Güncelleme Tarihi:
Kasım krizi sonrasında Türkiye'nin uluslararası piyasalarda güven kaybettiğini belirten ABN Amro, bu güvenin yeniden kazanılabilmesi için hükümetin çok kısa zamanda bir ‘B planı’ açıklaması gerektiğini savundu.
Dünyanın en büyük finans kuruluşlarından ABN Amro, Türkiye'nin uluslararası piyasalarda yeniden güven kazanabilmesi için, çok kısa zamanda bir ‘‘B planı’’ açıklaması gerektiğini savundu.
ABN Amro'nun, 8 Şubat'ta yayınladığı ‘‘Türkiye, tüm olumsuzluklara rağmen’’ başlıklı raporda Türkiye'nin 2000 yılı Kasım ayında yaşamaya başladığı mali krizin henüz bitmediği ve hükümetin piyasadan gelen sorulara doyurucu yanıtlar vermediği belirtilerek şu değerlendirme yapıldı:
‘‘Şu anki havayı tersine çevirmek ve yatırımcıların güvenini yeniden kazanmak için programa yönelik tehditlerin iyi belirlenmesi ve çok çabuk bir şekilde B planının açıklanması lazımdır.’’
Raporda yer alan ve bu değerlendirmenin ardından Türk ekonomisine ve istikrar programına güven cümlelerine yer verildi ve şöyle denildi:
‘‘1998 ve 2000 yılının Kasım ayında olduğu gibi ABN Amro felaket senaryoları yapan kalabalıktan ayrılmakta ve felaket senaryosunun gerçekleşmesine düşük bir olasılık vermektedir.’’
Türk ekonomisinin son 3 ayının incelendiği ayrıntılı raporda ‘B planı’nın neden gerekli olduğu açıklandı ve şu noktalara değinildi:
YAZA KADAR RAHAT
Türkiye'nin uyguladığı istikrar programının 5 bileşeni bulunuyor. Bu bileşenler, IMF, Dünya Bankası, hükümet, piyasa ve bürokratlar. IMF ve bürotratlar ayrıntılı bir yol planı çıkardılar ancak bu yol planının tümüyle uygulandığını söylemek zordur. Piyasa bileşenlerinin çok azı 2000 yılı yaz ortasında sonra program uygulamasının devam edeceğine inanmaktadır.
Bu durumda hükümetin programın uygulanması konusunda güvenilirliğe ihtiyacı vardı. Hükümet, IMF ile ortaklaşa oluşturduğu istikrar programını adım adım hayata geçirse bile, yine de bir B planı açıklamaya ihtiyacı vardır. Bu, hükümetin kendisine kaybolan güveni tekrar sağlaması için lazımdır.
Türk hükümetinin özelleştirme uygulamasındaki bazı eksiklerine rağmen yapısal reform politikasını uygulamaya devam edeceğine inanıyoruz. Türkiye'nin enflasyonla mücadele programı Türk Telekom'un satışına indirgenemez. Türkiye, bütçe harcamalarının kontrol altına alınması, sosyal güvenlik reformunun gerçekleştirilmesi ve tarım reformunun sağlanması gibi belli başlı uygulamaları hayat geçirdiği taktirde istikrar programı başarıya ulaşabilir.
Koalisyonu bozmak siyasi intihar olur
ABN Amro raporunda Fazilet Partisi'nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması durumunda erken seçimlere gidilme olasılığı da tartışılarak ortaya çıkacak siyasal senaryolara yer veriliyor. Raporun sonuç bölümünde ise hükümetin reform programını uygulamaya devam edeceği görüşünü savunan ABN Amro, ‘‘Koalisyon kendiliğinden bozulmayacaktır. Bu siyasi intihar anlamına gelecektir’’ değerlendirmesini yaptı.
CSFB’den borsa için kötümser tahmin
Uluslararası finans kuruluşu Credit Suisse First Boston (CSFB), İstanbul Menkul Kıymetler Borsası endeksinde kısa vade için yaptığı 1.75-2.5 cent aralığı tahminini revize etti. CSFB, halen 1.4 cent düzeylerinde olan İMKB endeksinin kısa vadede, 1.25-1.75 cent aralığında dalgalanacağını savundu. CSFB raporunda yapısal reformların hızla hayata geçirilmesi ve Türk Telekom özelleştirmesinde başarı sağlanması durumunda borsa endeksinin 2.5 cent'e ulaşma olasılığının bulunduğu belirtildi.
Raporda ayrıca, ‘‘Türkiye'nin IMF destekli istikrar programı konusunda halızırda olumlu düşünüyoruz, ancak bu konuda çok hızlı gelişmeler beklemiyoruz’’ denildi. Raporda, Türkiye'nin yaşadığı olumsuzluklara rağmen Rusya tipi bir krizle karşı karşıya kalmayacağı belirtildi.