Güncelleme Tarihi:
Şimşek, Kanal 7'de katıldığı programda, dünya ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Küresel ekonominin kısa vadede iyi gittiğini, büyümede, ticarette canlanma bulunduğunu anlatan Şimşek ancak orta ve uzun vadeli bakıldığında dünya ekonomisinin önünde para politikasındaki gelişmeler, korumacılığın artması, nüfusun yaşlanması, gelir dağılımında bozulma, küresel terör gibi önemli tehditler ve riskler olduğunu kaydetti.
Şimşek, "Küresel ekonomide kısa vadede durumlar iyi, orta ve uzun vadede ne olacağı konusu biraz da dünyanın önde gelen aktörlerinin sorumlu davranıp davranmayacağı ile ilgilidir. Bu tehditleri, riskleri bertaraf etmek için sorumlu siyaset ve ve çözüm üretmek gerekiyor. Çözüm de yapısal reformlardan geçiyor." diye konuştu.
Türkiye ekonomisinin dışarıdan nasıl görüldüğünün sorulması üzerine Şimşek, dışarıda makro ekonomik göstergelerin imrenilerek takip edildiğini söyledi.
Türkiye ekonomisinin son 15 yılda büyük başarı hikayesi yazdığını anlatan Şimşek, şöyle devam etti:
"Batı'yla ilişkilerin zedeleniyor olması yatırımcının kafasında önemli bir soru işareti. Biz aslında şunu diyoruz. Yakın dönemde Türkiye'nin yaşadıklarını siz ileri projekte etmeyin. Yani projeksiyonlarınızı, tahminlerinizi yaparken bizim yakın dönemki travmalara, krizlere sıkıntılara, başımıza gelen felaketlere verdiğimiz tepkiyi daha çok bu bağlamda değerlendirirseniz, Türkiye'yi daha iyi anlarsınız. Türkiye'nin en yüksek demokratik standartlara erişme iddiasından asla vazgeçmedik. Hukuk devleti ilkesini pekiştirme noktasında zerre kadar tereddümüz yok. Temel hak ve özgürlükler anlamında Türkiye AK Parti'nin ilk günündeki gibi iddialıdır. Türkiye kendi vatandaşları için bu bölge, coğrafya için istikrar, barış, huzur daha çok demokrasi, hak ve özgürlük ve daha güçlü bir hukuk devleti istiyor."
"TÜRKİYE YOL AYRIMINDA DEĞİL, RAYDAN ÇIKAN BİR ŞEY YOK"
Şimşek, Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı büyük terör tehditi, hain darbe girişiminin, ülkeyi bir takım tedbirleri almaya zorladığını belirterek,
"Dolayısıyla Türkiye hiçbir şekilde AB ile bir yol ayrımında değil, raydan çıkan bir şey yok, geçici bir dönem. Herhangi bir Avrupa ülkesinin başına bunca felaketler, bunca komplolar kurgulansa tepki çok farklı olmaz, hatta belki bizden daha kötü olurdu. O nedenle 'sakin olun' diyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'yle ilgili olumsuz haberleri de eleştiren Şimşek, "Bardak yarı boş görünüyor şu anda. Olumsuz haberler genelde hemen fiyatlanıyor." dedi.
Türkiye'nin geçen seneki şoku başarılı şekilde atlattığını, muazzam bir büyüme performansı gösterdiğini ifade eden Şimşek, bütçedeki bir miktar bozulmayı düzeltecek tedbirleri de hemen ortaya koyduklarını söyledi.
Şimşek, "Şimdi biz tekrar yapısal reformlar gündemine odaklanmışken, ne çıktı önce 'AB müzakereyi kesecek' denildi, kur 3,40'a doğru gelirken,fırladı. Kesilmedi müzakereler ama haber çıktı, olumsuz olarak satın alındı ve şimdi olup olmaması pek önemli değil. İkinci konu 'Türk bankalarına yaptırım olacak' denildi. Bırakın Türk bankalarına yönelik yaptırım kararı, henüz bir banka dışında bir sorgulama dahi yok. Sadece bir bankayla ilgili bir döneme işlemlere ilişkin sorular var, o sorulara da gereken cevaplar veriliyor." dedi.
"TAM TAKDİR EDİLECEKKEN, BATI'YLA İLGİLİ SORU İŞARETLERİ ARAYA GİRDİ"
Hükümetin darbe teşebbüsünün ardından ekonomi anlamında doğru tepki verdiğini, doğru mekanizmaları teşvikleri düzenlemeleri yaptığını ve ekonominin hızla toparlandığını anlatan Şimşek, şunları kaydetti:
"Bu tam takdir edilecekken, Batı'yla olan ilişkiler noktasındaki tedirginlikler, soru işaretleri araya girdi. Bu, beraberinde ekonominin bazı göstergelerinde de olumsuz bir döngüye yol açıyor. Bu tedirginlikler, soru işaretleri olmasa, kur hareketlenmese, enflasyon çift hane riski ortaya çıkmazdı. Faiz konusu benzer şekilde, bunların hepsi birbiriyle ilişkili. Son yıllarda maalesef Türkiye'ye karşı çok geniş bir şer cephesi var, FETÖ, PKK çalışıyor, Türkiye karşıtı kesimler bir anlamda bayram ediyor. Çünkü onlar zaten Türkiye'nin batıdan kopmasını istiyorlar."
FETÖ darbe girişiminin dışarının kolay anladığı bir olay olmadığını ifade eden Şimşek, ülkenin en kötüsünü geride bıraktığını, şimdi bu şoklara karşı direnci artıracak, evini düzene koyacak çabalarına devam etmesi gerektiğini söyledi.
Şimşek, bu anlamda da yapısal reformların gündeme geldiğini dile getirerek, işgücü piyasasında, Ar-Ge'de, birçok reform yapıldığını, finansmana erişim konusunda önemli düzenlemelerin hayata geçirildiğini anlattı.
Şimşek, "Son bir yılda yapısal reformlarda ciddi ilerleme oldu ama ortalık toz duman olduğu için takdir edilmiyor." diye konuştu.
Türkiye'nin cari açık, enflasyon problemlerinin olduğunu ancak kendilerinin bunun daha yönetilebilir seviyeye çektiklerini dile getiren Şimşek, "Özellikle cari açık problemi bundan 7-8 yıl önce çok daha ağır, büyük problemlerdi. Biz bu problemleri daha yönetilebilir düzeye çektiğimiz dönemde lira üzerine bu kadar baskı var. Yani cari açık 2020-2011'de milli gelirin yüzde 8-9 seviyesine çıkmıştı. Şimdi altın hariç milli gelirin yüzde 3.6 şu anda." ifadelerini kullandı.
"HEDEF AB İLİŞKİLERİ DEĞİL, TÜRKİYE EKONOMİSİ"
AB'nin 2018 bütçesinde Türkiye için öngörülen fonlarında 105 milyon avro kesintiye gidilmesini kararlaştırdığının hatırlatılması üzerine de Şimşek, "Bir şey değil, haber etkisi çok kötü ama kendisi hiç anlamlı değil. 2018 yılında muhtemelen Türkiye, küresel sistemden minimum 210 milyar dolarlık kaynak bulacak, yani yaklaşık 180 milyar avro. Bu 180 milyar avronun içinde 105 milyon avrodan bahsediyorsunuz." dedi.
Şimşek, Türkiye'nin hiçbir zaman Avrupa'dan gelecek kaynağa, yardıma sırtını dayamadığını, böyle bir beklentisinin olmadığını vurguladı.
Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Biz zaten uluslararası piyasalarda hakkımızla, saygınlığımızla, şirketlerimizin, Hazine'nin ortaya koyduğu performansıyla, kaynak noktasında bugüne kadar sorun çekmedik. Şimdi bu üretilen spekülatif nitelikli haberler ortamla uyumlu olduğu için bizi etkilemeye başladı." diye konuştu.
AB'nin Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı olduğuna işaret eden Şimşek, Türkiye'nin en çok doğrudan yatırım çektiği, en çok turistin geldiği, en çok finansmanın sağlandığı bölgenin Avrupa Birliği olduğunu söyledi.
Şimşek, "AB ile ilişkiler kopuyor' dediğiniz an, aslında hedef Avrupa Birliği ilişkileri değil, hedef Türkiye ekonomisi." dedi.