Güncelleme Tarihi:
İşte bu sorular eminim birçoğumuzun kafasının içinde sürekli dolanıp duruyor. Türkiye’de üst düzey bir yönetici olsanız da bunun geçerli olduğunu BMW, MINI, Jaguar ve Land Rover markalarının Türkiye temsilcisi olan Borusan Otomotiv’in İcra Kurulu Başkanı ve CEO’su Eşref Biryıldız net olarak ortaya koyuyor.
26 yıl Mercedes’te üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra son 6 yıldır Borusan’da CEO olan 60 yaşındaki Biryıldız, üniversite döneminde yani 38 yıl önce aldığı turizm rehberliği kokartını her yıl muntazam olarak yeniliyor. Yenilemekle kalmıyor zorunlu rehberlik seminerlerine de katılıyor. Yani dev bir firmanın CEO’su bile ne olur ne olmaz diye rehberliği emniyet olarak bir köşede tutuyor.
REHBERLİKTE İYİ PARA VAR
Peki Biryıldız, profesyonel iş hayatına rağmen neden hâlâ rehberlikten vazgeçmiyor?
1975 yılında Marmara Üniversitesi iletişim Fakültesi’nde Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü’nü bitirdikten sonra iş bulamadığı için askerlik yapana kadar turizm rehberliği kursuna gidip rehber olduğunu söyleyen Biryıldız, o dönemi şöyle anlatıyor:
"Okul bittiğinde yedek subay olmak için neredeyse iki yıl sıra beklemek gerekiyordu, ardından da 20 ay askerlik. Yani para kazanmaya başlamak için çok uzun bir süre vardı. Öğrenci iken iş bulabileceğiniz gazeteler ise dağıtımı Sirkeci Garı’ndan ileriye gitmeyen gazetelerdi. Verecekleri ücret ona göre idi. Askerlik yapmamış olmak da ayrı bir sorundu. Turizm ve Tanıtma Bakanlığı uzun bir aradan sonra 1975 yılında nihayet profesyonel tercüman rehberlik kursu açmaya karar verince başvurdum ve yoğun eğitimlerin ardından 1976 yılında rehber olmaya hak kazandım. Ancak İngilizce ile iş bulunması diğer dillere göre daha zor idi. Karaköy Yolcu Salonundaki günlük kalan gemiler 3-4 dil bilen eskiler tarafından parsellenmişti. Bize ancak Rus, İsveçli, Macar gibi gruplar kalıyordu. 1979’da askere gittim ama dönüşte iş için başvurduğum her yerden tecrübem yok diye geri dönüyordum. Bir gün Cumhuriyet gazetesinin kapısına dayanıp yine Darüşşafaka’lı olan Yalçın Pekşen ile randevusuz görüşmeyi başardım.. ‘Ne yapacaksın gazeteciliği, rehberlikte çok daha fazla para var’ demişti.”
Hastayım diye işe gitmeyip tura çıktım
1981’de Mercedes’e işe başladığı ilk haftalarda oryantasyon olduğunu kaydeden Biryıldız, “Sabah Davutpaşa’daki Otobüs Fabrikasındaki üretim hattına giriyor akşam oradan çıkıp servis ile gidiyordum. Çalıştığım departmana pek uğramıyordum. O günlerden birinde bir telefon geldi turizm şirketinden. Çok sıkışmışlardı ve bir günlüğüne acil bir rehber ihtiyaçları vardı. Yalvardılar ben de kıramadım. Şirkete değil tura gittim kimseye de tura gittim diye söylemedim. Hastayım dedim. Düz cehalet yani. Daha ilk haftamda işten atılabilirdim” diye konuşuyor.
EMEK HARCADIM VAZGEÇMEM
Eşref Biryıldız, ‘Neden rehberliğe devam etmek yerine başka iş arıyordunuz’ soruma ise, “Çünkü bir şirkette çalışmaya başlamanın bir yaş sınırı vardı. Onu kaçırırsam artık geri dönüşü yoktu. Ancak şirket hayatının bana göre olmadığını anladığım anda elimde kokartım ve yabancı dilim ile bilgilerimi tazeleyip tekrar rehberliğe dönebilirdim. Rehberlikte eliniz ayağınız tuttuğu ve enerjiniz olduğu müddetçe yaş sınırı yoktu” cevabını verdi.
O dönem bir taraftan rehberlik yapıp bir taraftan da gazete ilanlarından iş aradığını hatırlatan Biryıldız, “Başvurduğum ilanlardan biri bendeki cevheri görüp işe kabul etti. 1981 Eylül ayında o zamanki Otomarsan’da (bugünkü Mercedes-Benz Türk) Yedek Parça İhracat Bölümünde memur olarak işe başladım. Daha sonra 26 yıl Mercedes’te çalıştım ve 2007 yılında Direktörler Kurulu Üyesi ve Pazarlama-Satış Direktörü pozisyonundayken emekli olup Borusan Otomotiv’e transfer oldum” açıklamasını yapıyor.
Hangi rehber bu aracı alacak parayı kazanıyor
EŞREF Biryıldız, 1994 yılında yeni bir uygulama ile üç yıl arka arkaya vize yaptırmayan rehberlerin belgelerinin iptal olduğunu öğrendiğini belirterek şöyle devam etti:
"Yani belgem gitmişti. Tekrar son sınava girdim ve brövemi geri aldım. Sınav Nevşehir’de idi. Sınava girip arkasından Aksaray’daki Kamyon Fabrikasındaki toplantılarıma devam etmiştim. Sonra da her yıl sonunda kasım ve aralık aylarında yapılan konferanslardan en az üçüne katılma zorunluluğu çıktı. Rehberlerin arasına girdiğinizde kendinizi kültür açısından çok geride kalmış hissedersiniz. O konferanslara gittiğinizde salt iş hayatının aslında yavanlığını hissedersiniz. Bu konferanslar o açıdan beni kendime getiriyordu. Yine bunlardan bir tanesi bir hafta sonunda Salıpazarı Güzel Sanatlar Salonu’nda idi. İçeride Otomotiv Distribötürleri Derneği (ODD) toplantılarından tanıdığım Merih Tüzün ile karşılaştık. ‘Abi sen rehber miydin’ diye sorunca, ‘Evet, 1976’dan beri’ diye cevap verdim. ‘Dışarıdaki kırmızı Mercedes CLS senin mi’ diye sordu. ‘Evet’ dedim. ‘Ben de hangi rehber bu aracı alacak kadar para kazanıyor diye şaşırdım görünce ama şimdi anlaşıldı’ dedi.
Kendisi de rehber olan Merih Tüzün, bunu 2001 krizin ertesinde bir ODD toplantısında anlattı. Herkes işinden gücünden endişeli idi. ‘Koskoca firmanın koskoca yöneticisi bile ne olur ne olmaz diye rehberliği emniyet olarak bir köşede tutuyorsa biz ne yapalım’ dedi. Gülüştük. Gülüştük de herkes içinden fena da bir fikir değil gibi düşündü sanırım. Zor bir yıldı 2001."
BİR REHBER FIKRASI
25 yıldır yöneticilik pozisyonunda yabancılara sunum yapıp Türkiye’yi de anlattığını kaydeden Biryıldız, “Herkes antik kentlere, mitolojiye dair anlattıklarıma şaşar ve sunumum daha çok ilgi çeker. Geçenlerde BMW’nin RPM adlı bir projesi için çalışan uluslararası bir yönetici grubu İstanbul’da bir workshop yaptı. Bana da ev sahibi olarak Türkiye ve Borusan Otomotiv’i anlatma görevi düştü. Çok ilgilendiler, sorular sordular. Ardından tura gideceklerini duyunca öğrenci iken rehberlik yaptığımı söyleyip bir rehberlik fıkrası anlattım. Sunum alkışlarla son buldu.” Biryıldız’ın anlattığı o fıkra ise şöyle:“Rehber karma bir gemi grubunu gezdiriyor ve hangi cami, saray, medrese ya da kemer için bir inşa süresi söylese, gruptaki bir Amerikalı turist, ‘Amerika’da olsa idi şu kadar sürede yapılırdı’ diyor. Cami 10 yıl ise o ‘Amerika’da olsa 2 yılda yapılırdı’ diyor, medrese 6 yılda yapıldı ise Amerikalı ‘bizde olsa 1 yılda yapılırdı’ diyor. Sonunda Sultanahmet meydanına geliyorlar. Rehber Dikiltaşları, Alman Çeşmesi’ni, Bizans zamanı atlı araba yarışlarını anlatıyor. Rehber, Sultanahmet Camisi’ne sırtını dönüyor ve hakkında tek kelime etmiyor. Amerikalı dayanamayıp soruyor; ‘Bu cami ne’ diye. Rehber kayıtsızca arkaya dönüyor. Camiye bakıyor, sonra Amerikalı’ya dönüyor; ‘Bilmem, bu sabah ben geçerken yoktu’”.
Emek ile elde edilen önemli
EN son rehberlik belgesini 2013’te yenilediğini kaydeden Biryıldız, “Artık aktif olarak çalışmayanların bunu beyan etmeleri durumunda vize yaptırmalarına gerek yok. Konferanslara katılma zorunluluğu da yok. Buna pek sevindim diyemem. Benim de artık işimi kaybedersem rehberlik yaparım diye o bröveyi koruma zamanım geçti. Bu işin latifesi zaten. Hiç vazgeçmeme nedenim en başta bunu elde etmek için çok emek harcamış olmam. Emek ile elde edilen her şey çok değerli bence. İster rehberlik brövesi, ister uçuş brövesi. Rehberlik benim için güzel bir deneyimdi.