Güncelleme Tarihi:
30.07.1999 tarih ve 4422 sayılı ‘‘Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu’’ uygulamaları ile ilgili olarak bazı Yeminli Mali Müşavirlerin günlerce sorgulanması ve gözaltına alınmaları nedeniyle, İstanbul Mali Müşavirler Odası; bu kanunu hazırlayan kurulun başkanı ve kanunun ‘‘isim babası’’ Prof. Dr. Sulhi Dönmezer ve Doç. Dr. Şükrü Kızılot'un katılımlarıyla bir panel düzenledi.
Prof. Dönmezer, Batıdaki uygulamalara paralel olarak ihtiyaçtan doğan bu kanunun aslında ‘‘mafya’’ için çıkarıldığını, kanunun adında ‘‘mafya’’ denilemeyeceği için bu şekilde isimlendirildiğini ifade etti. Suçun unsurlarının oluşması için, ortada ‘‘açık veya gizli işbirliği içinde bir örgüt’’ ile birlikte ‘‘zor, cebir ve tehdit unsurlarının kullanılarak haksız bir çıkar sağlanması, bir kuruluşun yönetim ve denetiminin korkutarak ve sindirerek ele geçirilmek istenmesi, basın- yayın organlarında korkutarak nüfuz elde etmek ve kartel- tröst kurmak’’ ve hatta ‘‘bu amaçlara ulaşmak için örgüt kurma aşamasında dahi’’ devletin müdahale etme imkanı bulunduğunu söyledi. Kanuna göre ‘‘cebir, şiddet ve tehdit olmadan örgüt olmayacağı’’ yolundaki açıklamaları nedeniyle, kendisine tarafımızdan yöneltilen bir soruda ‘‘sorgulananların bırakın şiddeti, tam tersine, lüks oteller, metresler, rüşvetler, bedelli çıkarcılara ödenen tatil, ev kiraları ve telefon paraları ve gece alemleri ile birlikte bir tatlı hayat sunulduğunu’’ hatırlattık.
Hocanın cevabı şöyle: ‘‘Bu kanun Mafya için çıkarıldı. Ceza hukukunda mesleğin icrası, hukuka uygunluk sebebidir. Mesela bir şahıs, bir kişinin karnını bıçakla yararsa müessir fiildir, yargılanır ve ceza görür. Fakat bir doktor mesleğini icra ederken ameliyat nedeniyle hastanın karnını yardığında müessir fiil cezası verilmez. Aynı şekilde, avukatlar ve mali müşavirler de mesleklerini icra ederken bu özel hükümler uygulanır. Tabii bu meslek mensuplarının bilfiil suç örgütü içine girerek suç işlememeleri ve serbest meslek ücreti dışında çıkar sağlamamaları şartıyla. Her mesleği suistimal eden çıkabilir. Bu ayırımın iyi yapılması gerekir’’ dedi.