağa parayı ödemezse biz bunu yasal olarak istemek zorundayız, bırakın parayı iade etmeyi, zamanında yani eylül sonuna kadar yatırmazsa dava açmak zorunda kalırız. Ağanın duygusal davranmış olarak görüyorum. Bu çözülür, bende üzülürüm tabii ki beklemediğiniz bir şey meydana gelmiş, bende ağanın ifadesinde yanlışlık olduğunu düşünüyorum” dedi.
“Herkes işine baksın”
Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Hamza Yerlikaya'nın eleştirilerini doğru bulmadığını belirten Sedefçi, şöyle devam etti:
“Hamza Yerlikaya'nın işi başka, benim işi başka. Ben Kırkpınar'ı organize eden kurumun başındayım, Kırkpınar Edirnelinin, Edirne Belediyesinin malıdır. Edirne Belediyesi ödülleri veren, emeğini ortaya koyan bir kurumdur. Burada Hamza'dan fazla hak sahibiyim. Ama taşın altına elini koymaz, ben ağabeylik yapmaya çalışıp el uzatıyorum ama elimi itiyor. Burada patron Edirne Belediye Başkanlığıdır. Herkes işine bakacak."