Güncelleme Tarihi:
ULUSLARARASI Enerji Ajansı (IEA) tarafından her yıl hazırlanan ve gelecekteki enerji trendlerine yönelik önemli ipuçları veren ‘Dünya Enerji Görünümü’ (World Energy Outlook) raporunun 2013 yılı baskısı yayımlandı. Rapora göre, ham petrol fiyatları 2035 yılına kadar varil başı 128 dolara çıkacak. Aynı dönemde tüketim yüzde 16’lık artış gösterecek. Yüksek petrol fiyatları ise ABD’de kaya petrolü yatırımları ve Brezilya’da derin deniz petrol üretimine yarayacak. Bir önceki raporunda, ABD’nin dünyanın bir numaralı petrol üreticisi olacağı tahminine yer veren IEA, bu tahminin bazı kurumlarca fazla abartıldığı görüşünde.
KÜSTÜRME TEHLİKESİ
Rapora göre, ABD 2016 yılında dünyanın bir numaralı petrol üreticisi haline gelecek. Fakat 2020 yılından itibaren Teksas ve Kuzey Dakota gibi eyaletlerdeki petrol sahalarının verimli dönemleri geride kalacak ve Ortadoğu petrol piyasasındaki hakimiyetini yeniden kazanacak. IEA Baş Ekonomisti Fatih Birol, bu konuda şunları söyledi: “Geçen yıl raporu açıkladığımızda ‘Amerika 2017 yılında Suudi Arabistan’ı geçerek, en büyük üretici olacak’ demiştik. Hatta bu 2016 yılında olabilir. Fakat bazı çevrelerde ‘Dünyanın Ortadoğu petrolüne ihtiyaç kalmadı gibi’ maksadını aşan yorumlar oldu. ABD’deki petrol üretimi 2020’ye kadar artacak, ondan sonra yavaş yavaş düşmeye başlayacak. 2020’den sonra Asya’dan gelen talep neticesinde Ortadoğu petrollerine dünyanın çok ciddi ihtiyacı olacak. Ortadoğu ve Körfez’de petrol üreten ülkelerin iştahını kaçırmak tüm dünyanın aleyhine olacaktır. Bu bölgedeki rafineri yatırımlarının bugünden yapılması gerekir, nitekim 7 ila 10 yıl sürüyor. ”
EN BÜYÜK KAYBEDEN AVRUPA
Enerji ile genel ekonomi arasındaki ilişkiyi de inceleyen Uluslararası Enerji Ajansı, ağır sanayinin önümüzdeki dönemde ABD gibi doğalgaz ve elektrik fiyatlarının ucuz olduğu ülkelere kayacağını tahmin ediyor. Fatih Birol’a “Enerji fiyatları bölgeler arasında bu kadar farklılık gösterirken, kimler kaybedecek, kimler kazanacak” diye sorduğumuzda ise şu yanıtı verdi: “Kaya gazı devriminin iki büyük sonucu oldu: 1) Enerji jeopolitiğinde değişimler oldu, 2) Dünya ekonomi sistemine ciddi değişimler getirdi. Avrupa’daki gaz fiyatları Amerika’dan yaklaşık 3 misli daha pahalı, elektrik fiyatları yine 3 misli kadar pahalı. Petrokimya, kağıt, demir-çelik, cam gibi enerji yoğun sanayilerde, toplam ticarette ABD, Ortadoğu ve Çin payını artırırken, Avrupa ve Japonya’nın payı ciddi olarak düşecek. En büyük kaybeden Avrupa, ikinci kaybeden Japonya olacak. En kazançlı bölgeler Amerika ve Ortadoğu olacak.”
3 adımda kazanan Türkiye olacak
KAYBEDEN ve kazananlar arasında Türkiye’nin konumunun ne olacağını sorduğumuz Fatih Birol, Türkiye’nin kaybeden değil kazanan ülkeler arasında yer almak için şu 3 maddeyi uygulaması gerektiğini kaydetti: 1) Yeni doğalgaz anlaşmalarında çok dikkatli olmalı, 2) Sanayide enerji verimliliği artırılmalı, 3) Mümkün olduğu kadar kendi enerjisini üretmeli. Öte yandan Birol, ağır sanayinin rekabet gücünün artması için teşvik tedbirleri alınmasının doğru olacağını vurguladı.
Dünya 2035’te 3.6 derece ısınacak
RAPORA göre, birçok ülkede açıklanan tedbirlere rağmen, 2035 yılına kadar enerjiyle alakalı karbondioksit salınımı yüzde 20 artış gösterecek. Bu da uzun vadede dünyanın ısısının 3.6 derece artacağını, yani belirlenen uluslararası hedef olan 2 derecenin çok üstüne çıkacağını gösteriyor.
Dizel talebi benzinin 3 katı
RAPORA göre, üretim ve talepteki büyük değişimler, Asya ve Ortadoğu’daki rafineri kapasitelerinin genişlemesi, batı ülkelerinde ise bazı rafinerilerin kapanmasına yol açacak. IEA, 2035 yılına kadar günde 10 milyon varil petrol işleme kapasitesinin riskte olduğunu, en çok da Avrupa’daki rafinerilerin savunmasız kalacağını tahmin ediyor. Buna karşılık rafinerilerin günde 5 milyon varil artış gösteren dizel talebini karşılamaları için daha fazla yatırım yapmaları gerekecek. Dizeldeki talep artışı benzindeki artışın üç katı olacak.
Ticarette yeni merkez Asya
RAPORDA, enerji tüketiminin merkezinin batıdan doğuya kayacağı, enerji ticaretinin de Atlantik Havzası’ndan Asya-Pasifik bölgesine yöneleceğine vurgu yapılıyor. Bunun Türkiye’nin dahil olduğu boru hattı projelerini nasıl etkileyeceğini sorduğumuz Birol, “Türkiye üzerinden geçecek olan maksimum petrol ve gaz miktarlarına bakarsak, Türkiye’nin şu andaki jeopolitik durumunu etkilemez. Türkiye, petrol ve gaz üretiminde diğer ülkelerde de söz sahibi olabilir. Özellikle Afrika ve Irak son derece önemli. Sadece petrol ve gazı düşünmemek lazım, Türkiye’nin çevresinde, özellikle Ortadoğu’da ciddi elektrik santrali kurma ihtiyacı var. Bu santrallerin kurulmasında Türk sermayesi önemli katkılar yapabilir. Suudi Arabistan’dan Kuveyt’e, Afrika dâhil olmak üzere” şeklinde konuştu.