Güncelleme Tarihi:
DEİK Başkanı Nail Olpak ile TAİK Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ dün bir basın toplantısı düzenleyerek söz konusu çalışma ile ilgili bilgi verdiler. TAİK Başkanı Yalçındağ geçen yıl Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump’ın işaret ettiği 100 milyar dolarlık hedefe nasıl ulaşılacağını belirlemek amacıyla yönetim danışmanlığı firması Boston Consulting Group (BCG) ile kapsamlı bir çalışma yürütüldüğünü hatırlattı. Yalçındağ, “BCG ile yeni bir kapsamlı çalışmaya başlamış durumdayız. Bu çalışmada, özellikle Çin’in ABD ile olan ticaretinde yaşanacak kayıptan ortaya çıkacak fırsatları değerlendiriyoruz ve Türkiye’nin Çin’in yerine geçmek için atması gerek adımları belirliyoruz” dedi.
EYLÜLDE TAMAMLANACAK
Çalışmanın eylül ayında tamamlanacağını belirten Yalçındağ, ilk etapta şu bulgu ve tespitleri paylaştı:
- Salgın sonrası küresel ekonomik ilişkilerde yapısal dönüşümler yaşanıyor. Son 30 yılda giderek artan ölçüde tedarik zincirlerinin merkezine oturan Çin’in bu güçlü konumunu kaybetmesi söz konusu. Çin’den tedarik edilen ürün ve hizmetlerin bir kısmının ABD içindeki üretimle karşılanması, bir kısmının ise dünyadaki diğer üretim merkezlerine kayacağı öngörülüyor. Bu noktada Türkiye için önemli fırsatların doğacağına inanıyoruz.
- ABD, 2019 yılında hızla azalttığı Çin’den yaptığı ithalatı önümüzdeki yıllarda da azaltma konusunda son derece kararlı adımlar atıyor. 2019 yılında Çin’den yaptığı ithalatı azaltan ABD, Çin yerine ithalatını daha çok Vietnam, Meksika ve Tayvan’dan yaptı. Bu ülkelerden yaptığı ithalat sırasıyla 18, 12 ve 9 milyar dolar artış gösterdi. Türkiye ise, 2019 yılında ABD’ye yaptığı ihracatını 400 milyon dolar civarında artırırken bu pastadan payını istediği ölçüde alamadı.
- BCG küresel ticaret uzmanlarının ve araştırma ekiplerinin yaptığı çalışmaya göre ABD ile Çin arasında ticaret koridorunda 2019 yılında yaşanan daralma gelecek yıllarda daha da derinleşecek. 2023 yılına kadar ABD ile Çin arasındaki ticaret koridorunun 150 ila 200 milyar dolar arasında daha da daralması öngörülüyor. Bu da diğer ülkeler için son derece önemli fırsatlar sunuyor.
- Mevcutta güçlü olduğumuz sektörlerimiz ABD’ye yapacağımız ihracatta lokomotif olacaklar, ancak Türkiye’nin şu anda ABD’ye ihracatında neredeyse hiç yer almayan iki sektörün Türkiye’nin odaklanması gereken alanlar olduğunu düşünüyoruz. Bunlardan birincisi, elektronik ve elektrikli ekipmanlar sektörü. Sektör temsilcileriyle yaptığımız görüşmelerde Türkiye’nin de bu sektörde yetkinliklerinin iyi düzeyde olduğunu ancak ABD pazarında yeterince güçlü ilişkiler kurulamadığını gözlemliyoruz.
- Türkiye’nin cesur adımlar atması gerektiğini düşündüğümüz diğer bir alan da bilişim ve haberleşme teknolojileri (ICT) sektörü. Türkiye’nin ABD merkezli şirketler için bölgesel bir teknoloji merkezi olması ve yerel firmalarını daha fazla hizmet ihracatına dahil etmesi son derece olası. Sektörün güçlü oyuncuları Netaş, Softtech, Innova gibi firmalar da burada aktif roller üstlenebilirler.
SERBEST TİCARET ANLAŞMASI ŞART
DEİK’in pandemi sonrası yol haritasında, 3 stratejik bölge olan Amerika, Avrupa-AB ve Asya Pasifik coğrafyaları bulunduğunu belirten DEİK Başkanı Nail Olpak, “Amacımız bu önemli bölgelerdeki ticaretimize yön vermek. ABD ile 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimiz bulunurken, ABD’li Senatör Lindsey Graham ile yaptığımız webinarımızda ise bir adım ötesini konuşalım ve artık Serbest Ticaret Anlaşması (STA)’dan söz edelim şeklinde fikir birliğine vardık. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde odak noktalarımızın en başında gelen ülkelerden biri ABD olacak. Burada DEİK olarak bizim görevimiz, bugün açıkladığımız “COVID-19 Sonrası Türkiye-ABD Ekonomik İlişkileri” gibi stratejik rapor çalışmalarına imza atmak” ifadelerini kullandı.