Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE'nin ulaştırma ve enerji başta olmak üzere çeşitli alanlarda gerçekleştirdiği reformların Afrika için de model olabileceği ifade ediliyor. Bu kapsamda, kıtada yürütülecek liman, kara yolu, demir yolu, hidroelektrik ve termik santrallerle ilgili yatırımlarda Türk iş dünyasının da rol üstlenebileceği belirtiliyor.
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 20 Kasım "Afrika'nın Sanayileşmesi Günü" olarak kabul ediliyor. Bu gün dolayısıyla sınai kalkınmanın Afrika ekonomisi için önemi ve bu alanda kıtanın karşılaştığı zorluklara ilişkin farkındalık yaratılması amaçlanıyor.
AA muhabirinin, BM ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) verilerinden derlediği bilgilere göre, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 16'sının yaşadığı Afrika, küresel gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 2,5'ini temsil ediyor. Kıta, barındırdığı potansiyele rağmen uluslararası ticaret ve küresel imalattan yaklaşık yüzde 2 pay alıyor.
Sanayileşmenin, Afrika ülkelerinin yüksek büyüme oranlarını yakalama ve ekonomilerini çeşitlendirerek dış şoklara maruz kalmalarını engelleme yolunda büyük önem taşıdığı belirtiliyor.
Afrika'nın kalkınması için tarıma ve doğal kaynakların işlenmesine dayalı ekonomik yapının, imalat ve turizm gibi endüstriyel sektörlerin ağırlıklı olacağı bir yapıya dönüştürülmesi gerektiği vurgulanıyor.
TÜRKİYE'DEN KITA EKONOMİSİNE "AÇILIMLI" KATKI
Türkiye de Afrika'nın kalkınmasına, 2003 yılı itibarıyla uygulamaya başladığı "Afrika Ülkeleri ile Ticari ve Ekonomik İlişkilerin Geliştirilmesi Stratejisi" ile katkı sunuyor.
Bu strateji doğrultusunda Afrika ülkeleriyle üst düzeyde temaslar ve birçok program gerçekleştiren Türkiye, yaptığı yatırımlarla bölgeyle ticari ve ekonomik ilişkilerinde ilerleme kaydediyor.
DEİK Türkiye-Afrika İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Tamer Taşkın, AA muhabirine, Türkiye'nin Afrika'daki gelişim planını, gelecek 50 yılı kapsayacak şekilde, kıtanın sosyoekonomik dönüşümünü sağlamak amacıyla kazan-kazan ilkesi üzerine kurması gerektiğini söyledi.
Sadece verimsiz ve bilgisiz tarımla madenciliğin olduğu, her şeyin ithal edildiği 54 ülkeli kıtada Türkiye'nin çok şey başarabileceğini belirten Taşkın, "1980'lerden sonra Türkiye'de yapılan reformlar ve sanayi hamleleriyle ülkemizin başarı tecrübelerini Afrikalı dostlarımızla paylaşmalıyız. Türkiye'nin sanayileşme tecrübesi Afrika'ya örnek olacaktır." dedi.
Taşkın, Afrika'da ulaşım ağına yönelik projeler geliştirilmesi gerektiğine işaret ederek, bölgedeki ulaşım problemlerinin ticarette hem zaman kaybına hem de maliyet artışına neden olduğunu, ülkelerin birbiriyle ticaretlerini kısıtladığını bildirdi.
"AFRİKA'DAKİ TÜRK YATIRIMLARI 6,2 MİLYAR DOLARA YÜKSELDİ"
Türkiye'nin Afrika'daki doğrudan yatırımlarının 2003'te 100 milyon dolar seviyesindeyken geçen yıl 6,2 milyar dolara yükseldiğini aktaran Taşkın, bu yatırımlarla 78 bin kişilik iş gücü yaratıldığını ve Türkiye'nin Afrika'da en çok istihdam sağlayan ülkelerden biri haline geldiğini ifade etti.
Taşkın, söz konusu yatırımların tekstil, demir-çelik, tarım, gıda, çimento ve enerji alanlarında yoğunlaştığına dikkati çekerek, "Bu yıl Güney Afrika'da demir-çelik alanında 42 milyon dolarlık yatırım yapıldı. Burkina Faso'da tekstil alanında 500 milyon dolarlık bir yatırım ve Senegal'de de demir-çelik alanında 2 milyar dolar değerinde yatırımın temelleri atıldı. Ayrıca, Türk firmalarının madencilik ve otelcilik alanlarına da ilgisi artmaya başladı." diye konuştu.
"YATIRIMCININ İHTİYACI TÜRK BANKASI"
Son yıllarda Türk müteahhitlik şirketlerinin Sahra altı Afrika ile ilgilenmeye başladıklarını dile getiren Taşkın, şöyle devam etti:
"Müteahhitlik firmalarımızın bu coğrafyadaki en büyük ihtiyaçları finanstır. Afrika'nın artan iş hacmi, ithalat ve ihracatı limanları tıkamıştır. Gemilerin 15-20 gün limanlarda beklemesi müthiş demuraj maliyetleri oluşturmakta, boşu boşuna Afrikalılara maliyeti olmaktadır. Bugün için Nairobi'de 14 milyar dolarlık demir yolu hattı yatırımı, Tanzanya'da 20 milyon konteynerlik Afrika'nın en büyük yatırımı yapılmaktadır. Liman, kara yolu, demir yolu, hidroelektrik santralleri, termik santraller gelecek yıllarda Türkiye olarak en çok önem vermemiz gereken yatırımlardır."
Taşkın, Türk yatırımcıların bölgedeki en önemli ihtiyacının Türk bankaları olduğunu vurgulayarak, "Yabancı bankalara verdiğimiz komisyonlar çok önemli tarife dışı engellerdir. Afrika ile ihracatı artırmak için kıtaya ihracat yapmak isteyen firmalar, ihracat kredileri ve tercihli krediler aracılığıyla desteklenmelidir." dedi.
"AFRİKA'DA BAŞARI HİKAYELERİMİZİ ARTIRMALIYIZ"
Türkiye'nin Afrika ülkeleriyle savunma sanayinde de güzel iş birlikleri yapabileceğini belirten Taşkın, bölgedeki turizm fırsatlarının da değerlendirilebileceğini bildirdi.
Taşkın, Afrika'nın tarımsal üretim için ihtiyaç duyduğu teknolojinin Türkiye'de olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin en büyük gücü sanayisidir. 170 milyar dolar ihracatımızın yüzde 50'sini Avrupa ülkelerine yapmamız Türk sanayisinin en büyük kalite ve verimlilik başarısıdır. Türk mallarının Afrika'daki imajı 'Avrupa kalitesinde, Uzakdoğu fiyatında' şeklindedir. Türk malı denildiğinde herkes saygı duymaktadır. 1 milyar insanın yaşadığı, 1 trilyon dolar ticaret hacminin olduğu koca bir kıtadaki 25 milyar dolarlık ticaret hacmimiz hiçbir şeydir. Çok iyi organizasyonlar, verimli ziyaretler, samimi siyasi ilişkilerle çok kısa zamanda Afrika'da başarı hikayelerimizi artırmalıyız."