Güncelleme Tarihi:
Ölken, tağşişli zeytinyağına dikkati çekmek için düzenlediği basın toplantısında, zeytinyağı sektörünün yıllardır zeytinyağına yapılan tağşiş nedeniyle sıkıntılı bir süreç yaşadığını belirtti.
Bu sorunun yıllardır devam ettiğini ve bu soruna yönelik çok ciddi tedbirlerin sektör ve devlet tarafından alınamadığını savunan Ölken, son zamanlarda yoğun şekilde kanola yağı karışımı ve kolon zeytinyağı tağşişi denilen yüksek asitli zeytinyağların deoderize edilmesi sonucu asitliğin düşürülerek sızma zeytinyağı ile karıştırılıp sızma adı altında satışa sunulması nedeniyle sektörde haksız rekabet yaşandığını anlattı.
Ölken, tüketicinin zeytinyağları konusunda aldatıldığını ve tüketicinin sağlığı ile oynandığını dile getirerek, ayrıca bu tağşişli ve duyusal kriterlere uymayan yağların tüketicinin damak tadının bozulmasına ve zeytinyağı tüketiminin artmasının önlenmesine neden olduğunu kaydetti.
Bu sorunların önüne geçilmesi için sektörün ortak akıl ve güçbirliği içinde zeytinyağı tebliğinin değiştirilmesini sağladığı ve kolon zeytinyağı tağşişine ceza kesilmesi için Tarım ve Köyişleri Bakanlığının tebliğine, ilgili kriterleri eklettiğini anlatan Ölken, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak her zaman olduğu gibi her şeyi devletten beklememek gerektiği inancıyla Zeytindostu Derneği olarak sektördeki sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla zeytinyağında yapılan tağşişi önleme ve tüketimi artırma faaliyetlerini başlatmış bulunuyoruz. Bu çalışma kapsamında öncelikli hedefimiz, market raflarında yer alan markalı ürünler ve market markalı ürün zeytinyağlarında yapılan duyusal ve kimyasal tağşişe engel olmaktır.
Ana hedefimiz ise bu çalışmalar sonucunda gerçek kalitede ve lezzette zeytinyağıyla tüketiciyi buluşturmaktır. Yıllarca karışım içeren ve kodekse uygun tada ve kaliteye sahip olmayan yağların tüketime sunulması pek çok tüketiciyi zeytinyağından soğutmuştur. Tüketici zeytinyağı alırken fiyatına göre değil, kalite kriterine göre seçim yapmalıdır. Elbette fiyat ile kalite doğru orantılıdır fakat kaliteyi belirleyen bir kriter değildir. Tüketiciler mutlaka ambalajlı, markalı ürünleri tercih etmelidir.”
“AMBALAJSIZ VE MARKASIZ YAĞLARI ALMAYIN”
Metin Ölken, sektörde yıllardır süregelen sorunu aydınlatacak bu çalışmada, market raflarında yer alan ürünlerin kontrolü için marketlerle iş birliği yapılacağını, çalışma kapsamında ilgili marketlerin genel müdürlüğünden bir yetkilinin de katıldığı bir çalışma komitesi kurulacağını belirtti.
Yetkili kişilerce ürün alınarak Uluslararası Zeytin Konseyi akreditasyonuna sahip bir laboratuvarda kimyasal ve duyusal analizlere tabi tutulacağını bildiren Ölken, sonuçları Tarım ve Köyişleri Bakanlığının tebliğine uygun olmayan ürünlerin raflardan toplanması ve de firmanın uyarılması konusunda marketlerden destek alınacağını, çalışma sonunda sorunlu çıkan ürünlerin kamuoyuna duyurulacağını ve gerekli çalışmaların yapılması için Tarım ve Köyişleri Bakanlığına konunun iletileceğini söyledi.
Türkiye'de zeytinyağının kişi başına tüketiminin 1-1,5 kilogram gibi düşük bir düzeyde olduğunu dile getiren Ölken, bugün Türkiye'nin en yakın komşusu olan Suriye'de bu rakamın 7-8, İtalya, İspanya gibi ülkelerde de ise 15 kilogram olduğunu ifade etti.
Ölken, Türkiye'de zeytinyağının az tüketilmesinin sebeplerinden birinin de fiyatın dışında, kaliteyle ilgili yanlış uygulamalarla piyasaya verilen ürünlerden dolayı, tüketicilerin gözünde zeytinyağının değerinin düşürülmesi olduğunu vurguladı.
Ölken, markasız ve açık zeytinyağlarının alınmaması gerektiğini vurgulayarak, pazarlarda ve yol kenarlarında satılan zeytinyağlarına karşı tatilcileri daha önceden uyardıklarını, buralarda satılan ürünlerin takip edilemediğini kaydetti.
EZZİB BAŞKANI ALİ NEDİM GÜRELİ
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği (EZZİB) Başkanı Ali Nedim Güreli de zeytinyağının dünyadaki en kıymetli yağlardan biri olduğunu belirtti.
Güreli, tağşişin, daha ucuz bir yağ ile daha pahalı bir yağın karıştırılması olduğunu dile getirerek, böylelikle haksız bir rekabetin oluşturulduğunu anlattı.
Dünyada rekabetin “ucuz olsun da ne olursa olsun” anlayışı ile sürdürüldüğünü, Türkiye'de “çok iddialı” birçok süpermarket zincirindeki felsefenin de bu olduğunu savunan Güreli, marketlerden noter vasıtasıyla zeytinyağı alıp, tahlil ettireceklerini ve standartlara uymayan bütün zeytinyağlarını Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bildireceklerini dile getirdi.
İhracat yapan firmalara devletin yeterlilik belgesi verdiğini anımsatan Güreli, bugünden itibaren sızma zeytinyağı ihraç eden herkesin bu yeterlilik belgesini kullanmamalarını ve sızma ihraç eden herkesin malının devlet tarafından kontrol edilmesini isteyeceklerini kaydetti.
Güreli, bu yıl zeytin rekoltesi açısından çok parlak bir yıl beklemediklerini bildirdi.
“KENDİ KAPIMIZIN ÖNÜNÜ SÜPÜRMELİYİZ”
Aydın Ticaret Borsası Gora Kontrol Laboratuvarı Genel Müdürü Ülkü Ülken ise Migros, Şok, Tansaş, Tesco Cipa gibi marketlerin bu konuda kendileriyle iş birliği yapacaklarını bildirdiklerini aktardı.
Ülken, hedeflerinin “kendi kapılarının önünü süpürmek” olduğuna değinerek, gümrüklerdeki tağşiş oranlarına bakıldığı zaman Türkiye'nin yüzde 49 ile birinci sırada geldiğini anlattı.
Ambalajsız ve markasız ürünlerde tağşiş oranının yüzde 80-90'lara vardığını dile getiren Ülken, tüketicilerin bu ürünlerden uzak durması için markalı ürünlere yönelmesi gerektiğini anlattı.
Ülken, öncelikle büyük marketlerde bu tahlilleri yapacaklarını, daha sonra perakende dernekleri ile yerel marketlere de ulaşacaklarını sözlerine ekledi.