ABD'de ekonomik toparlanma güç kazandı

Güncelleme Tarihi:

ABDde ekonomik toparlanma güç kazandı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 01, 2021 07:27

Kovid-19 salgının ekonomik faaliyeti sekteye uğratmasıyla geçen yıl daralma kaydeden ABD ekonomisi, bu yıla güçlü bir başlangıç yaptı. Ülke ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 6,4'lük büyüme performansı gösterirken, sağlanan mali destekler ekonomik büyümeyi hızlandırdı.

Haberin Devamı

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının ekonomide açtığı yaraları sarmaya çalışan ABD mali desteklerle ekonomik büyümesini hızlandırırken, uzmanlar, ülke ekonomisindeki canlanmanın küresel ekonomik faaliyetlere de olumlu yansımasının beklendiğini belirtti.

Kovid-19 salgının ekonomik faaliyeti sekteye uğratmasıyla geçen yıl yüzde 3,5'lik küçülme gösteren dünyanın en büyük ekonomisi, bu yıla güçlü bir başlangıç yaptı.

Uzun süren bir ekonomik büyüme sürecinin ardından Kovid-19 salgınının neden olduğu krizle 2020'de derin bir resesyona giren ABD ekonomisi, geçen yılın ilk çeyreğinde yüzde 5, ikinci çeyreğinde ise yüzde 31,4 ile tarihi bir küçülme yaşamıştı.

Sağlanan mali destekler ve ekonomik faaliyetin kademeli bir şekilde normale dönmesiyle 2020'nin üçüncü çeyreğinde yüzde 33,4'lük rekor bir performansla yeniden büyüme patikasına giren ülke ekonomisi, geçen yılın son çeyreğinde ise yüzde 4,3'lük büyüme göstermişti.

ABD ekonomisi, devam eden mali destekler ve Kovid-19'a karşı artan aşılama çalışmalarıyla bu yılın ilk çeyreğinde ise büyümesini hızlandırdı.

MALİ DESTEKLERİN ETKİSİ TÜKETİCİ HARCAMALARINA YANSIDI

ABD Ticaret Bakanlığının verilerine göre, ülkede Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) ocak-mart döneminde yıllıklandırılmış olarak yüzde 6,4'lük artış kaydetti.
Bu dönemde beklentilerin biraz üzerinde bir performans gösteren ABD ekonomisinin büyümesinde, kişisel tüketim harcamaları, konut dışı sabit yatırımlar, federal hükümet harcamaları, sabit konut yatırımı ile eyalet ve yerel hükümet harcamalarındaki artışın özel stok yatırımları ve ihracattaki düşüşle kısmen dengelenmesi etkili oldu.

Kovid-19 salgınının ekonomik etkilerine karşı sağlanan mali desteklerin etkisi özellikle tüketici harcamalarına yansırken, tüketici harcamalarındaki artış büyümeyi hızlandıran temel etkenlerden biri olarak öne çıktı. Kişisel tüketim harcamaları, bu dönemde yıllıklandırılmış olarak yüzde 10,7'lik yükselişle 1960'lardan bu yana kaydedilen en hızlı artışlarından birini gösterdi.

ABD, Kovid-19 salgının ekonomik etkileriyle mücadele kapsamında Trump döneminde yaklaşık 3 trilyon dolarlık destek sağlamış, 2020'nin sonuna doğru 900 milyar dolarlık ilave destek paketini hayata geçirmişti. ABD Başkanı Joe Biden da görevi devralmasının ardından mart ayında 1,9 trilyon dolarlık ekonomik destek paketini onaylamıştı.

Uzmanlar, mali teşviklerin ABD ekonomisinin toparlanmasındaki rolünün altını çizerken, bu yıla ilişkin ekonomik büyüme tahminlerinin yükseltilebileceğini ve ülke ekonomisindeki canlanmanın küresel ekonomik faaliyetlere de olumlu yansıyacağını belirtti.

2003'ÜN İKİNCİ ÇEYREĞİNDEN BU YANA EN HIZLI BÜYÜME

Dünya Bankası Kıdemli Ekonomisti Sibel Kulaksız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD ekonomisinin 2003'ün ikinci çeyreğinden bu yana en hızlı ikinci büyüme hızına eriştiğini söyledi.

ABD ekonomisi için ilk çeyrekteki "umut verici canlanmanın" ağırlıklı olarak tüketim harcamalarından kaynaklandığına işaret eden Kulaksız, şunları kaydetti:
"ABD’de ekonominin yüzde 68,2'sini oluşturan tüketiciler, bir önceki döneme kıyasla harcamalarını yüzde 10,7 artırdı. Beyaz eşya gibi dayanıklı tüketim malları için yapılan harcamalar yüzde 41,4 arttı. Mal piyasalarında gerçekleşen bu canlanma büyük ölçüde ihtiyacı olan Amerikalılara kişi başına 1.400 dolarlık ödemeyi öngören üçüncü teşvik programının mart ayında yürürlüğe girmesiyle açıklanabilir. Önümüzdeki dönemde, hizmetler piyasasının da bu trendi takip etmesi bekleniyor. Günlük ortalama aşılama sayısının nisan ortasında 3 milyon kişiyi geçmesiyle ve aşılama programının başarıya ulaşmasıyla kısıtlamalar hafifletildiğinden, hane halklarının artan tasarruflarını hizmetler sektörüne yönlendireceği öngörülüyor."

"ABD EKONOMİSİ OECD ÜLKELERİNE KIYASLA DAHA DİRENÇLİ OLDUĞUNU GÖSTERDİ"

Kulaksız, başkanlık görevindeki ilk 100 gününü tamamlayan Biden'ın önceliklerinin Kovid-19 salgınıyla mücadele ve ekonomik toparlanmayı desteklemek olarak belirlendiğini anımsatarak, ABD ekonomisinin salgın karşısında OECD ülkelerine kıyasla daha dirençli olduğunu gösterdiğini ifade etti.

ABD'nin dış talebe Almanya veya Japonya gibi ülkelerin ekonomilerine kıyasla çok daha az bağımlı olması nedeniyle dış şoklardan korunmasının daha kolay olduğuna dikkati çeken Kulaksız, "Ekonomik büyümenin, 2021'in ikinci yarısından sonra Kovid-19 öncesi seviyelere geri dönmesi ve yılın tamamında yüzde 3,5'in üstünde büyümesi bekleniyor." dedi.

Kulaksız, para politikasının toparlanma sürecinde uyumlu bir rota izleyeceğini belirterek, gelecek dönemde ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz oranlarını sıfırda tutmasının ve en azından 2023 yılına kadar acil likidite sağlamaya devam etmesinin öngörüldüğünü aktardı.

Ekonomik toparlanma sürerken, Fed'in 2023 sonundan itibaren faizleri artırmaya kademeli olarak başlayabileceğini anlatan Kulaksız, "Ayrıca, Fed kısa vadeli borçlanma oranını sıfıra yaklaştırarak ve yaklaşık 4 trilyon dolar değerinde tahvil satın alarak bilançosunu 8 trilyon dolara ulaştırdı." diye konuştu.
Kulaksız, maliye politikalarının da ekonomiye büyük destekler getirdiğinin altını çizdi.

"ABD'DEKİ CANLANMANIN KÜRESEL EKONOMİYE OLUMLU YANSIMASI BEKLENİYOR"

Ülkedeki ekonomik canlanmanın küresel ekonomik faaliyetlere de olumlu yansımasının beklendiğine işaret eden Kulaksız, "Her ne kadar ikinci çeyrekte kriz öncesi düzeye dönme beklentisi olmasa da global aşılamanın tüketici ve iş dünyasında güven tesis edeceği öngörülmektedir, özellikle aşılama oranı yüzde 35'e ulaştığında bu ekonomide daha da hissedilecektir. Buna bağlı olarak tüketimin artması ve yatırımların güçlenmesi beklenmektedir." dedi.

Kulaksız, "Ekonomik canlanmanın ABD'de sinyaller vermesi, Türkiye de dahil olmak üzere potansiyel ticaret ortakları için iyi bir haber anlamına geliyor. Türkiye ekonomisinin sunabileceği çok büyük ihracat fırsatları bulunmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin otomotiv parçaları, tekstil, ev aletleri, inşaat malzemeleri ve mobilya gibi güçlü sanayilere sahip olduğunu vurgulayan Kulaksız, bu sektörlerin ABD'ye olan ihracatı artırma potansiyelinin çok yüksek olduğunu ifade etti.

Kulaksız, "Ayrıca, dijital ekonomide Türkiye, veri hizmetleri, yazılım ve teknoloji start-up alanlarında büyüme potansiyelleri göstermektedir. Özellikle, online oyun sektörü Amerika'da yüksek talep vadetmektedir. Bunun dışında, Türkiye ve Amerikan şirketlerinin Afrika kıtasında inşaat ve altyapı sektörlerinde ortak girişimlerde bulunmaları büyük getiriler sağlayabilir. USExim ve TurkExim arasındaki mevcut anlaşmaların kuvvetlendirilmesi her iki ülkenin yararına olur." diye konuştu.

"BÜYÜME TAHMİNİMİZİ YÜKSELTMEMİZ GEREKEBİLİR"

Moody's Analytics Direktörü Ryan Sweet de ABD ekonomisinin bu yılın ilk çeyreğinde gösterdiği büyüme performansında hükümetin agresif mali teşvikinin kritik bir rol oynadığını söyledi.

Sweet, "Ekonomi, resesyondan tamamen kurtulma yolunda küçük bir kilometre taşı olan üretim açığını kapatmak üzere." değerlendirmesinde bulundu.
Mali teşvikin etkisinin ilk çeyrek GSYH'nin tamamında hissedildiğinin altını çizen Sweet, ilk çeyrekte harcanabilir gelirdeki yıllıklandırılmış yüzde 61,3'lük artış nedeniyle tüketici harcamalarındaki güçlenmenin şaşırtıcı olmadığını ifade etti.

Sweet, ilk çeyrek GSYH'nin para politikası etkilerinin ise önemli olmadığını belirterek, "Fed, ekonominin hala hedeflerinden uzak olduğunu vurgulamaya devam ediyor." dedi.

Ryan Sweet, "Bu yıl ekonomik büyüme tahminimizi yükseltmemiz gerekebilir. Nisan bazında GSYH bu yıl yüzde 6,4 arttı, ancak fazla tasarruf miktarı ve stokları yenileme ihtiyacı göz önüne alındığında GSYH tahminimizi aşabilir." diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!