Açtım IMF'ye sordum vergiyi indirdim

Güncelleme Tarihi:

Açtım IMFye sordum vergiyi indirdim
Oluşturulma Tarihi: Ekim 01, 2001 00:00

İnternet sitelerinin ekranı torba değil ki, birileri büzüp de, herşeyi yazmalarını engellesin.Her fısıltı, internet ortamındaki haber sitelerinde haber oluyor.Geçen cuma günü internet sitelerinden birinde, yine ‘‘IMF istedi, şu kadar banka sırada’’ gibisinden bir haber yer aldı. Bürokraside de görev yapmış bir bankacıyla sohbet ederken konu açıldı, tepkisi şöyle oldu:‘‘Böyle söylentilerin çıkması normal. İş o hale geldi ki, tek tek bankalarla ilgili raporlar IMF'ye veriliyor. Zaten IMF'nin şimdiki Türkiye Şefi Juha Kahkonen tipik Kuzeyli. Alıyor eline raporları, ‘Falanca bankanın sermaye yeterlilik rasyosu 8'in altına düşmüş' deyip, kayda geçirilmesini istiyor. Oysa ülkede kriz var. Sermaye yeterlilik rasyosunun bir anlamı kalmamış. Satıp da banka sermayesini güçlendirecek malın da değeri ölmüş eşek fiyatına inmiş. Soruna daha yumuşak çözüm bulmak gerekiyor.’’Söz IMF’den esneklik istemekten açılmışken, geçen perşembe Ankara'da yapılan ‘‘Finans ve Üretim Zirvesi’’nden yansıyan bir bilgiyi aktaralım.Devlet Bakanı Kemal Derviş'in perşembe akşamı ani bir kararla topladığı zirveye iş dünyasından TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Bankalar Birliği Başkanvekili Akın Akbaygil de katıldı.Bürokratların da hazır bulunduğu zirvede söz geldi, özel sektörün bazı isteklerine dayandı. İşte bu noktada Derviş'ten ilginç bir örnek geldi:‘‘Bize makul isteklerle gelin, yapalım. Bakın otomotiv sektörü buna bir örnektir. Bizden Ek Vergi indirimi istediler. Ben de açtım, IMF'ye sordum. Onlar da kabul ettiler. Böylece otomobildeki Ek Vergi'yi yüzde 12'den yüzde 6'ya indirmeye karar verdik.’’İşler ne hale geldi.En küçük bir adımda IMF'ye, ‘‘İzin veririr misin?’’ deniyor.Bu durum IMF'ye gönderilen mektuba koalisyonun üç liderinin imza atması üzerine yaptığımız ‘‘Suharto muamelesi’’ benzetmesini bir kez daha doğruluyor.Bakalım IMF'den izin istemenin sınırı daha nereye dayanacak?Sezer, Ecevit'le açıkça hesaplaşıyorGEÇEN pazartesi Hürriyet'in sürmanşetinde, ‘‘Sezer, Ecevit'i savcılığa verdi’’ haberi vardı.Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, kendisine bağlı Devlet Denetleme Kurulu'nun (DDK) hazırladığı kamu bankalarıyla ilgili 27 dosyayı doğrudan savcılığa göndermişti.Bu dosyalar arasında, hükümetin tavsiyesiyle Vakıfbank'tan Kamuran Çörtük'ün Romanya'daki bankası BTR'ye 45 milyon dolar aktarılması da vardı.Sezer, DDK raporunu 2.5 ay önce Başbakanlık'a göndermiş, soruşturma açılmayınca kendisi doğrudan dosyayı savcılığa göndermeyi yeğlemişti.Peki Sezer'in bu davranışı hukuka uygun mu?Ekonomi bilgisinin yanısıra hukuk bilgisine de çok güvendiğim Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) eski Başkanı Ali İhsan Karacan'a göre değil.Karacan, Dünya Gazetesi'ndeki köşesinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nu (BDDK) DDK'nın denetleyip, denetleyemeyeceği konusunu iki ayrıntılı yazıyla ele aldı.Karacan'a göre, Sezer'in DDK raporlarını doğrudan savcılığa göndermesi Anayasa'nın 108'inci maddesine uymuyor. Ayrıca, DDK'nın kuruluş kanununa da pek uygun düşmediğini savunuyor.Karacan, ‘‘DDK raporları ön rapor niteliğindedir. Cumhurbaşkanı bunları Başbakanlık'a gönderir. Başbakanlık'tan da ilgili kuruluşlara gider. İlgili kuruluş değerlendirmesini yapıp, Cumhurbaşkanlığına bildirir.’’Hukukçu Cumhurbaşkanımızın DDK'nın hukuki durumunu atlamış olması mümkün değil.Geriye, banka raporları üzerinden ‘‘Sezer-Ecevit hesaplaşması’’nı düşünmekten başka şey kalmıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!