Zeynel LÜLE/BRÜKSEL / Nilgün KARATAŞ
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 19, 2008 00:00
Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerde 35 başlıktan biri olan vergilendirme, ’rakı-viski rekabeti’ yüzünden başlayamadı.
Müzakerelerin başlaması için Türkiye’nin viski ve benzeri içkilere uyguladığı vergiyi düşürmesi gerekiyor. Ancak Türkiye’de rakı üreten firmalar buna karşı çıkıyor.
TÜRKİYE ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki müzakerelerdeki vergilendirme faslının açılması, rakı-viski rekabeti yüzünden gecikti. Rakıya düşük, ithal içkilere ise yüksek tutarlı maktu vergi uygulanması, müzakere sürecinde sorun yarattı.
Sorun viskinin vergisi
AB Komisyonu’ndan elde edilen bilgilere göre, Türkiye ile AB arasındaki 35 başlıktan biri olan ’vergilendirme’nin müzakerelere açılabilmesi için, Türkiye’nin viski ve benzeri içkilere uyguladığı vergi oranını, belirli takvim çerçevesinde düşürmesi gerekiyor. Ancak, Türkiye’de rakı üretimini büyük ölçüde ele geçiren Amerikan firmaları (Mey’in ortağı Texas Pasific Group kast ediliyor), viski ve benzeri içkilere uygulanan ve yüzde 75’lere varan vergi oranıyla Dünya Ticaret Örgütü kurallarına göre çok yüksek olan bu oranın indirilmesine karşı çıkıyor.
’Vergi düşsün’ kriteri
Rakı üreten firmalar, viskilere uygulanan yüksek vergilerin indirilmesiyle, rakı tüketiminin azalacağı gerekçesini ortaya koyuyor. AB Komisyonu yetkilileri, vergilendirme faslının, müzakerelere açılımının bu yüzden mümkün olmadığını, Türkiye’nin "açılış kriteri" olarak belirlenen "viski vergisini" azaltması gerektiğini savunuyor.
İskoçlar başlattı
Bu sorunun ilk çıkış noktası ise İskoç viski lobisinin, rakıya uygulanmakta olan vergi oranın artırılarak viski ile aynı düzeye getirilmesi için AB nezdinde girişimde bulunmasına dayanıyor. Bu girişimin ardından AB, "alkollü içkilerde alkol derecesine göre vergilendirme" önerisini gündeme getirmişti. Ancak buna karşı çıkan Türkiye’deki üreticiler de "milli içki rakıyı" korumak amacıyla biraraya gelmişti.
Rakıcıların güçbirliği
Geleneksel Alkollü İçki Üreticileri Derneği (GİSDER) kurulurken, başkanlığını da Mey İçki CEO’su Galip Yorgancıoğlu üstlenmişti. Mey, Efe, Sarper, Anadolu ve Burgaz şirketlerinin biraraya gelerek kurduğu bu dernek, "alkollü içkilerde alkol derecesine göre vergilendirme" önerisine karşı birlikte mücadele başlatırken, "Rakının Türkiye’nin milli alkollü içkisi olduğundan hareketle hükümetin bu konuda Brüksel’de taviz vermemesi gerekiyor" görüşünü de savunmuştu. Dernek, içerde hükümet nezdindeki çalışmalarla da sınırlı kalmayıp, Brüksel’de lobi faaliyetlerine başlamıştı.
Yunanistan’ın uzosuna ne uygulandıysa onu istiyoruz
VİSKİ lobisi Brüksel’de etkinliğini korumaya çalışırken, rakı lobisi de boş durmuyor. Bir yandan hükümeti bilgilendirmek, diğer yandan da Brüksel’de rakıyı ’geneleneksel bir içki’ olarak kabul ettirmek için çalışan Geleneksel Alkollü İçki Üreticileri Derneği (GİSDER), Yunanistan’a tanınan hakların Türkiye’ye de tanınmasını savunuyor.
Doğrusu ’1’e 2 vergi’
GİSDER Başkanı Galip Yorgancıoğlu, Yunanistan’a ilişkin uygulamalara dikkat çekerek, şunları söyledi: "Biz GİSDER olarak bir yandan Türkiye’nin AB üyesi olması için çalışıyoruz bir yandan da bir diğer AB ülkesi olan Yunanistan’la eşit koşullarda girmesini istiyoruz. Yunanistan’ta Uzo, geleneksel içki olarak kabul edildiği için 1’e 2 vergi oranıyla korunuyor. Türkiye’de de halen mevcut uygulama bu yönde. Viskinin vergisi 70 lira ise rakının ki 35 lira. Bu uygulamanın devam etmesi lazım. Çünkü Yunanistan için uzo neyse, Türkiye için de rakı öyle. Rakı bizim geleneksel içkimiz ve Yunanistan’daki uygulamanın aynen Türkiye’de uygulanmasını istiyoruz."
1.3 milyonu ilgilendiriyor
Rakının Türklerin sosyal hayatı kadar, Türkiye ekonomisi için de önemli olduğuna dikkat çeken Galip Yorgancıoğlu, Türkiye’de 1.3 milyon kişinin geçimini rakı üretim ve satışından kazandığına dikkat çekti. "Üzümcüsü, şişecisi, kapakçısı çok sayıda insan rakıdan ekmek yiyor" diyen Yorgancıoğlu, elde edilen verginin de yıllık vergi gelirinin yüzde 1’ini oluşturduğuna dikkat çekti. Yorgancıoğlu, konu ele alınırken bütün bu unsurların da değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Bu başlığın önceliği yok
GİSDER’in su konuda sürekli Dışişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanlığı ile sürekli bilgi alışverişi yaptıklarını belirten Yorgancıoğlu, bu konunun müzakere sürecinde öncelikli bir konu olmadığını da söyledi. Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan’ın da bunu daha önce dile getirdiğini hatırlatan Yorgancıoğlu, "Vergi konusu müzakerelerde en son açılan başlıklardan birisi, dolasıyla burada rakıyı bahane etmek doğru olmaz. Slovenya’da 33 müzakere başlığı arasında, sondan birinci olarak görüşülmüş. Türkiye içinde öncelikli konusu bu değil. "
4 başlık daha bekliyor
AB Komisyonu’ndan elde edilen bilgilere göre, yakın zamanda açılabilecek 4 başlığın daha Türkiye’nin çeşitli kriterleri yerine getirmemesi nedeniyle açılması şu aşamada mümkün gözükmüyor. Bu başlıklar şöyle:
1- Sendikal haklar: Sendikal haklarla ilgili müzakerelereni açılabilmesi, Türkiye’nin bu konuda bir yasa hazırlamasıyla mümkün olabilecek. Bu yasa hazırlandı ve TBMM’ye sunuldu. Ancak bunda da işverenlerin direnişi var ve yasa mecliste bekliyor.
2- Kamu ihaleleri: Bu konuda da AB kriteri yerine getirilmedi. Brüksel yetkilileri, Türkiye’nin bu alanda eski hükümetlerin çıkardığı yasalardan daha geriye düştüğünü, ihalenin denetiminin tırpanlandığını belirtiyor.
3- Rekabet: Devlet yardımları ve bu yardımların AB normlarına uygun olup olmadığını denetleyecek makam oluşturulamadı. Bu yardımların siyasi amaçlarla kullanılmasının engellenmesi ve paranın "israf" edilmesinin önlenmesi için gerekli olan "denetim mekanizması"nın oluşturulması bekleniyor.
4- Gıda güvenliği: Bu alanda, Türkiye’deki büyük baş hayvan sayımı, hayvanların "kimlikleri"ni ve sayılarını belirlemek amacıyla kulaklarına "çipli" küpelerin takılması işleminin gerçekleşmesi bekleniyor. Ayrıca şap hastalığının önüne geçmek amacıyla yapılması gereken sıkı denetim yeterli bulunmuyor. Komisyon yetkilileri ayrıca, "çevre" faslının da açılmasının, ancak bu konuda Türkiye tarafından hazırlanacak bir eylem planına bağlı olduğunu kaydediliyor.