Nilgün KARATAŞ
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 20, 2008 00:00
Acıbadem Sağlık Hizmetleri’ne ortak olarak Türkiye pazarına giren Dubai merkezli private equity (girişim sermayesi) şirketi Abraaj’ın Türkiye’den sorumlu İcra Direktörlüğü’nü yürüten Selçuk Yorgancıoğlu, yeni satın almalarla büyüyeceklerini söyledi. Konjonktürün planlarını etkilemeyeceğini söymeyen Yorgancıoğlu, hedeflerini "2 yılda Türkiye’nin en büyük private equity şirketi olmak" diye açıkladı.
DUBAİ Merkezli Abraaj Capital, Türkiye pazarında yeni ortaklıklarla büyüme planları yapıyor. Acıbadem Sağlık Hizmetleri’nin yüzde 50’sine ortak olarak Türkiye pazarına giriş yapan Abraaj’ın hedefinde, "Türkiye’de toplam yatırım tutarı en büyük private equity şirketi olmak" yer alıyor. Abraaj Capital’in Türkiye’den Sorumlu İcra Direktörü Selcuk Yorgancıoğlu, bu hedefe 2 yıl içinde ulaşmayı planladıklarını açıklarken, içinde bulunulan iç ve dış konjonktürün bu planları etkilemeyeceğini vurguladı.
Acıbadem Sağlık Hizmetleri’yle ortaklık sırasında Deutsche Bank’ın Genel Müdürü olarak danışmanlık yaptığı, ardından üst yönetimine girip, Türkiye sorumluluğunu üstlendiği Abraaj’ın halen 5 şirket ile görüştüğünü belirten Yorgancıoğlu, Türkiye’ye yaklaşımlarını şöyle anlattı:Abraaj’da, Türkiye çok sevilen bir ülke. Çünkü insanımız huyu Körfez’de sevilir, memleketimizin doğası sevilir, piyasalarımızın verimliliği sevilir, kültürümüz birbine benzer. Abraaj olarak sağlık, enerji, medya, hizmet(finans dahil), perakendecilik ve sanayi şirketleri ile geniş bir yelpazemiz var."
3 milyar dolara kadarAcıbadem ortaklığının Türkiye’deki 3 büyük private equity yatırımından biri olduğuna dikkat çeken Yorgancıoğlu, "Şu anda ilgilendiğimiz 5 şirketten bazılarını yaz sonuna kadar sonuçlandırmak istiyoruz. Türkiye’yi beğeniyoruz ve ayırdığımız büyük miktarda bir para var. Para harcamak için acelemiz yok ama bu alanın lideri olmak istiyoruz" dedi. Yatırım tutarı konusunda bir limitleri olmadığını söyleyen Yorgancıoğlu, şöyle konuştu: "100 milyon dolardan 3 milyar dolara kadar yatırımlara çok rahat bakabiliriz. İyi yönetilme özelliği ile meşhur şirketlerle ilgileniyoruz. Bizden gelecek parayla işini 2-3 misli büyütecek şirketlerle çalışıyoruz."
İçinde bulunulan konjonktürün Abraaj’ın Türkiye’ye ilişkin programını aksatmayacağını dile getiren Yorgancıoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: "Şu anda yaşadığımız hareketlilik, dış dünyada yaşan sıkıntıların da bir parçası, sırf bizim içteki politik gelişmelerden dolayı değil. Politik hareketlilik bizi her zaman sıkıntıya soktu, son birkaç aydır yaşadığımız da bu. Fakat kamu kuruluşları çok kuvvetli bankacılık sistemi çok kuvvetli. Dünyada olabilecek herhangi bir sıkıntıya biz çok hazırlıklıyız. 94, 98 ve 2001 dönemlerinin aksine, Türkiye ilk defa problemin önünde değil, arkasında gidiyor. Türkiye’nin alt yapısı ve temel göstergeleri çok olumlu olduğundan önümüzün çok açık olduğunu düşünüyorum. Siyasi olarak atmosferin bozulması çoğu yatırımcı için sıkıntı yaratır, bizi daha az etkiler. Ancak private equity uzun dönemli bir iş olduğundan bu tarz dönemlerden çekinmeyiz. Girdiğimiz şirketlerde 5 seneye kadar çok rahat kalırız."
Körfez sermayesine 2’nci sınıf muamele yapıldı
SON zamanlarda artan ilgiye karşın Türkiye’ye gelen sermayede halen Avrupalılar’ın başı çektiğini, Körfez sermayesinin neden hálá onlarla yarışamadığı yönündeki soruya Selçuk Yorgarcıoğlu, şu yanıtı verdi: "Türkiye’de olması gereken kadar Körfez sermayesi yok çünkü, biz bundan 5 yıl öncesine kadar, 2’ci sınıf sermaye muamelesi yapmışız. Hep Avrupa ve Amerika’ya yönelik çalışmışız, Körfez’e yönelik hiç promosyon çalışması yapmamışız. Körfez sermayesi çok bilinçi. Derslerine çok iyi çalışıyor ve çok profesyonel yönetiliyorlar. Davet edilmedikleri ve saygı görmedikleri yere girmemişler. Üstelik Türkiye’de geçmişte kötü davranıldıkları da olmuş. Son 5 senedir artan bilinçle, bizde Türkiye’ye yönelik bilgilendirdiğimiz için Körfez yatırımcısının ilgisi arttı. 5 yıl önce Dubai’den gelen birine Türk şirketleri ilgi göstermezlerdi, son 5 senedir çok ilgi görüyoruz. Bu konuda Türkiye’nin geç kalmışlığı olduğunu düşünmüyorum, yapılacak çok iş var."
Acıbadem’i bölgeye açmak için dostlarımız yer arıyor
TÜRK şirketlerinin Körfez’de büyük ilgi gördüğünü Acıbadem örneği ile anlatan Selçuk Yorgancıoğlu, şunları söyledi: "Bölgedeki dostlarımız ve yatırımcılarımız, Acıbadem’i bölgeye açmak için sürekli yer gösteriyorlar. Bizimle çalıyan bütün şirketler için geçerli bir anda o bölgeye davet edilir. Acıbadem bölgede bazı yerlerde hizmet vermeye, hasta turizmine başladı. Acıbadem bütün zamanlarda profesyonelce yönetilen bir sağlık grubu. Hedefimiz Acıbadem’in Türkiye’de büyümesi kadar, bölgesel bir oyuncu olması."
Naqvi ve 250 güçlü adam 5.5 milyar doları yönetiyor
ABRAAJ’ın bölgesinin n büyük private equity şirketi olduğuna dikkat çeken Selçuk Yorgancıoğlu, şirketini şöyle tanıttı: "Abraaj şu anda 5.5 milyar
dolar civarında bir fonu yönetiyor. Şu anda yeni bir fon kurma aşamasındayız. Yıl sonuna Abraaj’ın yönettiği büyüklük 10 milyar doları bulacak. Abraaj’ın merkezi Dubai ama, çalışan 140 kişi dünyanın 29 değişik ülkesinden. Bölgedeki tüm ülkelere bakıyoruz ama fokusumuz Pakistan, Sudui Arabistan, Körfez Bölgesi, Mısır ve Türkiye. Abraaj’ın yüzde 30’u kurucusu ve CEO’su olan Arif Naqdi’ye ait. Yüzde 10 Deutchebank, yüzde 10 Citibank, geri kalan yüzde 50 de bölgenin en kuvvetli yatırımcılarına dağılmış durumda. Bizim 250 yatırımcımız var ve bunlar Körfez Bölgesi’nin en zengin en kuvvetli adamları. Şeyh El Maktum’un Dubai Holding’i de Abraaj’ın yatırımcıları arasında. Herkes Abraaj’a kendi iştiraki gibi gördüğü için bölgede çok yardım görürüz, bize ’bu bölgeden fırsat çıkarmaya gelmiş gibi değil de bizden aldığı paraya değer katacak’ diye bakarlar. Bizimle çalışan şirket bölgede inanılmaz bir güç kazanıyor."
Türk medyasını Körfez’e açabiliriz
ABRAAJ’ın ilgilendiği sektörlerden biri olan medyada, daha çok Körfez bölgesinde neler yapabileceklerini araştırdıklarını anlatan Selçuk Yorgancıoğlu, şöyle konuştu: "Türkiye’de piyasası, Körfez bölgesine göre çok daha ileri, çok profesyonellişmiş durumda. Türkiye’de medyada bizim koyabileceğimiz bir katma değer göremedik. Ancak sağlıklı gruplardan biriyle çalışmayı düşünebiliriz. Türkiye’de zaten büyümüş gruplar var onları Körfez’e açmak gibi bir çalışmamız olabilir."