Nilgün KARATAŞ
Oluşturulma Tarihi: Aralık 09, 2005 00:00
Bankalara borçlu olanları koruyan bazı uygulamalardan yakınan HSBC Bank Genel Müdürü Piraye Antika, ‘Adam bankaya borçlu, ödemiyor, bakıyorsunuz eşi mücevherleriyle sosyete dergilerine kapak oluyor, poz veriyor. Böyle bir durum olabilir mi’ dedi.
HSBC Bank Genel Müdürü Piraye Antika, bankaların taammüden (tasarlayarak) sorun çıkarmadığı sürece borçlu ile anlaşma yoluna gittiğini söylerken, borçuluyu koruyan bazı uygulamaların suiistimallere yol açtığını ifade etti. Bu konudaki tepkisini, ‘Adam bankaya borçlu, ödemiyor, bakıyorsunuz eşi mücevherleriyle sosyete dergilerine kapak oluyor, poz veriyor’ diye dile getiren Piraye Antika, Türkiye’de ‘borçluyu korumak gerekir’ mantığı bulunmasını eleştirdi.
BORÇLUNUN CEZAİ EHLİYETİ: Türkiye’de sık sık gündeme gelen banka ve kredileri kullanıcıları arasındaki ilişkide bankalara haksızlık edildiği görüşünü savunan Antika, ‘Türkiye’de maalesef ‘borçluyu korumak gerekir’ mantığı hakim. Oysa borçlunun cezai ehliyeti yoktur diye düşünmek yanlış’ diye konuştu. Borç ilişkisinde bankaların sürekli eleştiri oklarına hedef olduğunu söyleyen Antika, ‘
Kredi vermezseniz suçlanıyorsunuz, kredi verirseniz de suçlanıyorsunuz. Faiz yükselirse da bankalara kızılıyor, faizler düşürülse yine bankalara ne oluyor deniyor’ dedi.
MEVDUATIN BEKÇİSİYİZ: Bankaların bu noktada ‘mevduatın bekçisi’ olduğunu savunan Piraye Antika, ‘Eğer birisi bankalara bilerek, isteyerek, taammüden sorun çıkarıyorsa, bankaların onun üzerine gitmesinden doğal bir şey olamaz’ dedi. Ancak bazı düzenlemeler nedeniyle borçluların korunmasının haksız uygulamalar yarattığına dikkat çeken Antika, ‘Ortalıkta görüyoruz, adam bankaya borçlu, ödemiyor, lüks yaşantısından hiç taviz vermiyor, eşi de mücevherleriyle birlikte sosyete dergilerine kapak oluyor. Böyle bir durum olabilir mi’ diye konuştu.
İSTANBUL YAKLAŞIMINA BAKIN: HSBC’nin İstanbul Yaklaşımı olarak bilinen Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması’na da imza atan bankalar arasında bulunduğunumadığının hatırlatılması üzerine Antika, şöyle konuştu: ‘O zamanda bu anlayışa karşı çıkmıştık, şimdi ne kadar haklı olduğumuz konusunda kendimizle gurur duyuyoruz. Dönüp bakmak lazım İstanbul Yaklaşımı kapsamınkilerin kaç tanesi ciddi ciddi borcunu ödedi, başarılı oldu diye. Elbette banka kredisiyle çalışan, ancak bazı sorunlar nedeniyle sıkıntıya düşenler olabilir, hatta bir iş yapıp, başaramayanlar da olabilir. Ancak biz zaten banka olarak işini iyi yapmaya çalışan, iyi niyetli insanlarda oturup anlaşma yolunu tercih ediyoruz. İşini yüzdürmek, yürütmek isteyenlere destek olma politikası izliyoruz. Borçlu taahhümmüden sorun yaratmıyorsa biz zaten anlaşma yoluna gidiyoruz. İlişki bankacılığına çok önem veririz ama yanlış işe de yanlış deriz.’
Biz maraton koşucusuyuz
İNGİLTERE merkezli HSBC’nin dünyanın pek çok ülkesinde faaliyet gösteren bir grup olduğunu hatırlatan Antika, Türkiye’ye ilişkin bakış açılarını ise ‘Başkaları 100 metre, biz maraton koşucuyuz. Biz 200 yıllık birikimi olan bir bankayız, girdiğimiz bir ülkeye de uzun vadeli bakarız’ diye konuştu. Sektörde son alımlarla birlikte artan yabancı sayısına ilişkin ise ‘Fiyat değil, maliyet yani akılcı bir rekabet bekliyoruz’ diyen Antika, şu değerlendirmeyi yaptı: ‘Biz konuya sadece yabancılar geliyor diye bakmıyoruz. Türkiye’de gerçekten işini yapan, kaliteli yerli oyuncular var. Zaten son gelenlerin arasında yüzde 50-50 ortaklık yapanlan olması da dikkat çeken bir konu. Bu dünyanın her yerinde kolay olan bir iş değildir, böyle bir ortaklık yapısı yerli bankalarımızın kalitesini gösteriyor.’
Borcu erken kapatmanın cezası olmalı
KONUT kredilerinde yüzde 1.14 ile diğerlerine göre düşük olmayan ancak 30 yıl ile en uzun vadeyi uygulayan HSBC’nin rekabet konusunda geri kalmadığını söyleyen Antika, tüketiciye de sadece faiz oranlarına bakmayıp, iyi bir maliyet analisi yapmaları uyarısında bulunuyor. Bu arada düşen faizle birlikte gündeme gelen refinanse konusunda ise Antika’nın görüşleri şöyle: ‘Borcu erken kapatmanın bir ceza olmalı. Çünkü sonuçta bankalar da tüketiciye verdikleri kredileri aldıkları kredilerle fonluyor. Tüketici gelip borcunu kapatıyor ama bankaların dönüp de borcunu kapatma imkanı yok. Belli bir faizle, belli bir vadeyle aldığınız bu fonların da bir maliyeti var, banka bu maliyeti üstleniyor.’
Demirbank’taki cesaretimizle örnek oluşturduk
TMSF’ye ait olan Demirbank hisselerini 20 Eylül 2001 tarihinde 350 milyon dolara satın almaları konusunda ‘Banka büyüklüğüne kapı pencere olarak bakmamak lazım’ diyen Piraye Antika, fiyat analizi yapıldığında bugünkü satışlara göre verdikleri rakamın küçük olmadığı görüşünde. Bir bölümünü devraldıkları Demirbank’ın 850 milyon dolarlık aktif büyüklüğüne karşın o dönemde daha az şube sayısı bulunan HSBC’nin 900 milyon dolarlık büyüklüğü bulunduğunu hatırlatan Antika, şunları söyledi: ‘Demibank’ı aldığımızda o günkü tarihte böyle bir işi yapmak cesaret isterdi, biz o cesareti gösterdik. En cesur biz çıktık, bu konuda diğerlerine öncülük yaptık. Bu cesareti göstermekten hem biz çok memnunuz, hem de merkez. Kriz döneminde biz bu işi yaparak, yabancı bankaların Türkiye’ye olan ilgisini artırdık diye düşünüyoruz.’
Büyüme planımız var 8 bin çalışana ulaşacağız
DEMİRBANK’ın ardından Boyner Holding’ten Advantage’ı satın almış olmaktan çok memnun olduklarını, böylece bireysel bankacılıkta önemli bir gelişme kaydettiklerini dile getiren Antika, bundan sonrasına ilişkin olarak ise ‘Büyüme stratejimiz var ancak şu gün itibariyle satın alma planımız yok’ dedi. Şu anda organik büyümeyi öngördüklerini ve 2 ile 5 yıl içerisinde 2 katı bir büyüme öngördüklerini dile getiren Antika, ‘Şu anda çalışan sayımız 4 bin kişi, birkaç yıl içinde bunu 2’ye katlarız. Bunu yapmak için da satın almalara ihtiyacımız’ yok diye konuştu. Halen Londra, Hong Kong, New York, Paris ve Bermuda borsalarında işlem gören HSBC’nin Türkiye’de de halka açılmasını arzuladıklarını belirten Antika, ‘Ancak merkezin kısa vadede böyle bir planı yok. HSBC sonuçta yüzde 100’ü halka açık bir grup. Ancak pekçok ülkede faaliyet göstermesine karşın bazı ülkelerde işlem görüyor’ dedi.