Nilgün KARATAŞ
Oluşturulma Tarihi: Eylül 08, 2002 02:02
Anadolu Grubu'nun bankası Abank ile Fransız Credit Agricole arasındaki ortaklık görüşmelerinden sonuç çıkmadı. Abank Genel Müdürü Alev Göçmez, üzerinde konuşulan modelde anlaşamadıklarını belirtirken, ‘‘Daha fazla zorlamadık ama kapıyı açık tuttuk’’ diye konuştu.
Dünyanın en büyük bankacılık grupları içinde ilk 10 arasında sayılan Fransız Credit Agricole ile Abank (Alternatif Bank) arasında 6 aydır süren ortaklık görüşmeleri durduruldu. Abank Genel Müdürü Alev Göçmez, görüşmeler başlarken öngörülen ortaklık modeli üzerinde anlaşmaya varılamadığını belirtirken ‘‘Daha fazla zorlamayalım dedik, ortaklı ya da ortaksız Abank kendi çizgisini sürdürecektir’’ dedi.
Son durum hakkında Borsa'yı bilgilendiren Abank, ‘‘bankanın ana hissedarı Anadolu Grubu ve Credit Agricole Indosuez'in, nisan ayında öngörülen biçimiyle bir ortaklık oluşturulması yönündeki çalışmaları durdurma kararı’’ aldıklarını açıkladı. Açıklamada, ‘‘bu karara karşılık tarafların uygun görülecek yeni bir temelde, görüşmeleri yeniden başlatma fikrini açık tuttukları’’ kaydedildilirken, Abank Genel Müdürü Alev Göçmez konu hakkında şöyle konuştu: ‘‘Tarafların birbirine yaklaşımı olumluydu ama ortak noktayı bulamadık. Ortaklığın nasıl olacağı yönünde anlaştığımız bir şekil vardı, konjoktürden de kaynaklanan bir takım nedenlerden dolayı bu model üzerinde bir sonuca varmakta zorlandık. Detaylara girdiğimiz zaman bir takım zorlanmalarımız oldu. O zaman dedik ki, 'daha fazla zorlanmayalım. Daha fazla zorlamak istemedik, ama yeni bir şekilde, kapıyı açık tutarak 'oturup baştan bir düşünelim bakalım' dedik, 'farklı bir şekilde ele alabiliriz' diye konuştuk. Bu karar müştereken alındı.’’
Tekrar biraraya gelmek için tarafların birbirine her hangi bir tarih vermediğini söyleyen Göçmez, bu konu için ‘‘ucu açık’’ demekle yetindi.
Credit Agricole ile ortaklık görüşmeleri devam ederken Abank'ta başlatılan yeniden yapılanma çalışmalarında bir değişiklik olmayacağını da vurgulayan Göçmez, ‘‘Yabancı bir ortak olsun ya da olmasın biz tercihimizi ortaya koyduk’’ diye konuştu. Göçmez, bu konuda şunları söyledi:
KENDİMİZE UYGUNUNU SEÇTİK
‘‘Kitlesel bankacılık yapan zaten 4-5 banka var, o işe soyunan 4-5 banka daha var, 1-2 yabancı banka da yine bu alanla ilgileniyor, orada bir mücadele var. Biz kendi güçlü yönlerimize bakınca, toptan bankacılık ya da ihtisas bankacılık denilen alanda gelişmemizin daha uygun olduğunu düşündük. Son konsolidasyondan sonra orada zaten bir boşluk ortaya çıktı.
Kredi kartlarından çıktık ama özel bireysel çalışmalarımız sürecek. Görüştüğümüz model de aşağı yukarı bu tarz bir modeldi. Ortaklı ya da ortaksız olarak bu bizim var olmayı tercih ettiğimiz pazar pozisyonu bu.’’
Abank'ın bu çalışmalarının ortaklık görüşmelerinden tamamen bağımsız olduğunu dile getiren Göçmez, hiç bir zaman kitlesel bir banka olmayı hedeflemediklerini, şube açma yarışı içine girmediklerini kaydetti. ‘‘Bizim en fazla geldiğimiz yer 29 şube, şu aşamada bile onlardan bazılarından bile geri çekilmek daha mantıklı olabilir’’ diyen Göçmez, ilerde 40-50 şubeli bir banka olmayı düşünebilceklerini ancak hiç bir zaman ‘‘yüzlerce şubesi olan’’, ‘‘milyonları hedefleyen’’ bir banka olmayacaklarını vurguladı.
Başka tekliflerin gündeme gelip gelmeyeceği konusunda ise Göçmez, ‘‘Bu kadar dinamik, bu kadar yeniden yapılanma ortamında olan bir sektörde bir takım fikirlerin konuşulması doğaldır. Bunların somut bir proje haline dönüşmesi ayrı bir konu. Somut hale geldiği zaman biz zaten halka açık bir banka olduğumuz için Borsa'ya açıklıyoruz’’ diye konuştu.
Sorun sadece Türkiye riski değil
CREDIT Agricole ile görüşmelerin sona ermesinin ‘‘sadece Türkiye riski’’ ile yorumlanmasının doğru olmayacağını ifade eden Abank Genel Müdürü Alev Göçmez, ‘‘Bu tip ortaklık görüşmeleri zor işler. Her şey doğru düzgün olsa bile, ortam dahi düzgün olsa, belli koşullarda anlaşşanız da işin içine girildiğinde, süreç içinde ortaya çok farkı etkenler çıkabiliyor’’ dedi. ‘‘Yabancılar Türk bankalarına düşük fiyat veriyor, o yüzden anlaşma sağlanamıyor’’ yorumlarının da tek başına doğru olmadığını belirten Göçmez, şöyle konuştu: ‘‘Sadece Türkiye'de değil, belirsizlikler dünyadaki her türlü aktifin fiyatını düşürmüş durumda. Wall Street'e bakıyorsunuz hisseler yerlerde sürünüyor, koskoca uluslararası şirketlerin değerleri düşmüş durumda. Gelişmekte olan ülkelere baksanız durum öyle, bugün bir Güney Amerika'da olanlar çok da iyi örnekler oluşturmuyor, yeni yatırım yapmak isteyen insanlar, kurumlar açısından. Arjantin'de Brezilya'da olanlara baktığınız zaman çok uluslu kuruluşlar daha temkinli olma ihtiyacı hissediyorlar. Türkiye'nin kendine özgü belirsizlikleri de var tabi.’’
Yabancıdan başka alternatif görünmüyorTürk bankacılık sektörünün hálá ‘‘sermaye zaayifeti’’ içinde olduğunu dile getiren Alev Göçmez, ‘‘Sektörün Türkiye'nin büyümesini destekleyecek bir yapıya kavuşması için hálá çok büyük sermayeye ihtiyacı var, sektörün sermaye açısından güçlenmesi lazım’’ dedi. Göçmez, bu sermayenin kaynağı konusunda şu değerlendirmeyi yaptı: ‘‘Ya halka açılma yöntemi ile bu kaynak sağlanabilir ama Türkiye'de malesef sermaye piyasası da bir sıkıntı içinde. Ya da devlet yardım edecek, devletin durumu malum. İster istemez gözler dışarıya gidiyor. Zaman içinde belki içerden bazı çözümler çıkabilir ama malesef bir-iki yıl içinde bu yapılanmanın kaynağını çok fazla içerde göremiyoruz.’’